Kürdistan Topluluklar Birliği (KCK) ve PKK temsilcileriyle Milli İstihbarat Teşkilatı (MİT) görevlileri arasında yapıldığı öne sürülen ses kaydıyla ilgili konuşan hükümetin farklı isimleri ses kaydını yalanlamadı. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül de bu tür görüşmelerin "gayet normal olduğunu" ifade etti.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, bugünkü (19 Eylül) açıklamasında, "görüşmelerin Devlet-PKK arasında sürdüğünü zaten kabul ediyorduk" dedi. Barış ve Demokrasi Partisi (BDP) yöneticileri de ses kaydının toplumda infial yaratmadığını, müzakerelerin şeffaf şekilde yapılması gerektiğini beyan etti.
Bir hafta önce başladı
Kürdistan Topluluklar Birliği (KCK) temsilcileriyle Milli İstihbarat Teşkilatı (MİT) görevlileri arasında yapıldığı ileri sürülen müzakerelerin ses kaydı ilk olarak 13 Eylül Salı günü internette yayınlandı.
Dicle Haber Ajansı'nda (DİHA) yayınlanan ses kaydı, sonra kaldırıldı ve "Sanal saldırı sonucu sitenin şifreleri kırılarak ses kaydı yerleştirildi. Haber fark edilir edilmez yayından kaldırıldı" açıklaması yapıldı.
Ses kaydında, MİT Müsteşarı Hakan Fidan, MİT Müsteşar Yardımcısı Afet Güneş, KCK'den Mustafa Karasu, PKK'li Sabri Ok, PKK'den Zübeyir Aydar ve koordinatör ülke temsilcilerinin yer aldığı iddia ediliyor. İngilizce konuşan temsilcilerin kimliği açıklanmıyor. Görüşmelerin hangi tarihte olduğu bilinmiyor.
Kayıtta, Fidan, "Biz eylemsizliği var olan konuşmaların bir sağlayıcısı olarak görüyoruz yani var olandan daha sistematik daha yoğun bir müzakere ve görüşme sürecinin devam ettirilmesinden tarafız" diyor.
MİT suskun
Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Başkanı Cemil Çiçek, iki gün sonra (15 Eylül) yaptığı açıklamalarda, Oslo'da gerçekleştiği iddia edilen görüşme kaydıyla ilgili "Devletin kurumları ne yapılması gerekiyorsa onu yapıyor" dedi.
Başbakan Yardımcısı Beşir Atalay da "MİT'te başlatılan incelemenin sonucuna göre bir açıklama yapılacak" dedi. Ancak MİT'ten bir açıklama gelmedi.
Görüşmede yer aldığı ileri sürülen Kürdistan Topluluklar Birliği (KCK) Yürütme Konseyi üyesi Zübeyir Aydar da ses kaydıyla ilgili "Bizim dışımızda gelişen bir olay, tartışma. Örgüt gerekli gördüğü yerde, gerekli açıklamayı yapacaktır" diye konuştu.
Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Başkan Vekili Muharrem İnce, görüşme kayıtları için Başbakan'ın yanıtlaması istemi ile soru önergesi verdi. Ses kayıtlarının doğru olup olmadığını ve iddia konusu görüşmelerin gerçekleşip gerçekleşmediğini öğrenmek isteyen İnce, "Görüşmede geçtiği öne sürülen MİT müsteşarı Fidan'ın 'Ben sayın başbakanımızın özel temsilciyim' sözünün dayanağı nedir? Kendisini hangi konular için özel temsilci olarak görevlendirdiniz?" diye sordu.
"Müsteşarı gönderdim"
Başbakan Erdoğan, 16 Eylül'de yaptığı açıklamada, Fidan için, "Hatası olabilir ama biz hata nedeniyle kolay kolay adam yemeyiz" dedi. Erdoğan, "Ben İmralı'ya özel temsilcimi de, MİT Müsteşarı'nı da gönül rahatlığıyla gönderdim. MİT'in başında Emre Taner varken de gönderdim, Hakan Fidan'ı da gönderdim" diyerek görüşmeyi kabul etmişti.
Kendi dönemlerinden önce de PKK ile görüşmelerin yapıldığını ve bunların devlet arşivlerinde olduğunu belirten Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu da dünkü açıklamasında şöyle konuştu: "Hakan Bey bir yılı aşkın bir süredir müsteşarımız, görevini mükemmelen yapıyor."
"Başbakanlık-PKK arasında"
Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu da Başbakan'ın açıklamalarına karşıklık, görüşmelerin PKK ile MİT arasında değil, Başbakanlık ile PKK arasında olduğunu belirterek, Erdoğan'ın, "Harcatmam" demesini, "Harcatmayacaksın çünkü Fidan oraya senin özel isteğin üzerine gitmiş" sözleriyle eleştirdi.
Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Başkanı Devlet Bahçeli ise konuyla ilgili, "Bilinmelidir ki, gazilerimizin vatanın dirliğini, huzurunu ve ebedi varlığını korumak amacıyla ortaya koydukları onurlu ve milli duruşu boşa çıkaracak adımlar, görüşmeler her şeyden önce vicdansızlık, insafsızlık ve vefasızlık olacaktır" dedi.
"Kıyamet kopmuyormuş"
Barış ve Demokrasi Partisi (BDP) Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş da 15 Eylül'de yaptığı açıklamada, "ses kaydının kıyameti koparmadığını" söyledi.
"İnsanlar diyaloğu, müzakereyi yapılması gereken akılcı yollar olarak görüyor. Demek ki istenirse PKK ile de, Abdullah Öcalan'la da müzakereler açık bir şekilde yürütülebilir. Kürt'ün de Türk'ün de diyaloğa karşı bir tepkisi yok.
BDP Eş Genel Başkanı Gültan Kışanak da dün (18 Eylül) yaptığı açıklamada, "Türkiye'nin çokça tartıştığı muhataplık krizi çözülmüştür. Devlet muhatabını bulmuş, muhatabıyla görüşmeye başlamıştır" dedi.
Gül: Gayet doğal
Cumhurbaşkanı Gül de dün (18 Eylül) "Her devletin bu tip süreçler, bu tip görüşmelerle ilgili kurulu vardır " açıklamasını yaptı.
Bu kurulun istihbarat teşkilatları olduğunun belirten Gül, "MİT'in Türkiye'nin en önemli meselesi olan, böyle bir konuyla uğraşıyor olması ve bunun içinde olmasından gayet tabii bir şey olamaz. Amaç terörü bitirmektir. Terörü bitirmenin bütün yöntemleri, bir strateji içinde yürütülür. İstihbarat teşkilatı da üzerine düşeni yapar " şeklinde konuştu.
"Taraflara baktığımız zaman bunların her birinden bu tür bir sızdırma veya servis etme gerçekleşebilir diye düşünüyorum" diyen Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç ise bugün (19 Eylül) yaptığı açıklamada, Kılıçdaroğlu'na yanıt verdi:
"Görüşmelerin Başbakanlık ile PKK arasında olduğunu söylüyor. Bu büyük bir iftiradır. Görüşmeler istihbarat örgütü ile diğer örgüt arasında Türkiye'de terörün tamamen sonlandırılması ve eylemlerin bitirilmesi noktasında yapılacak bir görüşmenin ipuçlarını veriyor."
Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP) Genel Başkan Yardımcısı Ömer Çelik de "MİT-PKK görüşmesi denilen görüşme devletin değişik kurumları, değişik yöntemlerle aynı hedefe ilerlerler. Ama devletin farklı kurumları, farklı yöntemler kullanırlar. Siyasetin kullandığı yöntem farklıdır. Tabii ki istihbarat teşkilatının kullandığı yöntem de farklı olacaktır" yorumunu yaptı. (AS)