21 Mayıs 2011'de Swissotel'de gerçekleşen Yükseköğrenim Kongresi'ni protesto etmek amacıyla yapılan basın açıklamasına katılan ve ardından polisin müdahalesiyle karşılaşan 21 öğrenci hakkında açılan davanın ilk duruşması bugün görüldü.
Öğrenciler, "Kamu malına zarar vermek, kanuna aykırı toplantı ve yürüyüşlere silahsız katılarak ihtara rağmen dağılmamak"la suçlanıyor.
41. Asliye Ceza Mahkemesi'nde görülen bugünkü duruşmaya katılan 12 öğrenci suçlamaları kabul etmezken dava, diğer sanıkların da dinlenmesi için 25 Nisan 2013 tarihine ertelendi.
21 Mayıs 2011'de Swissotel'de Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Yükseköğretim Kurulu (YÖK) Başkanı Yusuf Ziya Özcan, Milli Eğitim Bakanı Nimet Çubukçu, Öğrenci Seçme ve Yerleştirme Merkezi (ÖSYM) Başkanı Prof. Dr. Ali Demir'in yanı sıra, Dünya Bankası Eğitim Direktörü Prof. Dr. Jamil Salmi'nin aralarında bulunduğu yaklaşık 800 kişinin katıldığı 'Yükseköğrenim Kongresi' gerçekleşti. Öğrenci Gençlik Sendikası (Genç Sen), Halkevleri, Eğitim Sen İstanbul 6 No'lu Üniversiteler Şubesi, Devrimci Anarşist Faaliyet (DAF), Sosyalist Gençlik Derneği (SGD), Tüm İlerici Gençlik Derneği (TÜM-İGD), Ekim Gençliği üyeleri kongreyi protesto etmek için Swissotel önünde basın açıklaması yaptı. Polis, basın açıklamasının ardından gaz ve copla öğrencilere müdahale etti, on öğrenci gözaltına alındı. Öğrenciler bir gün sonra serbest bırakıldı.
Haziran 2012'de, gözaltına alınan on öğrenciyle birlikte 21 öğrenciye "kamu malına zarar vermek, kanuna aykırı toplantı ve yürüyüşlere silahsız katılarak ihtara rağmen dağılmamak" suçlamasıyla dava açıldığı bilgisi geldi. Böylelikle adliyeler, mahkemeler, savunmalar 21 öğrencinin daha hayatına girdi.
"Üniversitelerin piyasayalaştırılmasına karşı ses çıkarttık"
Davanın ilk duruşması için sanık 12 öğrenci ile SGD, DAF, TÜM-İGD ve Ekim Gençliği üyeleri bugün Çağlayan Adliyesi'ndeydi. Dört örgüt adına yapılan basın açıklamasında öğrencilerin 21 Mayıs 2012'de üniversiteleri piyasaya göre şekillendiren Bologno sürecine karşı eşit, parasız, bilimsel, anadilde eğitim için toplandıkları belirtildi:
"Üniversitelerin ucuz iş gücü alanı haline gelmemesi, gençliğimizi şirketlerin eline vermemek için seslerimizi yükselttik."
Açıklamada Yeni YÖK Yasa tasarısı önerisinin bu sürecin bir adımı olduğu vurgulanırken, o gün karşılaşılan polisin gaz ve coplu müdahalesinin 18 Aralık 2012'de ODTÜ'de görüldüğü belirtildi.
Basın açıklamasının ardından 12 öğrenci duruşma salonuna giderken, diğerleri adliye önünde bekledi. Öğrenciler, "Adliye ne kadar büyükmüş" cümleleriyle duruşma salonuna geldi. Önce kimlik tespiti yapıldı:
- Ne iş yapmaktasın?
- Öğrenciyim.
2011'deki basın açıklamasından sonra mezun olan iki öğrencinin cevabı ise "İşsizim" oldu.
"Polisin müdahalesine karşılık vermedik"
Ardından hakim öğrencilere tek tek sorularını yöneltti:
- Polisin dağılma uyarına rağmen dağılmamış, taş ve sopayla karşı koymuşsunuz.
Öğrenciler, o gün neden orada olduklarını ve yaşadıkları polis müdahalesini anlattı:
"Yükseköğretim ile ilgili bir toplantı bileşenlerden biri olan öğrenciler olmadan yapılıyordu. Üstelik konuyla ilgilisi olmayan şirket CEO'ları da toplantıdaydı. YÖK'ü ve üniversitelerin piyasaya uygun hale getirilmesini protesto etmek için oradaydık. Demokratik hakkımızı kullanarak gerçekleştirdiğimiz basın açıklamasına polis uyarı yapmadan gaz ve copla müdahale etti. Polise karşılık vermedik ki zaten bize yapılan müdahale orantısızdı, karşılık vermek mümkün değildi."
Öğrencilere 'Bu sensin değil mi?' sorusuyla fotoğraflar gösterildi. Bazısı basın açıklamasından bazısı nerede çekildiği belirtilmeyen fotoğraflardı bunlar. Kimi öğrenciler fotoğraftakinin kendileri olduğunu söyledi, kimileri bunu kabul etmedi. Hakim "öğrencilerin fotoğraftakiler olduğu gözlendi" dedi, avukatlar buna itiraz etti.
Avukatların savunmalarının ardından duruşma sona erdi. Diğer sanıkların da dinlenmesi için dava 23 Mayıs 2013'e ertelendi. Öğrenciler duruşma sonrası, 2011'de protesto ettikleri kongrenin bugün tartışılan YÖK yasa tasarısının ve disiplin yönetmeliği kanununun ilk adımları olduğunu ve suçlamaların haksız olduğunu söyledi. 21 öğrencinin daha hayatına duruşma tarihleri girdi. (BK/HK)