Aralarında bianet yazarı Füsun Erdoğan, gazeteciler Bayram Namaz, Sedat Şenoğlu, İbrahim Çiçek, Ziya Ulusoy ve Arif Çelebi'nin de olduğu dokuzu tutuklu 29 sosyalistin yargılandığı Marksist Leninist Komünist Parti (MLKP) davasın Çağlayan'da bulunan İstanbul Adalet Sarayı'ndaki İstanbul 10. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülmeye devam ediyor.
Türkiye Gazeteciler Sendikası Başkanı Ercan İpekçi, Türkiye Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Turgay Olcayto, Gazetecilere Özgürlük Platformu Dönem Sözcüsü Recep Yaşar, Basın Konseyi Başkanı Pınar Türenç ile Basın Konseyi Yönetim Kurulu Üyesi Namık Koçak'ın da izlediği duruşmada gazeteci Namaz ile Naci Güner esas hakkında savunmalarını verdi.
Namaz: Bu dava hukuki değil siyasi
Namaz bir kısmını anadili Kürtçe olarak yaptığı savunmasında yargının bağımsızlığına dair umudunu yitirdiğini, yaklaşık sekiz yıllık yargılama sürecinde çok sayıda mahkeme heyetinin ve savcının değiştiğini söyledi.
"Bu davada yer alan pek çok savcı sürgün edildi. Yargılama boyunca tek hukuki yorum olan 10 kişinin tahliyesini isteyen savcının özel yetkileri elinden alınarak Büyükçekmece'ye sürülmüştür.
"Bu mahkemede hem adalet hem de gazetecilik ilkeleri göz ardı edilmiştir. Sırf tutuklu gazeteciler meselesinde bile Recep Tayyip Erdoğan ile Bülent Arınç bizi terör örgütü üyesi ilan etti. Bu yargıya müdahalenin en somut örneği ve gazetecilere verilmiş bir gözdağıdır.
"Başbakan Erdoğan şiir okuduğu için hapis yattığını anlatır. Oysa kendisi 'halkı kin ve nefrete' diye başlayan bir suçun uydurulması sebebiyle hapis yatmıştır. Bugün de gazetecilere 'terör örgütü üyeliği' suçu uydurulmuştur.
"Bu yargılama hukuki değil siyasi bir davadır. Yargılanan siyasi görüşümüz ve mücadelemizdir.
"Şahsıma yönelik 'MLKP Kürdistan' başlıklı bildiri dışında herhangi bir delil yoktur. MLKP örgütü yöneticisi olduğum sadece o belgede geçmektedir ve başka hiçbir kanıt yoktur."
Güner: Mahkeme delilleri araştırmadı
Güner ise savunmasında kendisinin bir tarım işçisi olduğunu ve hakkındaki MLKP yöneticiliği iddiasının gerçeği yansıtmadığını söyledi. Güner haklarında "üretilmiş delil" dışında bir delil bulunmadığını söyleyerek mahkemenin bu delilleri araştırmadığını, bu bağlamda yargı bağımsızlığını kaybettiğini söyledi.
Yaklaşık sekiz yıldır süren ve bugün kararın açıklanmasının beklendiği dava avukatların savunmaları ile devam ediyor.
Adliye dışında da Gazetecilere Özgürlük Platformu yargılanan gazeteciler için yaptığı "duran insan" eylemine devam ediyor.(EA)