Anayasa Mahkemesi’nin (AYM) milletvekilliğinin düşürülme kararını 'yok hükmünde’ bulduğu Gezi mahpusu Can Atalay için muhalefet harekete geçti.
CHP, DEM Parti, TİP, DEVA Partisi Gelecek Partisi, Demokrat Parti, Emek Partisi ve Saadet Partisi 16 Ağustos’ta Türkiye Büyük Millet Meclisi’ni (TBMM) olağanüstü toplantı çağırdı.
Atalay’ın hürriyetinden yoksun tutulmaya devam etiğini belirtilen muhalefet partileri TBMM Başkanlığına verdikleri dilekçede “yargı krizinin ötesine taşınıp bir devlet krizi şekline dönüşen, demokratik devlet yapısını bozan, politik sonuçların yanı sıra ekonomik sonuçlar da doğuran fiili durumun TBMM tarafından ele alınarak çözülmesini” istedi.
Meclis içtüzüğüne göre, TBMM Başkanının en geç 7 gün içinde olağanüstü toplantı çağrısına yanıt vermesi, Meclis'in toplanması için de en az 200 milletvekilinin Meclis Genel Kurulu’nda hazır bulunması gerekiyor.
Dilekçede imzası bulunmayan İYİ Parti’nin ise 16 Ağustos’ta yapılacak toplantıya katılacağı öğrenildi.
Günaydın: Bu ayıbın Türkiye üzerinden derhal kaldırılması gerek
Daha sonra TBMM Başkanlığına verdikleri dilekçeyle ilgili CHP Grup Başkan Vekili Gökhan Günaydın, DEM Parti Grup Başkan Vekili Sezai Temelli, Türkiye İşçi Partisi İstanbul Milletvekili Ahmet Şık, DEVA Partisi Genel Başkan Yardımcısı ve İstanbul Milletvekili İdris Şahin ile Saadet Partisi Grup Başkan Vekili Bülent Kaya, ortak basın toplantısı yaptı.
İlk olarak sözü alan Gökhan Günaydın, Atalay milletvekilliğinin düşmediğini hukukun bunu söylediğini ifade etti. Atalay'ın milletvekilliğinin gasp edildiğini ekledi.
TBMM Başkanının en geç 7 gün içerisinde Meclis’i toplantıya çağırmak zorunda olduğundan bahseden Günaydın “Görüşmenin sonucunda umuyor ve diliyoruz ki hukuka uygun davranılır” diye konuştu.
“Bu mesele yalnızca bir milletvekilliği meselesi olmaktan çıkmış, adeta Türkiye'nin demokratik düzeninin ve anayasal çerçevesinin ihlal edildiği bir noktaya getirilmiştir. Bu ayıbın Türkiye'nin üzerinden derhal kaldırılması gerekmektedir” dedi.
Şık: Hukuka dönüş için bir tartışma açılmasını umut ediyoruz
Daha sonra sözü Ahmet Şık aldı. Önergeye imza veren partilere ve grup başkan vekillerine teşekkür etti. Ardından da şunları söyledi:
“Burada tartıştığımız şey Can Atalay'ın vekil olup olmadığı değil, Türkiye'de hukuk ve demokrasi normlarının egemen olup olmayacağı… Yargının mağdur ettiği insanların gerçekten hukuk normuyla özgürlüklerine tekrar kavuşmasına dönük bir tartışma açılmasını umut ediyoruz.
İnanıyorum yeni yasama döneminde Can Atalay burada hem bu iktidarın rezilliklerini teşhir edecek ve onlarla hesaplaşacak hem de Hatay halkının sorunlarını hem Meclis’e hem Türkiye'nin gündemine taşıyacak."
Temelli: TBMM bu kara lekeyi ortadan kaldırabilir
Sezai Temelli, Can Atalay'in vekilliğinin düşürüldüğü gün Meclis’teki konuşmalarını hatırlattı.
"‘Anayasayı ihlal edemezsiniz. İhlal ederseniz bu bir anayasal suç olur’ dedik. 13. Ağır Ceza Mahkemesi anayasal suç işledi. Yargıtay 3. Ceza Dairesi suç işledi. Yetmedi. Meclis Atalay'ın vekilliğini düşürülerek eşi benzeri görülmemiş bir şekilde anayasal suç işlendi. Şimdi bu suçu ortadan kaldırma olanağı var. 16 Ağustos'ta toplanarak TBMM bu kara lekeyi, bu hukuk katliamını ortadan kaldırabilir" diye konuştu.
Kaya: Tarih kim demokrasiden, kim otoriteden yana yazacak
Bülent Kaya iktidar eleştirisi yaptı. AKP’nin Türkiye’yi anayasasızlaştırma sürecine ittiğini söyledi. 16 Ağustos'un hukukta rasyonel politikalara dönmek için bir fırsat olduğunu belirtti.
Kaya “Türkiye bu ve benzeri anti demokratik süreçleri yaşadı. Zaman zaman da geride bıraktı. Ben inanıyorum ki bugünleri de geride bırakacak. Ancak tarih böylesi antidemokratik süreçte kim demokrasiden ve hukuktan yana, kim otoriteden yana bunu tarihe not düşecek” diye konuştu.
Şahin: Anayasayı yok saymak kimseye bir şey kazandırmaz
İdris Şahin ise hükümete Anayasayı hatırlattı. Türkiye’nin demokratik, laik, sosyal bir hukuk devleti olduğunu söyledi.
“Biz her ne kadar can çekişse de bu ülkede halen bir hukuk sisteminin var olduğuna, hukukun az da olsa işlediğine yürekten inanıyoruz ve inanmaya da devam edeceğiz” dedi. Can Atalay konusunda parlamentoya çok büyük bir yük düştüğünden bahseden Şahin daha sonar şunları ekledi:
“Anayasa Mahkemesi verdiği kararlar Meclis’e yol gösterdi. Aslına bakarsanız Meclis’in kararının yok hükmünde olduğunu gözümüze soktu. Bu Meclis adına itibar zedeleyici bir hükümdür. Parlamentonun birer ferdi olarak bu karardan utanç duyuyorum. Çünkü bu kararın uygulanmaması gerektiğini TBMM’ye defalarca ifade etmiştik.
Şimdi daha fazla parlamentoyu örselemek, daha fazla anayasayı yok saymak kimseye bir şey kazandırmaz. Meclis Anayasa Mahkemesi'nin kararına harfiyen uymakla yükümlüdür."
(HA)