Akademisyen ve feminist aktivist Richa Nagar, "Ateşle Oynamak/ Hindistan'da Yedi Yaşam Üzerinden Feminist Düşünce ve Eylem" kitabını tanıtmak için Türkiye'ye geldi.
Sabancı Üniversitesi Toplumsal Cinsiyet ve Kadın Çalışmaları Forumu, KAMER Vakfı ve Heinrich Böll Stiftung Derneği işbirliğiyle İstanbul'da düzenlenen Ayşe Gül Altınay moderatörlüğündeki panelde, Nagar'a Mor Çatı'dan Ülfet Taylı, Amargi'den Esen Özdemir, Kadınlarla Dayanışma Vakfı'ndan Gülnur Elçik ve Sosyalist Feminist Kolektif'ten (SFK) Özlem Kaya eşlik etti.
Ateşle Oynamak kitabında Hindistanlı yedi sangtin; kast, sınıf, din ve coğrafi konuma dayalı toplumsal hiyerarşiler, kadınların güçlendirilmesi, STK çalışmaları ve bilgi üretimi arasındaki ilişkileri eleştirel bir bakış açısından sorguluyor. Amaçlarını da "omuz verdiğimiz uzun süreli mücadeleleri anlamaya biraz olsun ilgi duyabilecek herkese- araştırmacılara, topluluk temelli çalışanlara, STK idarecilerine, eğitim ve kalkınma alanındaki uygulayıcılara ve 'dışlanmış kesimleri güçlendirme' fikrine inananlara ya da inancını yitirenlere ulaşmak" olarak anlatıyorlar.
"Bilginin öznesi, üretim sürecine dahil olmalı"
Nagar konuşmasında, bilgi üretim süreçlerinde bilgiyi üretenlerin bilginin özneleriyle arasındaki ilişkiyi sorguladı, bilgi üretim süreçlerinin kolektif gerçekleştirilmesi gerektiğini belirtti.
"Marjinal konumda insanlar nasıl olur da bilgi üretiminin nesnesi olurken buna katılamazlar? Diyalog ve katılımı kullanmak iktidarın elimine edildiği anlamına gelmez. Her katılımda iktidar devreye girer.
"Her türlü üretim, aktivizm kolektif olmak zorundadır. Akademisyenler kendi izole bilgi üretiminin dışına çıkmalıdır. Bilimsel faaliyet olamaz demiyorum, bilgi üretmenin başka yolları da olduğunu söylüyorum. Tüm bunları kapsayarak zenginleşiriz, yoksa bilgimizle yoksullaşırız.
"Ateşle Oynamak, bu tür işbirliklerinin hem pratik hem potilik anlamını gösteriyor. Burada sınırlar ötesi bir ittifak sağladık. Kendimizi böyle bir işbirliğine adayacaksak muhalif kültürlerin buna katılmasını sağlamak lazım. Bilgi üretiminde radikal bir değişim ancak böyle olur ve meşru bilgi üreticisi zannedilen kişilerin, kurumların o bilginin nesnesi olması sağlanır. Önemli olan evrensel bir yaklaşımdır.
"Sangtinlerin yolculluğunda kadınların güçlendirilmesi asıl gündemimizdi. Kırsaldan gelen bu yedi kadının hayatları bağlı oldukları kast, toplumsal cinsiyet ve din nedeniyle birbirinden çok farklıydı. Sonra hepsi, kendisini kırsal özneler yapan bireyselleşme ve bilgi üretimi hakkında düşünmeye başladı. Yerel patriarkaya eleştirel yaklaşmak önemli ama sangtinler feminizmi sorgulamak istediler."
Türkiye'de kadın hareketi ve projecilik
Nagar'ın konuşmasının ardından Türkiye'deki STK'lardan kadınlar, örgütlerinin faaliyet alanlarını, Ateşle Oynamak kitabının düşündürdüklerini ve feminist harekete eleştirilerini dile getirdi.
Taylı, "Mor Çatı'nın son 20 yılında en çok tartıştığımız konu devlet ve fon kuruluşlarına karşı almamız gereken tutum. Bir yandan dayanışma merkeziyiz, ama sosyal hizmet merkezi değiliz. Sığınaklar için fona ihtiyacımız var ama bu kuruluşların bizi şekilllendirmesine izin vermemiz lazım" diye konuştu.
Elçik, "Feminist siyasetle en büyük sıkıntım bunun sadece kamusal alana yönelik bir siyaset biçimi olması. Böyle olunca politika yapmak eylem yapmaktan ibaret oluyor. Bilinçlendirmeyi güçlenmenin önüne taşıdığımız bir düşünce yaratıyor. Bilgi üretimini daha fazla önemsememiz gerekiyor" dedi. Türkiye'deki kadın hareketlerinin örgüt içi hiyerarşiyi tartıştığını ama bunu tartışma biçiminin bir yapısızlık önerisine dönüştüğünü belirtti.
Özdemir, Amargi'nin tamamıyla fonlara bağlı bir şekilde varlığını sürdürmemek için bir kitabevi ve kafe işletmeyi denediğini, ancak kafenin kapandığını, kitabevininde tekrar kurulmaya çalışıldığını anlattı:
"Yaşanan maddi sıkıntılar, yaptığımız toplantıları ekonomik konuların tartışıldığı bir buluşmaya dönüştürdü. Bunun bizi politikasızlaştırdığını düşünüyorum.
"Projecilik ve fonculuk konusunda eleştirilen şey, projelerin bir kurtarıcılık meselesine dönüşmesi. En önemli noktalar, projenin sürdürebilirliği, dokunduğumuz kadınların hayatında nasıl bir etkisi olduğu ve bu projelerin feminist örgütlenmeye nasıl bir katkısı olduğu" diye konuştu.
SFK'dan Kaya ise "Erkeklerden bağımsızlık herkesin ortaklaştığı nokta ama sermayeden ve devletten bağımsızlık ayrı bir nokta" dedi.
"Fon alıp almamak, politika yapmanın kendisine dair bir sorgu. Gündemde toplumsal cinsiyet eşitsizliği adı altında bir sorun alanı var. Buradan birçok kuruluşun fon aktararak çözümünü öngördükleri bir politika alanı yaratılmaya çalışılıyor. Burada politikanın kendisi de bu sorunu çözmek oluyor.
"Fon alınan kuruluş ve neden alındığı önemli. Aslında politika gönüllülük esasına dayalı, bağımsız ve sözünü istediği gibi kuran bir şey olmalı." (ÇT)
(*) Awadhi dilinde "sangtin" kadınların yaşadıkları sıkıntı ve güçlüklerde kendilerine destek olan kadın arkadaşları için kullandığı, dayanışmayı, karşılıklılığı, kadınlar arasındaki kalıcı dostluğu ifade eden bir kelime.