1993'te Ankara'da aracına düzenlenen bombalı saldırıyla yaşamını yitiren gazeteci Uğur Mumcu'nun ailesi, cinayetle ilgili "suçun asli failleri ve azmettiricileri hakkında yürütülen soruşturma ve kovuşturmada ihmali görülen yetkililer hakkında bugün suç duyurusunda bulunuyor.
Mumcu Ailesi, aydınların ortadan kaldırılmasına dair suikastların bir insanlığa karşı suç olarak kabul edilmesi ve bu tür cinayetlerle ilgili soruşturma ve kovuşturmalarda zamanaşımının ortadan kaldırılması için mücadele eden Toplumsal Bellek Platformu'na da omuz veriyor.
Bir tutuklu
Mumcu, 24 Ocak 1993'te Ankara'da evinin önünde, aracına yerleştirilen bombanın patlaması sonucu hayatını kaybetmişti.
Yargıtay'dan iki kez dönen dosyada Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesi savcısı Salim Demirci, her ne kadar "örgüt içindeki konum ve faaliyetleriyle uyumlu şekilde bilgi verilmediği" gerekçesiyle sanıkların Topluma Kazandırma Yasası'ndan yararlanmalarına karşı çıktıysa da şu anda ağırlaştırılmış müebbet hapse çarptırılan Ferhan Özmen tutuklu.
Sanıklar arasında Ekrem Baytap, Mehmet Ali Tekin, Hasan Kılıç, Abdulhamit Çelik, Fatih Aydın, Yusuf Karakuş ve Mehmet Aydın da var. Cinayette sorumluluğu bulunan "Tevhid-Selam Kudüs Örgütü"ne üye olduğu iddia edilen dört kişi geçen yıl yeni bir dava açılmıştı.
1975'te Cumhuriyet'e yazmaya başlayan Mumcu 1991'e kadar bunu sürdürdü; 20'den fazla kitabı yayınlandı. 1991-1992'de Milliyet'te yazdı, Cumhuriyet'te yönetim değişince yeniden gazeteye döndü. Yeni Ortam ve ANKA'da da çalışmıştı.
Oğlu Özgür Mumcu, 22 Ocak 2010'da kaleme aldığı yazıda "Faili meçhul siyasi cinayet kurbanlarını ancak ölüm yıldönümlerinde hatırlayan, en açık ve bilinen gerçekleri her defasında yeniden keşfedip şaşkınlaşan bir medya ile hangi cinayetin üzerine gidilebilir?" diye sormuştu. (EÖ)