Mor Çatı Kadın Sığınağı Vakfı olarak 1990 yılından bu yana kadınların şiddet görmediği, özgür ve eşit yaşadığı bir dünya için mücadele ediyor.
Kadınlarla dayanışma merkezi ve sığınağımızda dayanışma kurarken, maruz kaldıkları şiddetin dinamikleri, şiddete karşı geliştirdikleri yöntemler ve şiddetten uzaklaşmaya çalışırken başvurdukları mekanizmaların işlerliğine deneyimleri üzerinden tanıklık ediyor.
2021 yılı, Türkiye’de yaşayan kadınlar ve kadına yönelik şiddetle mücadele alanında çalışan örgütlerin hafızasında bir gece yarısı Cumhurbaşkanı imzasıyla Türkiye’nin İstanbul Sözleşmesi’nden çekilmesiyle ayrı bir yer buldu.
Kadına yönelik erkek şiddetiyle mücadele alanında yazılmış en kapsamlı uluslararası belge olan İstanbul Sözleşmesi, devletlere adım adım şiddeti sonlandırmak ve önlemek için yükümlülüklerini anlattığı için bizler için çok önemli bir metin.
Sözleşme'den çekilinmesi haklara erişimi kısıtladı
Türkiye’nin ilk imzacısı olmasına rağmen hiçbir zaman tam anlamıyla uygulanmayan bu sözleşme, bizler için önemli bir yasal dayanak ve en önemlisi erkek şiddetine dair paylaştığımız perspektifi sunan yegâne hukuki metindi. Türkiye’nin sözleşmeden çekilmesi ise uzun süredir uygulama sorunları vesilesiyle alanda gözlemlediğimiz, kadınların haklarına erişiminin kısıtlanması/engellenmesi yoluyla haklarının ellerinden alınmasının somut bir örneği oldu.
Türkiye’nin İstanbul Sözleşmesi’nden çekilmesine giden yola, kadınların haklarına yönelik saldırılar dolayısıyla uzun zamandır tanıklık ediyoruz.
Toplumsal cinsiyet rollerini doğallaştırarak kadınların ezildiği erkek egemen sistemin devamlılığı sağlanmaya çalışılırken, kadınların eşit ve özgür hayatlar kurmalarını engellemek için ayrımcılık ve erkek şiddeti adeta teşvik ediliyor.
Erkek şiddetinin kaynağının toplumsal cinsiyet eşitsizliği olduğunu görmezden gelmek şiddetle mücadele mekanizmalarını işlevsizleştiriyor.
İstanbul Sözleşmesi’nden çekilme kararı sonrası yapılan çalışmalar kadına yönelik şiddetle mücadeleden Türkiye Devleti’nin vazgeçmediğini gösterme çabaları olsa da, toplumsal cinsiyet eşitliği perspektifinden yoksun bu çalışmalar soruna çare olmak şöyle dursun kaynak ve zamanın yanlış kullanılmasına neden oluyor.
2021 yılında yayınladığımız Kadına Yönelik Şiddet: Kadınların Deneyimleri, Kurumlar ve Mecralar araştırmamızın da gösterdiği gibi kadınlar şiddetten uzaklaşmaya çalışırken aile, yakın çevre ve kurumlar gibi odaklar kadınlara destek ya da köstek olarak şiddet ilişkisinden çıkma mücadelelerinde belirleyici rol üstleniyorlar. Biz Mor Çatı’da kadınlarla kurduğumuz dayanışmanın yanı sıra kadınların özgür hayatlar kurabilmesi için toplumsal cinsiyet eşitliği mücadelesi vermeye ve şiddetle mücadele etmekle yükümlü kurumları yakından izleyerek çalışmalarının nasıl olması gerektiğini söylemeye devam ediyor.
Mor Çatı’dan yapılan açıklamada şöyle denildi:
“Kuşkusuz tüm bu çalışmaları mümkün kılan 1990 yılından bu yana Mor Çatı’dan yolu geçen kadınlar ve her zaman bir gözü Mor Çatı’da olan feministler. Bu yılki raporumuzun erkek şiddetine karşı feminist dayanışmamıza katkı sunmasını umuyoruz.”
Rapordan bir bölüm2021 yılında, pandeminin değişen dinamikleriyle birlikte Mor Çatı’da sosyal çalışmanın yeni ihtiyaçlarına odaklandık. Kadınların belediyelere, sosyal hizmet merkezlerine, ŞÖNİM’lere ve ilgili diğer kuruluşlara yaptıkları başvurularda talep ettikleri sosyal desteklere nasıl yanıtlar verilebildiği, kurumların güncel ihtiyaçlara dair ne gibi kaynaklar sağladığı, bu mekanizmaların kadınlar için erişilebilirliğini anlamak adına kamu kurumlarıyla toplantılar gerçekleştirdik. Bu toplantıların yanı sıra bazı kurumların çalışanlarıyla çeşitli başlıklarda eğitim ve atölyeler gerçekleştirdik. Bunların yanı sıra Mor Çatı gönüllüleri olarak hem kendimizi hem de sosyal çalışmamızı güçlendirmek amacıyla İletişim Becerileri, Görüşme Dinamikleri, Psikolojik Sağlamlık, Sosyal Çalışmada Temel Motivasyonlar, Çözüm Önerileri gibi başlıklarda çeşitli eğitimler aldık. Şiddete maruz kalan kadınlarla yürütülen sosyal çalışmada ortaya çıkan ihtiyaçlarımızı ve duygularımızı konuşmak, bu konuda destek alabilmek amacıyla düzenli olarak süpervizyon desteği aldık. Kadınlarla kurduğumuz dayanışmayı büyütmek amacıyla yıl boyunca sosyal çalışmacılar, avukatlar ve psikologlar atölyeleri ve gönüllü buluşmaları gerçekleştirdik. Atölyeler, toplantılar ve süpervizyonlarla hem Mor Çatı gönüllüleri olarak kendimizi hem de yürüttüğümüz sosyal çalışmayı güçlendirmeyi hedefledik. |
Mor Çatı Hakkında
Mor Çatı Kadın Sığınağı Vakfı 1990 yılında kadına yönelik şiddetle mücadele etmek amacıyla feminist kadınlar tarafından kuruldu. Mor Çatı’da şiddete maruz kalan kadınlara ve varsa çocuklarına destek verilerek erkek şiddetinden uzakta bir yaşam kurabilmeleri hedeflenir.
Kadınlarla birebir dayanışma kurmanın yanı sıra şiddetle mücadele etmek ve toplumsal cinsiyet eşitliğini sağlamak için ulusal ve uluslararası sözleşme, kanun ve yönetmeliklerin uygulamaları izlenir, raporlanır ve karar vericilere gerekli politikalara dair öneriler sunulur. Alandaki bilgi ve deneyimi paylaşmak için şiddet alanında çalışan kadın örgütleri, sivil toplum kuruluşları, barolar ve belediyelerle atölyeler yapılır. Ulusal ve uluslararası kadın örgütleri ile dayanışma içinde kampanyalar ve eylemlilikler yoluyla patriyarkaya karşı, kadınların özgür ve bağımsız hayatlar kurabilmeleri için mücadele edilir.
Mor Çatı dayanışma merkezinden, bugüne kadar 40.000’den fazla kadın ve çocuk destek aldı. Her gün ortalama 10kadın telefon, mail ve yüz yüze görüşerek Mor Çatı’dan destek alıyor.
Merkez, çalışmalarını kadınlara yardım etmek değil, şiddete karşı kadın dayanışması oluşturmak, birlikte mücadele etmek üzere sürdürüyor. Kadınlar Mor Çatı’ya en çok yaşadıklarını paylaşmak, sosyal ve hukuki hakları konusunda bilgi edinmek için başvuruyorlar. Arayan her kadına sosyal destek verilirken ihtiyaç duymaları halinde hukuki, psikolojik destek ve sığınak desteği de alabiliyorlar.
(EMK)