İstanbul Üniversitesi’nde 1 Nisan’da fakülte binalarına giren polislerce gözaltına alınan 24 öğrenci dün (2 Nisan) adli kontrol kararıyla serbest bırakıldı.
Avukatlar Yelda Koçak ve Gülizar Tuncer, öğrenciler hakkında serbest bırakılma kararı çıktığı sırada İstanbul Emniyet Müdürlüğü’ne saldırı yaşanmasıyla savcının ifadelerini almadan öğrencileri adli kontrol kararıyla mahkemeye sevk ettiğini anlattı.
9. Sulh Ceza Hakiminin öğrencileri ve avukatları dinlemeden dosya üzerinden adli kontrol kararı verdiğini anlatan avukatlar, bu durumun adil yargılanma hakkı ihlali olduğunu söyledi.
Avukatlar hem adli kontrol kararına itiraz edecek hem de adil yargılamanı ihlaline ilişkin hukuki süreci başlatacak.
Haklarında adli kontrol kararı verilen öğrenciler her Pazar günü en yakın karakola giderek imza verecek. Bu durum kamu davası açılana ya da soruşturma bitene dek sürecek.
Koçak: Serbest bırakılan öğrenciler nezarete alındı
1 Nisan günü İstanbul Üniversitesi Hukuk ve Edebiyat Fakültelerine giren polis, afişleri söktü, öğrencileri darp etti ve toplam 24 öğrenciyi gözaltına aldı.
Yelda Koçak, öğrencilerin serbest bırakılma kararının ardından İstanbul Emniyet Müdürlüğü’ne yaşanan saldırı sonrası nezarethaneye götürüldüğünü anlattı:
“Savcı emniyetteki ifadelerinin ardından serbest bırakılmasına karar vermişti. İlk getirilen 17 kişinin ifadeleri tamamlandı, sevk serbest evrakları imzalandı.
“Öğrenciler Vatan Caddesi’ndeki İstanbul Emniyet Müdürlüğü bahçesinde otobüstelerdi, nezarete girişleri yapılmamıştı. Polis kimliklerini ve eşyalarını dağıtıp serbest bırakılacaktı.”
“O sırada saldırı olunca, telefonları toplanarak nezarethaneye indirildiler. Mevcutluya dönmüş oldu, savcı ifade almaya gerek görmeden adli kontrol sebebiyle mahkemeye sevketti. “
“Hakim öğrencileri görmedi”
“Hakim mahkeme yapmadı, dosya üzerinden inceleme yaptı. Öğrencileri görmedi, bizi dinlemedi. Dosya üzerinden adli kontrol kararı veremeyeceğini, duruşma açması gerektiğini, bunun adil yargılanma hakkının, anayasanın, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin ihlali olduğunu anlattık.
“Hakim kararı yüzümüze söylemedi. Kapıyı çarparak çıktı.”
“Bu tehlikeli bir durum, bir süre sonra uygulamaya dönüşebilir. Adli kontrol kararı dosya üzerine avukatlar bile dinlenmeden verilir hale gelebilir.”
Tuncer: Savunmaya yer yok
İkinci gruptaki yedi öğrencinin avukatlarından Gülizar Tuncer de İstanbul Adliyesi’ne girişte zorluk yaşadıklarını, dosyayı göremediklerini, adliye koridorunda kötü muameleye maruz kaldıklarını anlattı.
“Ne savcılık ne hakim aşamasında şüpheliler ifade veremedi, avukatlar savunma yapamadı. Dosyayı da göstermediler. Adliye koridorunda bulunmamızı bile istemiyorlardı. Hakim kapıyı suratımıza çarparak gitti.
“Yargı işleyişinde savunmaya da, sanık haklarına da adil yargılamaya da yer yok.” (BK)