Bugün burada Hrant Dink Ödülleri’nde bir arada olmak, bizim için Türkiye’de ayrımcılığa karşı verdiğimiz mücadelenin ve kurduğumuz dayanışmanın gücünün, başka bir dünya kurmaya dair inancımızın ortaklığının bir ifadesi. Burada ödülü almak üzere kalabalık bulunmamız Mor Çatı’nın yapısal olarak hiyerarşik olmayan kolektif kimliğini vurgulamak ve bu ödülü Mor Çatı’dan yolu geçen tüm kadınların ortak mücadelesi adına aldığımızı göstermektir.
Mor Çatı, 80’li yıllarda, kimsenin hakkında dahi konuşmadığı erkek şiddetine karşı sokaklara dökülme iradesi göstermiş ve patriyarkaya karşı en büyük mücadelenin kadın dayanışması olduğuna inanan feministlerce erkek şiddetine karşı mücadele etmek, kadından kadına dayanışmanın çatısı olmak amacıyla kuruldu. Bizler, farklı zamanlarda Mor Çatı’ya yolu düşmüş ve bu dayanışmanın parçası olmuş gönüllüler olarak öznesi olduğumuz bu mücadeleyi yaşamlarımızın her alanında vermek için çabalıyoruz.
Geçmişe dönüp baktığımızda, adını dahi bilmediğimiz sayısız kadınla birlikte feminist hareketin mümkün kıldığı mücadele ve kazanımın tarihini görüyoruz. Yükselen nefret atmosferinin ve her alanda kazanımlarımıza, eşit ve adil bir yaşam kurma imkanlarımıza yönelen saldırıların kol gezdiği bugünlerde, neleri değiştirdiğimizi hatırlamak güçleşebiliyor. Mesela bu ülkede kadınların mücadele ederek ayrımcı yasaları değiştirdiğini, Medeni Kanun’u yeniden yazdığını, sığınaklar ve kadın danışma merkezleri açtırdığını biliyoruz. Bugün kadın düşmanları dahi kadınların şiddeti hak ettiğini söylemeye buna inansalar bile çekiniyorlarsa, feminist mücadele sayesinde. Bu nedenle kadınların eşit haklarına göz dikildiği, feminizmin itibarsızlaştırılmaya çalışıldığı şu dönemde, bizler bu mücadeleyi sahipleniyor; güçlü ve umutlu hissediyoruz.
Ne var ki patriyarka ve erkek şiddeti ile mücadele salt devleti yönetenlerle ilgili bir sorumluluk değil. Şiddete uğrayan kadınlardan, şiddet uygulayan erkeklerden konuşurken kendimizden konuşuyoruz. Her birimiz eşit derecede hem kendimizi hem toplumu değiştirme sorumluluğu taşıyoruz. Feminist bir örgüt olarak bu sorumluluğun ötesinde, dünyayı cinsiyet ayrımcılığının olmayacağı bir biçimde değiştirme hayalimiz var. Tam da bu nedenle bugün bu ödülü Mor Çatı’nın sürdürdüğü dayanışma ve mücadele için değil, gözünü açtığı günden itibaren hatta anne karnında şiddete uğramaya başlamış, bedenine, emeğine yabancılaşmış, kendi hayatına dair hiç karar alamamış fakat tüm bunlara rağmen hayatını değiştirmek için adım atarak Mor Çatı’ya ulaşan ve bu dayanışmanın parçası olan tüm kadınlar için kabul ediyoruz.
Şiddetsiz, eşit ve adil bir yaşam için mücadelemiz ortak.