| ||
JCB'nin raporu, nanoteknolojinin BM Milenyum Kalkınma Hedefleri'ne ulaşma yolunda nasıl kullanabileceğini göstermek için, on maddelik bir de liste hazırlamış durumda.
Singer, "Hem bilimsel hem de etik bir konu bu" diyor.
"Nanoteknolojiye milyarlarca dolar yatırılıyor. Bunun bir bölümünün gelişmekte olan ülkelere yardımda kullanılması gerekir. Nanoteknoloji, yalnızca leke tutmayan pantolon üretmeye yaramaz."
Nanoteknolojinin potansiye kullanım alanları yarı fantastik bir nitelik taşıyor: kanserli hücrelerle savaşacak "nano-robotlar"dan oluşan bir ordu ya da toplu iğne başına sığabilecek süper bilgisayarlar gibi. Ancak şu anda Kuzey'de piyasada bulunan 100'ü aşkın nanoteknoloji ürünü ağırlıkla kozmetik ürünü. Tabii bir de leke tutmayan pantolonlar var.
Sorun teknoloji sorunu değil
Nanoteknoloji yaklaşımını eleştirenler, bu teknolojinin risklerinin bilinmediğini söylüyorlar. Bir başka nokta da, BM Milenyum Kalkınma Hedefleri'ne ulaşmanın yüksek teknolojiden ziyade, bir toplumsal adalet sorunu olması. Bunun en tipik örneği, hedeflerin arasında 2015'e kadar, HIV/AIDS'in yayılmasının durdurulmasının ve yoksullukla açlığın yarıya yarıya azaltılmasının yer alması.
Kanadalı çevre eylemcisi Pat Mooney, nanoteknoloji ürünlerinin sağlık ve çevreye yönelik risklerinin ortaya çıkmasının yıllar alacağını, o zaman da çok geç kalınmış olacağını, zira bu ürünlerin yıllardır piyasada olacağını söylüyor.
Mooney, Kuzey ülkelerinin sözlerini tutmadığını ve ulusal bütçelerinin binde 7'sini dış yardımlara ayırmadığına dikkat çekiyor.
"Yeni bir sıtma aşısı geliştirmek işe yarayabilir. Ama sıtmayı engellemek için gereken bütün cibinlikleri almaya para yetmezken, bu işe girişmek mantıklı mıdır?" diye soruyor.
Nanoteknoloji hangi alanlarda işe yarayabilir?
JCB raporunun önerdiği, nanoteknolojinin yoksullukla mücadelede en çok işe yarayabileceği, öncelikli alanlar şöyle:
1. Enerji: Enerji depolama, üretimi ve dönüştürülmesi. Daha verimli güneş pilleri, hidrojen yakıt pilleri ve yeni hidrojen depolama yöntemleri. JCB, "Enerji diğer bütün teknolojiler için vazgeçilmezdir" derken, güneş enerjisinde nanoteknoloji kullanımının, özellikle "güneş zengini" Güney'de çok işe yarayacağına dikkat çekiyor.
2. Tarım: Ucuz, gözle görülemeyecek derecede küçük aygıtlarla bitkilerin üremesi ve zararlı böceklerle mücadele sağlanabilir. Nano aygıtlar, sensör görevi üstllenerek bittkilerin sağlık durumunu izlemeye yardımcı olabilir.
3. Su: Nano zarlar sayesinde, mevcut filtrelerden çok daha küçük filtrelerle, su arıtımı çok daha etkin bir şekilde gerçekleşebilir. Bu, özellikle kirlilik düzeyi yüksek yeraltı sularının arsenikten arındırılmasında işe yarayabilir.
4. Hastalıkların teşhisi: "Yonga üstünde laboratuar" adı verilen teknolojiyle, hastalıkların teşhisi kolaylaşıyor ve ucuzluyor. Kan, nano sensörlerle kaplı, bozuk para büyüklüğündeki plastik bir yongaya damlatıldığında, bu sensörler standart bir kan tahlilini gerçekleştirebiliyor. Bununla da kalmayıp, bulaşıcı hastalıkların, hormonal dengesizliklerin, hatta kanserin göstergelerini arayabiliyor. (TK)
JCB'nin, PLOS dergisinde yayınlanan raporunun İngilizce tam metnine ulaşmak için tıklayın.