Orta Doğu Teknik Üniversitesi (ODTÜ) öğretim elemanları ve çalışanlar ile mezunları ayrı ayrı bildiriler yayınlayarak Gezi Parkı’ndan başlayıp ülkeye yayılan direnişe destek verdi, devlet şiddetini protesto etti.
“Temel insan haklarına sahip çıkan halkımızın ayağa kalkmasını destekliyoruz”
ODTÜ öğretim elemanları ve çalışanları sekiz yüzü aşkın imzayla yayınladıkları bildiriyle direnişe destek oldu, temel haklarını savunanlara yönelik devlet şiddetini kınadı.
“Biz, aşağıda imzası olan ODTÜ Öğretim Elemanları ve Çalışanları, daha önce üniversitemize karşı da uygulanmış olan, en temel demokratik hak ve özgürlükleri şiddet kullanarak engellemeye yönelik iktidar anlayışının ülkemizde yaygınlaştırılmasına kararlılıkla karşı çıkıyoruz.
“Bu şiddete dayalı anlayış ve uygulamalar karşısında, ülkemizin her yanında, başta gençler ve kadınlar olmak üzere, temel insan haklarına sahip çıkan halkımızın ayağa kalkmasını destekliyoruz.
“Yaşananların sorumluluğunun mevcut iktidarda olduğu gerçeğinden hareketle, direnişin, Taksim Dayanışması tarafından açıklanan haklı ve meşru taleplerinin kabul edilmesinin demokrasi ve hukuk devleti anlayışının asgari bir gereği olduğuna inanıyoruz.
“Temel haklarını, yaşam biçimlerini, çevrelerini ve ülkelerini, insan olmanın gereği olarak, onurlu bir biçimde savunanlara tüm ülkemizde uygulanan devlet şiddetini kınıyor, bütün sorumlularının hesap vermeleri gerektiğini Kamuoyu'na bildirmeyi bir görev biliyoruz.”
“Halkın taleplerine karşı gösterilen baskıcı ve acımasız tavrı kınıyoruz”
ODTÜ Mezunları Derneği de bir imza kampanyası başlatarak “Halkın taleplerine karşı gösterilen baskıcı ve acımasız tavrı kınıyoruz” dedi.
“Taksim Parkının yıkılarak yerine iş merkezi yapılma girişimine tepki; süreç içinde uygulanan baskı ve özel yaşama müdahaleyi de içinde barındıran toplumsal isyana dönüşmüştür.
“Toplumun yeniden inşası sürecinde, otoritenin kendi düşüncesi doğrultusunda, insanın hak ve özgürlüklerini sınırlayıcı, evrensel değerleri değiştirmek suretiyle farklı boyut kazandırma çabaları bireyin temel özelliği olan sorgulama, düşünme, özgürce ifade etme, eleştirme ve yazma hakkını elinden alarak, tek tip kalıba sokma, bireyin devlete karşı, azınlığın çoğunluğa karşı, güçsüzün güçlüye karşı haklarını savunmasının sınırlandırılması anlamına gelir. Bu da devletin, güçlünün elini kuvvetlendirir, baskı unsurlarını artırır ve toplumsal adaletin zedelenmesine sebep olur.
“Değerlerin bu kadar ayrıştığı ve siyasallaştığı toplumlarda demokratikleşme yerine daha baskıcı ve bireyin özel ve aile hayatına müdahalenin yolunun açılmasına da neden olur. Bu şekillendirmeye karşı halkın bilinçlenmesinin önündeki tüm engellere karşı tepki söylem ve eylem ise demokratik haktır.
“Çağdaş, sosyal hukuk devletinin, bireysel özgürlüklerin kısıtlanmasına karşı gösterilen tepkinin, devletin baskı unsurlarını insan sağlığını yok sayan araç gereçlerin kullanılması Demokratik toplumlarda kabul edilir bir davranış değildir. Halkın taleplerine karşı gösterilen baskıcı ve acımasız tavrı kınıyoruz. “ (BK)
* ODTÜ öğretim elamanları ve çalışanlarının imzalarını görmek için tıklayın.
* ODTÜ Mezunları Derneği'nin imza kampanyası için tıklayın.