Üniversiteler siyaset dışı kurumlardır, öyle de kalmalıdırlar diyen Erdin, üniversitelerin toplumsal olayları değerlendirmekle yükümlü olduklarını da vurguladı. Erdin, Bu değerlendirme de siyasal iktidarların talepleri doğrultusunda yapılamaz dedi.
Üniversitelerin siyaset yapması,araştırma ve değerlendirme sonuçlarını siyasi iktidarların beklentileri doğrultusunda yaparak bilimsel gerçeklikten uzaklaşmaları demektir diyen Erdin, böyle bir durumun kabul edilemeyeceğini söyledi.
Olumsuz bir kamplaşma oluştu
Üniversite reformu çalışmalarının yanlış bir rotaya oturtulduğunu vurgulayan Erdin, Bu yanlışlık, üniversite, Yüksek Öğretim Kurulu (YÖK) gibi egemen güçlerin sistemin değişmemesinden yana tavır almalarıyla sürdürüldü. Bu olumsuz bir kamplaşma diye konuştu.
Erdin, ÜÖÜDnin böyle bir kamplaşma ve iktidar savaşı içinde yer almayı kabul etmeyeceğini belirtti; Ne YÖK, ne de siyasal iktidarların taslağı diyerek üçüncü bir yol benimsediklerini hatırlattı.
Üçüncü Seçenek
Üçüncü yol modelini oluştururken esas aldıkları temel ilkeleri ve üniversite reformunda izlenmesi gereken yolun temel ilkelerini ortaya koyduklarını belirten Erdin, görüşlerini bianete açıkladı:
* Üniversite öğretim üyeleri, öğrenciler, meslek odaları ve kamuoyundan üniversite konusunda birikimi olan herkese açık olan platformla oluşturduğumuz modeli tartışmaya açtık. Bu modeli oluştururken esas aldığımız temel ilkeleri üniversite reformunda izlenmesi gereken yolun temel ilkelerini ortaya koyduk.
* Bu temel ilkeler doğrultusunda yapılacak her türlü çalışmaya katılacağımızı, bu temel ilkelerin bir bütün olduğunu, herhangi birinin zedelenmesi halinde buna karşı çıkacağımızı açıkladık.
Sağlıklı bir üniversite reformu
* Bugün, bunun çok isabetli bir yaklaşım olduğunu görüyoruz. Son günlerde tarafların yarattığı gerilim, üniversite öğretim üyelerinin beklentilerini karşılayacak bir reformun sağlıklı bir biçimde yapılamayacağını gösteriyor.
* Bizler diyoruz ki, üniversiteler demokratik olmalıdır, laik olmalıdır, üretken olmalıdır, katılımcı olmalıdır, üniversitelerde bilim özgürlüğü mutlaka kurulmalıdır; katılımcı kurullar karar almalı, seçilmiş yöneticiler bu kararları uygulamalıdır.
* Üniversitelerde seçimle gelinebilecek her makam, rektör, dekan, bölüm başkanı gibi demokratik bir seçim süreci sonucu saptanmalıdır. Üniversitelerde akademik yükseltmelerde kararlar, özgürce, objektif, nesnel ölçütlere dayalı, hiçbir siyasi baskı ve etki altında kalmadan verilmelidir.
* Yükseköğretim anayasal bir haktır bu hakkı sınırlandıracak yani parası olanı parası olmayandan ayıracak herhangi bir yaklaşım reddedilir. Hiçbir yükseköğretim çağındaki gencin yükseköğretimden mahrum edilmesi kabul edilemez.
* Bu ve buna benzer temel ilkeler doğrultusunda yapılacak çalışmalar, bizi sağlıklı bir üniversite reformuna yaklaştırır.
Yasa yapmak, siyasal iktidarın işidir
* Yasa yapmak, siyasal iktidarın işidir. Biz modelimizi oluşturur, siyasal iktidara böyle bir üniversite reformu istiyoruz der, onun takipçisi oluruz.
* Üniversiteler siyaset dışı kurumlardır, öyle kalmalıdır. Ancak, üniversiteler bilim üretirler, üniversiteler ürettikleri bilimi bilim dünyasına, öğrencilerine ve topluma aktarmakla görevlidirler. Yani, toplumsal olayları değerlendirmek durumundadırlar. Bu, hiçbir zaman siyasi iktidarların talepleri doğrultusunda olmaz.
* Üniversitelerde bilimsel özgürlüğün özü de budur. Üniversitelerin siyasetin etkisi altında kalması, siyaset yapması; değerlendirmelerini siyasal iktidarın beklentileri doğrultusunda yaparak, bilimsel gerçeklerden uzaklaşmaları demektir. Bu, kabul edilemez.
* Siyasi partilerde görev almak, öğretim üyelerinin yasal hakkıdır. Ancak, bizim akademik etik kuralları gereği beklentimiz, o öğretim üyelerinin akademik faaliyetlerini sürdürecekleri mekana geldiklerinde, siyasi düşüncelerini dışarıda bırakmalarıdır. Yani, siyasi düşüncelerin akademik faaliyetleri etkilememesi gerekir. Akademik ahlak, bunu gerektirir. (BB)=