İşkencenin sistematik olarak sürdüğüne ve cinsel işkencenin de yaygın olarak uygulandığına dikkat çeken Keskin ve Karakaş, müvekkilleri N.Ç.'nin 23-27 Eylül 2002 tarihinde İstanbul Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü'nde gözaltında kaldığı süre içinde yaşadıklarını şöyle anlattı:
N.Ç.'nin anlatımından
Başvurucu N.Ç. 23 Eylül 2002 tarihinde saat 16.30 sıralarında Atışalanı Köprüsü (İstanbul) üzerinde yeğeni ile birlikte yürümekteyken birisi bayan, 8 - 10 kadar sivil polis tarafından arabanın önünü kesmesi ve kollarından derhal tutulması sureti ile yakalanır. Kim olduklarını söylemezler, ileride öğreneceğini beyan ederler. O sırada başvurucunun ablası gelir ancak kendisine yaklaşmasına izin vermezler. Bir tanesi kimliğini azıcık gösterir ve polis olduklarını söyler. Başvurucunun sahte kimlik taşıdığını ve bunu mutlaka bulacaklarını söylerler, ısrarla sahte kimlik isterler.
Başvurucunun yeğenini bir yere bırakırlar ve ablasının evine aramaya giderler. Evdeki eşyaları dağıtırlar, izin olmaksızın ev ararlar. Kimlik bulmayınca bu kez başvurucunun imha ettiğinde ısrar ederler. Evde başvurucunun saçlarını çekerler, yerlere atarlar. Kafasına vururlar ve ağır biçimde söverler, küfrederler. Ablasının itiraz etmesi üzerine onu içeriye almazlar ve tartaklarlar. Bir erkek polis üzerini arar ve ardından bayan polisi çağırır, çırılçıplak soyulur, bayan arama yaparken ve başvurucu çıplakken erkek polisler içeriye serbestçe girip çıkarlar, dalga geçip tecavüz ve öldürmekle tehdit ederler. Ardından yengesinin evine giderler, arama yaparlar ve ısrarla sahte kimlik isterler. Başvurucuyu yolda arabadan indirip sokakta yürütürler ve teşhir ederler. Benzin istasyonuna götürüp üzerine benzin dökmekle ve yakmakla tehdit ederler. Arabada iken kafasına vururlar.
Başvurucuyu İstanbul Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şubesine götürürler. Örgüt üyesi olmakla suçlarlar ve suçlamaları kabule zorlarlar. Sürekli kafasına vururlar ve sahte kimlik isterler. Asansörle yukarıya çıkartırlar, bir kısım polisler orada yemek yemektedirler. Oturmasına izin vermezler, ellerini duvara yaslayıp bekletirler. Başka bir odaya alıp zorla hareketler yaptırıp sonra da dalga geçerler. Başvurucu bacaklarının kendisini taşıyamadığını ancak zorla hareket yaptırmaya ve ayakta tutmaya devam ettiklerini söylemektedir.
Durduğu zaman döverler ve saçlarını çekerler. Aşağıya indirmekle tehdit ederler. Hiçbir hakkı olmadığını, pamuk bağlayıp iz bırakmadan elektrik vereceklerini söylerler. Başvurucu suçlamaları kabul etmez. Getirdikleri evrakları imzalamaz, saçlarından tutup yere atarlar.
Aynı gün kendisini aşağıya indirirler. Birisi gelir ve kendisi ile konuşmaya çalışır. Alevi olduğunu söylerler, inanmayınca Fatiha suresi okuturlar. Bir tanesi başvurucuyu yere yatırır ve ağzının içine ve burnuna tükürür. Tecavüz ile tehdit eder. Mavi gözlü sarışın ve uzun boylu bir kişi saçlarını yolar ve elinde kalanları başvurucunun suratına sürer. Kafasında şişkinlik oluştuğu için soğuk su dökerler. Çarşamba günü hastaneye götürürler. Beyin tomografisi çekerler ve KBB muayenesi yaparlar.
Başvurucu aşağıdaki iken sarışın olan polis kendisini yere yatırır ve "sana bir şeyler sokacağız" der. Beline tekme atar ve belinde kanama olur. Başvurucunun suçlamaları kabul etmemesi üzerine, uzun boylu ve çirkin bir kişi gelir, "buna istediğinizi yapın" der ve gider. Bu kişi "şef" olarak çağrılmaktadır. Bunun üzerine üç polis gelir ve başvurucuyu çırılçıplak soyar. Gözlerini bağlarlar. Bir polis cinsel ilişkideymiş gibi inleme sesleri çıkartır. Yarım saat kadar çıplak kalır ve bu sırada vücudunun her tarafına dokunurlar. Tecavüz ile tehdit ederler. Bakire olup olmadığını söylerler. "Önemli değil, zaten fazla içeriye girmeyeceğiz" derler ve sonra da yere yatırıp üzerine tecavüz edecekmiş gibi uzanır. Vücuduna bakıp dalga geçerler. Sonra giyinmesini söylerler ve Kafasına soğuk su dökerler, iz kalmaması için avuçlarının içi ve dizleri ile vurmaya başlarlar.
Başvurucu üst kata çıkartılır ve burada da dövülmeye devam edilir. Kendisini hortum sokmakla tehdit ederler. Ayakta bekletirler ve gözlerini arada bir bağlarlar. Yüzünü okşayıp erkek arkadaşının yapabileceği her şeyi yapacaklarını söylerler. Vücudunu okşarlar, göğüslerini sıkarlar. Kusmak ister ancak "kusarsan sana yalattırırız" derler. Karanlık bir odaya götürürler, orada hortum vardır. Tekrar soyarlar ve üzerine soğuk su dökerler. Adetli olduğu halde vajinasının içine doğru su sıkarlar, "temizlensin" diye dalga geçerler. Elleri ile gözlerini kapatıp bir odaya alırlar. Çırılçıplak halde yere yatırırlar, ellerini tutarlar, elektrik vereceklerini söylerler. Kablo görür, vajinasının üzerine yumuşak bir şey koyarlar. İki defa elektrik verirler. Bayılır ve uyandığında üzerinde sadece pantolon vardır. Giysileri yanında durmaktadır. Tekrar aynı yere götürüp üzerine su dökerler. Bir polis önünde çömelir ve elleri arkadan sıkıca ve beli kırılacak biçimde tutulur, polis ağzını açmasını ister. Penisini başvurucunun ağzına sokmaya çalışır. Başvurucu bu sırada oturmaktadır, gözleri bağlıdır, polis sonra da penisini başvurucunun yüzünde, yanaklarında gezdirir. Tekrar yukarıya götürürler ve gözlerini bağlı tutarlar. Yemek yemesi ve tuvalete gitmesi yasaktır. İfade zorla imzalatılır, dövülmeye devam edilir.
Başvurucu 27 Eylül 2002 tarihinde İstanbul DGM Savcılığına sevk edilir. Burada Adli Tıp Hekimine gördüğü işkenceyi anlatır. Hekim kendisini çok ayrıntılı muayene eder, sırtında ve omuzlarında bazı işkence izleri tespit eder. Başvurucu Adli Tıp Hekimi önünde maruz kaldığı işkence olaylarını anlatır.
Başvurucu halen cezaevinde bulunmaktadır. Yaşadıklarının etkisinden kurtulamayan başvurucu, konuşması sırasında sık sık ağladı ve bu nedenle görüşmeye ara verilmek zorunda kalındı. Failler aleyhine suç duyurusunda bulunuldu. Başvurucu halen proje avukatları tarafından desteklenmektedir.
İşkencenin fiziksel ve psikolojik etkileri:
Psikolojik olarak çok etkilenmiş. Düzensiz kanamaları sürüyor. Sık sık ağlıyor ve konuşmakta zorluk çekiyor. Tedavi olmak istediğini belirtmekte ve yardım istemektedir. Uykusuzluk ve bu yönde düzensizlik yaşıyor ve konsantrasyon güçlüğü çekiyor. Ailesinin bilmesini istemiyor ve onların çok etkileneceğinden korkuyor. (BB/NK)