Fotoğraf ve Haber: Mezopotamya Ajansı
Kürt bilgesi, gazeteci ve yazar Musa Anter’in (Apê Musa), Diyarbakır’da 20 Eylül 1992'de Seyrantepe Semti Cumhuriyet Mahallesi 442’nci sokakta JİTEM tetikçileri tarafından katledilmesinin üzerinden 30 yıl geçti.
Anter cinayeti davası, delillere rağmen karara bağlanmadan zaman aşımına uğratılmak isteniyor.
Mahkemenin 21 Eylül’deki duruşmada bir karar vermesi beklenirken, Dicle Fırat Gazeteciler Derneği (DFG), Anter’in katledildiği Yenişehir ilçesi Cumhuriyet Mahallesi 442'nci Sokak'ta saat 11.30’da anma etkinliği gerçekleştirecek.
Gazeteciler, yine aynı gün Anter’in Mardin’in Nusaybin ilçesine bağlı Sitîlîlê mezarı başında saat 16.00’da anma etkinliği düzenleyecek.
DFG Genel Sekreteri Cuma Daş, bu yıl da saat 11.00'da Apê Musa'yı katledildiği yerde ve saat 16.00'da mezarı başında anacaklarını belirterek, “Ona minnet, saygı ve özlemimizi bir kez daha hatırlatacağız. Apê Musa katledileli tam 30 yıl oldu. Bizler de bu uzun soluklu yolculukta her 20 Eylül'de katillerini ve yargı sürecini soruyoruz" dedi.
“Apê Musa'nın çizdiği yol çok daha uzun”
Daş, yarın sadece gazeteciler değil, vicdan sahibi herkesi Apê Musa’nın anmasına beklediklerini kaydetti, şöyle dedi:
“Apê Musa sadece bir gazeteci değil, yaptıkları, yazdıkları ve yaşadıklarıyla bir toplumun hafızasıdır. Başından beri sakat işleyen yargı süreci de ne yazık ki 21 Eylül'de zaman aşımı gerekçesiyle tümden düşmüş olacak. Bu dava hiç de hak etmediği şekilde sonuçlansa da bizler açısından Apê Musa'nın çizdiği yol çok daha uzun. Daha yürüyecek çok yolumuz, yazacak çok haberimiz olacak.”
Ne olmuştu?
Kürt bilgesi, gazeteci-yazar Musa Anter (Apê Musa), 20 Eylül 1992'de Kültür ve Sanat Festivali'ne katılmak için geldiği Diyarbakır'da, bir anlaşmazlığı çözmek için aracına bindiği kişilerce Ergani ilçesine götürülmek istenirken Seyrantepe Semti'nde araçtan indirilerek, uzun namlulu silahlarla sokak ortasında katledildi. Diyarbakır Devlet Güvenlik Mahkemesi (DGM) Başsavcılığı’nın Anter cinayetine dair başlattığı soruşturma dosyası uzun yıllar raflarda kaldı.
2004 yılında JİTEM itirafçısı Abdülkadir Aygan’ın, cinayetin JİTEM tarafından işlendiği ve kendisinin de aynı ekip içinde olduğunu itiraf etti. Buna rağmen sessiz kalan yargı, 2009 yılına gelindiğinde ise Diyarbakır Özel Yetkili Cumhuriyet Başsavcılığı, Abdülkadir Aygan’ın itiraflarını ihbar kabul ederek dosyanın zamanaşımına uğramasına 3 yıl kala yeniden soruşturma başlattı. İtirafçılar Cemil Işık, Ali Ozansoy, Abdulkadir Aygan, Hamit Yıldırım, “Yeşil” kod adlı Mahmut Yıldırım hakkında yakalama kararı çıkarıldı, ancak soruşturma derinleştirilmedi.
Anter’in öldürülmesiyle ilgili Aygan’ın fail olarak işaret ettiği Hamit Yıldırım, davanın zaman aşımına uğramasına 3 ay kala 29 Haziran 2012’de gözaltına alındı. Yıldırım’ın 2 Temmuz 2012’de tutuklanmasıyla dava zamanaşımından kurtuldu. Başlatılan soruşturma sonucu hazırlanan 25 Haziran 2013 tarihli iddianame, 5 Temmuz 2013’te Diyarbakır 7’nci Ağır Ceza Mahkemesi tarafından kabul edildi.
Ancak açılan bu dava, önce 1999 yılında açılan 11 sanıklı ve 2005 yılında açılan 5 sanıklı davalarla, akabinde ise süren JİTEM Ana Davası ile birleştirilerek 2015 yılında “güvenlik” gerekçesiyle Ankara’ya nakledildi. Ankara’da görülen davanın Haziran 2017’deki duruşmasında sanık Hamit Yıldırım, “tutukluluk süresi dolduğu” gerekçesiyle tahliye edildi. 2016 yılından bu yana Ankara 6'ncı Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen dava dosyası; zaman aşımı ile karşı karşıya. Zaman aşımı süresi 20 Eylül’de dolacak olan Musa Anter Davası ise 21 Eylül’de görülecek.
(EMK)