Irak Siyasi Mahkumlar Derneği Necef şube başkanı Hüseyin Ali El Saberi Amerikalıların ona bu kadar iyi davranmasına inanamıyorum, diyor.Onun adamları beni götürdüklerinde falakaya yatırmış elektrik vermişlerdi.
Daberi, Saddama da aynı şeylerin yapılmasını savunmuyor ama eski liderin kendisini daha az rahat hissettiğini görmekten memnun olacağını söylüyor: Şimdi yeni kurallar olduğunu anlıyoruz. Dünyada nasılsa bizde de öyle olmasını istiyoruz ve Saddamın uluslar arası normlara göre muamele görmesi gerektiğini biliyoruz.
Bu kadarfenalık etmiş bir insanın tek cezası olabilir, o da ölüm, diyor Saberi.
El Saberi 1987de rejimi protesto amacıyla grev yapmaktan tutuklanmış. İslami Dava Partisi üyesi olarak iktidara geldiği günden beri Saddama muhalifmiş.
Saberi, birlikte tutuklandıklarının başlarına gelenleri anımsıyor: 25 kişiydik yarımızı idam ettiler, yarımıza da işkence yaptılar.
El Saberi 1881e kadar hapiste kalmış, 1991 Şii ayaklanmasından sonra salınmış, ama serbest bırakıldıktan sonra da seyahat etmesine, iş bulmasına izin verilmemiş. Yaşadığıma hayat denemezdi, diyor.
Irakın Şiilerin çoğunlukta olduğu güneyi Kuzeydeki Kürtler gibi Saddam zamanında çok acı çekmiş, 1991 ayaklanması da acımasızca bastırılmıştı.
Necefte herkes Saddam rejiminin baskısına uğramış ya da baskıya uğrayanlarla karşılaşmış görünüyor. Birçok erkeğin bir gözü çıkmış. Baasçılar arasında muhaliflerinin gözüne vurmanın gözde bir cezalandırma yöntemi olduğu anlaşılıyor.
Kutsal Şii tapınağı İmam Ali camisi Necefin ortasında. Hamudi ailesi caminin yakınındaki çamurlu bir yolda oturuyor. Anneleri, büyük oğul Raadın 1991 isyanında alınıp götürülmesinden beri yataklara düşmüş. Kız kardeşi Heba olay sırasında küçükmüş ama olan biteni hatırlayabiliyor.
Raad çatışma sırasında bacağından yaralanmış ve bacağı kesilmişti, diyor.Askerler kente girdiklerinde biz kaçtık ama Raad ve diğer yaralı erkekler evde kaldı. Herkesi götürdüler ve bir daha onlardan haber almadık. Hepsi idam edildiler.
Hebba ve ailesi Saddam Hüseyinin devrilmesinden sonra açılan toplu mezarlarda Raadın en azından kemiklerini bulmayı ummuşlar. Heba hala arıyoruz diyor. Ama Saddamın yakalanmasından sonra kendisini daha iyi hissediyor: Artık ondan ve destekçilerinden korkmuyoruz, diyor.
Necefte halk,dini liderler ve resmi görevliler kentlerine çok acı çektirdiğini düşündükleri insanın kaderi konusunda aynı görüşte birleşiyorlar.
Dava partisi lideri Ali Merzah El Esadi, Saddam Hüseyinin kaderi konusunda kopan gürültüyü öfkeyle karşılıyor. Özellikle BM Genel Sekreteri Kofi Annanın bir uluslararası mahkemeye çıkarılması fikrini yersiz buluyor.
Ne yapmak istiyorlar yani, diyor. Onu Laheye götürüp kral muamelesi yapacaklar, tıpkı eski Yugoslavya Başkanı gibi. O da arada bir mahkemeye çıkıp yaptıklarıyla öğünecek öyle mi?
El Esadi, Saddamın Bağdatta yargılanmasını istiyor: O zaman onun kurbanları da mahkemede olacak, uzun aralar verilmeyecek ve sadece bir suçtan mahkum da olsa, hak ettiği ölüm cezasına çarptırılacak, diyor. Sünni bölgelerinde Saddam lehinde gösteri yapanlarınsa bir azınlık olduğunu ve Herkesin Saddam Hüseyinin sonunu görmekten memnun olacağını söylüyor. (EK)