“Bu 10 sene geçtiğimiz 10 seneden daha sıcaktı ve sonraki 10 sene daha da sıcak olacak.” – Prof. Dr. Levent Kurnaz
NASA’nın verilerine göre, 2016’nın Ocak, Şubat, Mart, Nisan ve Mayıs aylarında tarihin en yüksek sıcaklıklarının kaydedildi.
Her sene yaz başındaki haberlerde “cehennem sıcaklarının” geleceğini okuyoruz. Peki bu her senenin daha sıcak olduğu anlamına mı geliyor?
Prof. Dr. Levent Kurnaz1965’te İstanbul'da doğdu. Boğaziçi Üniversitesi Elektrik Mühendisliği Bölümü'nden 1988'te, yine aynı üniversitenin fizik bölümünden 1990 yılında mezun oldu. Boğaziçi Üniversitesi Elektrik Mühendisliği Bölümü'nde yüksek lisans yaptıktan sonra 1991 yılında University of Pittsburgh'ta fizik bölümünde yüksek lisansını tamamladı. University of Pittburgh'da Fizik Bölümü'nde doktorasını tamamladı. İklim değişikliği üzerine çalışan Kurnaz’ın bir kitabı ve birçok makalesi bulunan Kurnaz, Boğaziçi Üniversitesi Fizik Bölümü'nde öğretim üyeliğine devam ediyor. |
“Dünya ısınıyor”
bianet’e konuşan Boğaziçi Üniversitesi Fizik Bölümü’nden iklim bilimci Prof. Dr. Levent Kurnaz, yazların 30 seneye kıyasla çok daha sıcak olduğunu söylüyor.
“Son yedi, sekiz senedir hava geçtiğimiz senelerden daha sıcak olma eğiliminde. Ama, örneğin 2016, 2015’e kıyasla daha sıcak olmasa bile 1986’ya kıyasla çok daha sıcak.”
“Dünya ısınıyor” diyen Prof. Kurnaz, sıcaklıkların iki faktöre bağlı olduğunu söylüyor. Biri, dünyanın olağan, normal değişiklikleri. Bu anlamda 2015 ya da 2016, daha sıcak olması beklenen seneler olabilir. İkinci faktörse küresel ısınma.
“’Elminyo’, yani Pasifik’teki suların normalden daha fazla ısınması anlamına gelen okyanus ve atmosfer olayı var. Bu periyodik olarak görülen bir olay. İklim değişikliği ise bunun şiddetini artıyor.”
“Her sene sıcaklık artacak”
TIKLAYIN - TÜRKİYE SERA GAZINDA DA “ÇOK KÖTÜLER LİSTESİNDE”
Prof. Kurnaz, küresel ısınmanın bir sonucu olarak her yılın ortalama sıcaklığının daha fazla olduğuna dikkat çekiyor. Ama uyarıyor;
“Bir yıl, öncekine göre daha serin geçebilir. Ama bu ısınmanın artmadığı anlamına gelmez. Bu 10 sene geçtiğimiz 10 seneden daha sıcaktı ve sonraki 10 sene, ortalamaya baktığımızda daha da sıcak olacak.”
Küresel ısınmanın artması nedeniyle atmosfer daha sıcak, bu nedenle daha fazla enerjisi var. Prof. Kurnaz, bunun normal olmayan doğa olaylarının olma ihtimalinin artması anlamına geldiğini ifade ediyor. Hortumlar, seller, uzun süren kuraklıklarsa bunun bir sonucu.
Önlem almak için geç mi kaldık?
Peki iklim değişikliğine ilişkin adım atmada dünya olarak geç mi kaldık?
Prof. Kurnaz dünya açısından zararın neresinden dönülse kar olduğunu, çünkü gün geçtikçe kötü bir yöne gittiğimizi ifade ediyor.
“Türkiye ise iklim değişikliğinden en çok etkilenecek ülkelerin başında yer alıyor” diyen Prof. Kurnaz “Türkiye ciddi olarak konsantrasyonunu iklim değişikliğinin etkilerinden çok zarar görmemeye harcaması gerekiyor” diye ekliyor.
Bu kuraklıkla baş edebilmek için su kaynaklarının yönetiminden, tarıma, sel ihtimalinin olduğu yerlerdeki binalaşmaya kadar çeşitli alanlarda tedbir almak, politika belirlemek anlamına geliyor.
Paris Anlaşması
TIKLAYIN - 5 SORUDA PARİS İKLİM ZİRVESİ
Aralık 2015’te Paris İklim Zirvesi’nde 195 ülkenin delegenin oybirliği ile Paris Anlaşması imzalandı. yoksul ve az gelişmiş ülkelerin, iklim değişikliğini 1.5 derecede sınırlandırma talepleri, uzun vadede ekonomileri karbonsuzlaştırma ve yüzde yüz yenilenebilir enerjiye geçiş hedefi, ülkelerin farklılıklarına saygı duyan esneklik mekanizmaları gibi önemli maddeler bulunuyor.
Anlaşmanın imzacıları arasında Türkiye de var.
Türkiye 2030’a kadar sera gazı emisyonunu olası büyüme senaryosu üzerinden yüzde 21 azaltacağını açıkladı. Türkiye yolladığı metinde enerji alanında güneş enerjisini 10 gw, rüzgarı yüzde 16 gw'a çıkartacağını, hidroelektrik enerji potansiyelinin tamamını kullanacağını, 2030’da nükleer santral kuracağını, elektrik iletim ve dağıtımındaki kaybı yüzde 15’e indireceğini söylüyor. Ancak Ümit Şahin, bunun tamamen bir rakam oyunu olduğunu belirterek “Aslında yüzde 21 azaltım yok. Projeksiyon yüksek gösterilerek azaltım olacakmış gibi gösteriliyor” diyor. (EA)
Fotoğraf: NASA