ASULİS Dil Diyalog Demokrasi Laboratuvarı'nın gerçekleştirdiği nefret söylemi ve ayrımcılıkla mücadele pratikleri ile ilgili bir paneli 23 Ekim'de Hrant Dink Vakfı’nda gerçekleşti.
Panelde PEN Türkiye başkanı Zeynep Oral'ın yönettiği panelde Galatasaray Üniversitesi İletişim Fakültesi'nden Doç. Dr. İdil Engindeniz Şahan ile Macaristan’daki Central European University’de nefret söylemine karşı şiir ve performans çalışmaları yapan Peter Molnar, nefret söylemiyle mücadelede tiyatronun etkisini tartıştı.
Oral: Tiyatro bir iyileşme süreci olarak kullanılabilir
Paneli açan Zeynep Oral, “Etnik, dini, ırkçı ve cinsiyetçi ayrımcılık nefrete dönüşür ve nefret de her zaman beraberinde farklı şekillerinde de olsa şiddeti getirir” dedi.
Oral, son olarak gözaltına alınan Osman Kavala'ya yönelik olarak da linç kampanyası başlatıldığını vurguladı.
Oral şöyle konuştu:
“Tüm sanat biçimleri ve özellikle de tiyatro hayatın kendisini yansıtan bir ayna olarak kullanılabilir. Antik Yunan'dan bu yana tiyatro politikanın bir parçası olmuştur. Tiyatro bir iyileşme süreci olarak kullanılabilir. Peki nefret söyleminin karşı dengesinin sanatla bulabilir miyiz? Bugün cevabını bulmaya çalışacağımız soru bu.”
Moral: Sanat, nefret söylemiyle mücadelede en önemli araç
Peter Moral'ın 2016 tarihli Nefret Monolog'u performansı
Oral'ın ardından Molnar söz aldı.
“Macaristan'da insan hakları hükümetin desteklediği nefret ve anayasanın kısıtlanası gibi güçlükler var. Kalbi bir bağlılıkla yapılsa bile bu işleri yapmak zor olabiliyor. Burada bulunmak da bana mukayese edilemez bir devam etme enerjisi veriyor” diyen Molnar, “Sanat, özellikle katılımsal sanat nefret söylemini dengelemede elimizdeki en kuvvetli araç olabilir” diye konuştu.
Hükümetlerin, nefret söylemine yönelik düzenlemeleri suistimal edebildikleri hatırlatan Molnar “İslamofobi o kadar yüksek düzeyde ki Romanlara karşı ön yargıya neredeyse aynı düzlemde. Hükümetin kendisi bu nefret söylemini dile getiriyor” dedi.
“Sanatın en iyi şansımız olduğunu düşünüyorum çünkü özellikle azınlıklara karşı nefret ve önyargı besleyenler, günah keçisi ilan ederek insanları manipüle ediyor, hepimizin kırılgan psikolojisinden istifade ediyorlar” diyen Molnar, sanatın ise böyle bir kırılganlığının olmadığını dile getirdi.
Molnar, panelde Nefret Monologları serisinde kullandığı şamar şiiri yönteminden de bahsetti.
“Şamar şiirinde yazıyor, isminizle sahneye çıkıyorsunuz, tepkileri hemen alıyorsunuz” diyen Molnar, izleyicilerin katılımıyla bir örneğini de panelde sergiledi.
Engindeniz-Şahan: Hangi kitleye hitap ettiğiniz önemli
Molnar'ın ardından Engindeniz-Şahan konuştu. Tiyatro yazarı ve teorisyeni, Ezilenlerin Tiyatrosu'nun yazarı Augusto Boal üzerine konuşan Engindeniz-Şahan, “Tiyatro yönetmeni, teorisyeni ve yazarı Augusto Boal, milletvekiliyken teşri tiyatroyu kullanarak 13 yasayı değiştirdi” diyerek tiyatronun dönüştürücü gücüne dikkat çekti.
Boal'ın “Gazete Tiyatro” yöntemini aktaran Engindeniz-Şahan Gazete Tiyatro'yu şöyle anlattı:
“Gazete tiyatro nasıl yapılır? Okuyarak, çapraz okumayla, birbiriyle kıyas yaparak. Buna benzer egzersizler tiyatro eğitiminde var. Burada farklı olan niyet. O da kamunun katılımı ve dönüştürülmesi. Genellikle egemen sınıfların haberlerin dışında tuttuğu tamamlayıcı bilgiler eklenir, müzik de bunun için kullanılabilir. Ermenilere dair nefret söylemi içeren bir makaleyi bir Ermeni ezgisiyle okumayı deneyin. Bu şekilde farklı bir his yaratabilir. Ama kitle önemli, hangi kitleye hitap ettiğiniz önemli.”
Panel soru-cevap bölümünün ardından sona erdi.
ASULIS hakkında
Hrant Dink Vakfı bünyesinde kuruldu. Dil, Diyalog, Demokrasi Laboratuvarı, Türkiye’nin ayrımcılıkla mücadele eden, söylem üzerine çalışmalar üreten ve bu alanda yapılan çalışmaları destekleyen ilk sosyal bilimler laboratuvarı. Hrant Dink Vakfı’nın 2009 yılından beri devam eden Medyada Nefret Söyleminin İzlenmesi Projesi’ni bir adım öteye taşıyan ve başlangıç aşamasında kavramsal tartışma, eğitim, medya, hukuk ve siyaset alanlarında çalışmalar yürütüyor.
Söylem ve ayrımcılık üzerine çalışmalar yürütmeyi, bu tür girişimlerin artmasına katkı sağlamayı ve nefret söylemi, ayrımcı söylem ve tehlikeli söylem gibi farklı söylem türleriyle mücadele edilmesi için öncü ve yenilikçi bir alan açmayı hedefliyor.
Vakıf 2016 ve 2017 yıllarında, edebiyattan eğitime, çevreden spora ve sanata kadar çeşitli alanlarda ayrımcılıkla ilgili birçok panel ve atölye düzenledi. ASULİS, söylem çalışmaları alanında interdisipliner, kalıcı ve interaktif bir platform olmayı ve bu tartışmalara sanatçıları, senaristleri, lise öğretmen ve öğrencilerini, edebiyatçıları, sporcuları, çevrecileri ve eğitim araştırmacılarını da dahil etmeyi amaçlıyor. (EA)