Türkiye Barolar Birliği (TBB), TİP Hatay Milletvekili Can Atalay’ın vekilliğinin düşürülmesiyle ilgili Anayasa Mahkemesinin (AYM) 'yok hükmünde' kararının uygulanması için Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Başkanlığı’na başvurdu.
TBB Başkanı Erinç Sağkan imzasıyla TBMM Başkanlığı’na sunulan dilekçede, AYM’nin 1 Ağustos’ta Resmî Gazete’de yayımlanan gerekçeli kararı hatırlatıldı.
Dilekçede şu ifadelere yer verildi:
"84'üncü maddeye göre düşme yok"
AYM, Hatay Milletvekili Şerafettin Can Atalay’ın milletvekilliğinin Anayasa’nın 84'üncü maddesinin ikinci fıkrası kapsamında düşürülmesini denetlerken, mahkeme tarafından verilen ve kesinleşen ceza mahkûmiyetinin yerinde olup olmadığını değil; bu mahkûmiyetin, milletvekilliğini düşürüp düşürmeyeceğini denetlemiştir.
Nitekim, yapılan incelemede, TBMM Genel Kurulunda okunan İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesinin 27/12/2023 tarihli ek kararının, Hatay Milletvekili Şerafettin Can Atalay hakkında kesinleşen bir mahkûmiyet kararı değil, AYM’nin 21/12/2023 tarihli bireysel başvuru kararının, Yargıtay 3. Ceza Dairesi tarafından değerlendirilmesi için dosyanın anılan Daireye gönderilmesine ilişkin karar olduğu ortaya çıkmıştır. Bu nedenle de, ortada 84'üncü maddenin ikinci fıkrası kapsamında bir 'düşme' bulunmamaktadır.
"AYM 'yokluk' tespiti yaptı"
AYM bu tespiti yapmış olmasaydı, bir milletvekilinin milletvekilliği Anayasa’ya aykırı bir şekilde, hakkında kesinleşen mahkûmiyet kararı olmaksızın düşürülmüş olacaktı. Ancak AYM, yerinde bir yaklaşımla, kendisine yapılan başvurunun Anayasa’nın 84'üncü maddesinin ikinci fıkrası kapsamında bir düşmeye dair olup olmadığını incelerken, esasen anılan Anayasa hükmünün uygulanmadığını tespit etmiş ve yine yerinde bir yaklaşımla 'iptal' kararı vermemiş 'yokluk' tespiti'yapmıştır.
"Yokluk, ağır sakatlık halidir"
Hukuki işlemler bakımından yokluk, öyle ağır sakatlık hâlidir ki, her zaman ve herkes tarafından ileri sürülebileceği gibi, hâkim bu durumu re’sen de göz önüne alabilir. AYM’den, bir milletvekilinin milletvekilliğinin düşmesinin Anayasa’ya apaçık aykırılık oluşturduğu hatta işlemin gerçekleşmesi için zorunlu olan kesin mahkûmiyet kararının TBMM Genel Kurulunda okunması koşulunun hiç ortaya çıkmadığını gördüğü hâlde yalnızca "yetkisizlik” kararı vermesi beklenemez.
"Yokluk kararı iptal kararından farklıdır"
AYM, görevi gereği, Anayasa’nın 84'üncü maddesinin ikinci fıkrası anlamında bir işlemin olmadığı tespitini yapmıştır. AYM kararı sonrası hukuki durum yukarıda ifade edildiği ve genel olarak bilindiği üzere, ‘yokluk’ kararları, iptal kararlarından farklı olarak yokluğu tespit edilen işlemin ilk yapıldığı andan itibaren hüküm ifade etmemesi sonucunu doğurmaktadır. Yok olduğu tespit edilen bir hukuksal işlem hiç doğmamış, hiç var olmamış, hukuk âlemine hiç çıkmamıştır.
"Atalay’ın milletvekilliği hiç düşmedi"
Bu nedenle esasen, Hatay Milletvekili Şerafettin Can Atalay’ın milletvekilliği hiç düşmemiştir. Ne var ki, milletvekilliğinin düştüğü zannıyla, Başkanlığınız tarafından bazı hukuki işlemler gerçekleştirilmiş, milletvekilliğine ilişkin hak ve yetkilerini kullanımı engellenmiştir. Her ne kadar hukuk sistemimizde, yok olduğu tespit edilen işlemlerle ilgili olarak nasıl bir usul izleneceği öngörülmemişse de, yok işlemin yapıldığı andan itibaren ortaya çıkan hukuki sonuçları eski hâline getirmek için bazı işlemlerin yapılması gerektiği de açıktır.
"Milletvekili alıkonulamaz"
Bu sebeple, AYM’nin 1 Ağustos 2024 tarihli Resmî Gazete’de yayımlanan 22/2/2024 tarih, E. 2024/43 ve K. 2024/65 sayılı kararını Genel Kurulda okutmak suretiyle, önceki işleminin yok olduğu şeklindeki tespiti Genel Kurula bildirmesinin; Hatay Milletvekili Şerafettin Can Atalay’ın milletvekilliğine bağlanan her türlü sonucun gerçekleşmesinin sağlanmasının; bir milletvekilinin tutuklu alıkonulması mümkün olamayacağından, bu durumun sonlanması için gerekli girişimlerin Başkanlığınızca yapılarak takip edilmesinin Anayasal bir sorumluluk olduğunu bilgi, takdir ve değerlendirmelerinize sunarız."
(RT)