“Eğer bizler görevimizin başında olsaydık şüphesiz böyle bir davet karşısında buna icabet eder orada temsil ettiğimiz halkın yerel yönetimdeki temsilcileri olarak yer alırdık.
“Seçmen iradesi gasp edildiği için bizler o toplantıda yer alamadık. Bizler, yerine kayyumlar gitti o toplantıya. Haliyle Mardin, Diyarbakır ve Van’ın seçmen iradesi o toplantıya yansımadı.”
Yerine kayyum atanan Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Adnan Selçuk Mızraklı, Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Türkiye’deki büyükşehir belediye başkanları ile Cumhurbaşkanlığı’ndaki buluşması için böyle diyor.
Erdoğan, Beştepe'deki Cumhurbaşkanlığı'nda 29 ilin Büyükşehir Belediye Başkanlarıyla bir araya geldi.
Çin'de olduğu gerekçesiyle toplantıya katılamayan CHP'li Hatay Büyükşehir Belediye Başkanı dışında bütün belediye başkanları ve kayyumlar toplantıda hazır bulundu.
Mızraklı, yerine kayyum atanan Mardin Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Türk’ün konuya dair Cumhurbaşkanı’ndan görüşme talep ettiğini ancak kendisine bir geri dönüş olmadığı bilgisini veriyor.
"Kayyumların tahribatını biliyorlar"
Mızraklı şunları söylüyor: “İmamoğlu’nun ve diğer büyükşehir belediye başkanlarının da bu konuda görüşme talepleri olmuştu. Ama kendileri de karşılık bulamadıklarını söylemişti. Biz, böyle bir buluşmayı, Türkiye’nin temel meselelerinin konuşulması açısından değerli bulurduk, anlamlı bulurduk. Ama şimdi oraya seçilmişler ve kayyumlar gidiyor. Üstelik kayyumların tahribatları biliniyor.
“Muhalif başkanlar irade gaspına dikkat çekmeli”
"Oraya giden muhalif partilerin belediye başkanlarının da bir parantez açarak bu durumun ne kadar yaralayıcı olduğunu söylemelerini isterdim. Bu durum demokrasi açısından da seçmen iradesi açısından da sıkıntılı bir durum. Sanki hiç böyle bir irade gaspı yaşanmamış gibi o toplantının yapılması doğru değildir. İşin bu boyutunun da tarif edilmesi gerekir. Oraya giden herkesin de bu durum üzerine düşünmesi gerekiyor.
“İmamoğlu'nu sempatiyle karşıladık"
"(İmamoğlu ile Diyarbakır’da yaptıkları görüşmeye dair) Sayın İmamoğlu demorkasinin açık bir şekilde yara aldığı bir dönemde tutum belirlemek zorundaydı. Tutumunu demokrasiden yana belirledi. Diyarbakır’daki durumu hissettiğini o itirazlara ses verdiğini gösterdi. Bizler de bunu kıvançla karşıladık sempati ile karşıladık.
“Talimat kokan kovuşturmalar"
"(İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun “örgüt” iddiaları) Bizlere yapılan suçlamalara bakılınca arkasında talimat kokan kovuşturmaları görüyoruz. Benim belediye başkanı olduğum dönemden bir soruşturma yok. İdari düzeyde özellikle göreven alındıktan sonra bana tebliğ edilmiş olan üç idari soruşturma var. Bunlar da sadece iddiadan ibaret.
“Şimdi böyle bir notkada siz kalkıp eğer bunun üzerinden yüz binlerin milyonların iradesine kayyum atarsanız bunun bir meşru yanı olmaz. Siz, medya ve hukuğu kullanarak bizi şeytanlaşıyorsunuz buna kimse inanmaz. Sizler iftiracısınız ve bu tarzınız günün birinde size vuracak. Mutlaka yargılanacaksınız.
“Bizlerin cezaevinde olması ya da görevden alınması bu işi çözecekse bizi alsınlar görevden sorun değil ama daha karanlık bir döneme girildiğini gösteriyor. Bu ülkenin Kürt sorunu kangreye dönüştürülüyor bu kararlar.” (EMK)