Mısır'da Müslüman Kardeşler kökenli Muhammed Mursi'nin cumhurbaşkanlığının kesinleşmesinin ardından cevaplar yerine soru işaretleri netleşmeye başladı. Kim, nasıl tavır alacak? Mursi'nin Mısırı nasıl olacak? Mursi yeterince güçlü mü? Hangi sorunlar iktidar ilişkilerini belirler?
Soruları Brown Üniversitesi Sosyoloji Bölümü'nden Mısır üzerine çalışan Sinem Adar yanıtladı.
Mısır'da yeni cumhurbaşkanı Muhammed Mursi'yi ne gibi sorunlar bekliyor? Bu sorunlar karşısında nasıl tavır alabilir?
Mursi'yi siyasi ve ekonomik açıdan oldukça zorlu bir dönem bekliyor. Siyasi sürecinin tam anlamıyla sivilleşmesi (burada parlementonun işler duruma gelmesi ve anayasa yazım süreci belirleyici) ve ekonominin canlılık kazanması başlıca sorunlar olarak göze çarpmakta.
Bunlardan ilki sadece bir söylem olarak kalmayip pratiğe dönüşebilirse o zaman önümüzdeki dönemde Mursi ile Yüksek Askeri Konsey arasında oldukça hareketli bir iktidar çekişmesini beklemek mümkün.
Öte yandan Mursi'nin eski rejimin kurumsal ve yapısal dengelerini değiştirmeye ne derece istekli olduğu henüz belirginlik kazanmış değil. Böyle bir söylem var ancak bunun ne derecede pratiğe dönüşeceğini önümüzdeki günlerde göreceğiz.
Her ne kadar Mursi'nin seçilmesi halk içinde "devrim"in zaferi olarak nitelendirilse de aslında ülkede halen eski rejimin egemen olduğunu söylemek çok da yanlış olmaz. Mursi'nin bunu ne kadar değiştirebileceği, değiştirmeye istekli olduğu henüz belirsiz.
Mısır'ın mevcut koşullarında Mursi ne derece güçlü bir lider olabilir?
Tabii burada Mursi'nin önünde çok önemli bir sorun var, o da ekonominin mevcut durumu. Mursi bu durumu iyi yönde düzeltmeyi başarabilirse -ki oldukça zor- o zaman halk nezdinde popüleritesini daha da arttıracak ve haliyle teorik olarak sivilleşme söylemini pratiğe dönüştürme şansı bir o kadar artmış olacak.
Ama tabii sivilleşme mutlaka özgürlüklerin artması anlamına gelmiyor, o noktaya dikkat çekmek gerek, bizzat kendi ülkemizde yaşayıp gördüğümüz üzere... Bu yüzden anayasa yazım süreci oldukça önemli ve belirleyici bir süreç olacak.
Sizce Mısır'da herkes seçim sonucundan memnun mudur?
Mursi'nin seçilmesine yönelik tepkileri üç grupta değerlendirmek mümkün.
Birinci grupta bunu devrimin zaferi olarak niteleyenler var. Bu değerlendirme, seçim sonuçlarını eski rejimi simgeleyen asker ile devrimci ruhun simgesi sivil aktörler (bu da mevcut sistemde geniş çaplı bir organizasyon ve örgütlenme kapasitesine sahip, yıllarca siyasi sahnenin dışında tutulmuş Müslüman Kardeşler ile özdeşleştiriliyor) karşıtlığı üzerinden okuyor.
İkinci grupta seçim sonuçlarını muhtemel bir İslami devletin başlangıcı olarak korkuyla okuyanlar mevcut. Bu grupta çoğunlukla dini azınlıklar var.
Üçüncü ve son grup ise Mursi'nin cumhurbaşkanlığını ne devrimin ne de İslamcıların zaferi olarak yorumluyor. Bu grubun ısrarla altını çizdiği nokta, seçim sonuçlarının ve seçime kadar olan sürecin aslında İslami muhalefetin iktidarla bütünleştiğini gösterdiği. Bu bağlamda bu grup "Arap Baharı" ile başlayan yapısal değişim potansiyelinin kaçmış olduğunu vurguluyor.
Yeni meclis seçimleri yapılana kadar yasama yetkilerini alan Askeri Konsey'le Cumhurbaşkanı Mursi'nin ilişkisi nasıl olacaktır? Dengeler nasıl işleyebilir?
Her ne kadar 1952'den bu yana ilk defa sivil bir cumhurbaşkanı işbaşına geldiyse de bu sivil iktidarın hak ve özgürlüklerin ciddi anlamda derinleştiği köklü bir yapısal değişimden yana olduğu kuşkulu.
Eski rejim halen iktidarın önemli bir ortağı olmaya devam ediyor. Mısır medyasında Mursi ile asker arasında bir karşıtlıktan çok devletin değişik kurumlarının idaresinin ortaklaşa nasıl yönetileceğine dair bir fikir birliği olduğu sıkça dile getiriliyor. Bu bağlamda savunma, içişleri ve adalet bakanlıklarının askerin kontrolünde olacağı...
Müslüman Kardeşler -her ne kadar tek homojen bir yapıdan söz etmek zor olsa da- oldukça pragmatik davranıyor ki bu "devrim"in başından bu yana böyle. Bu sebeple Mursi'nin askerle yakınlaşması pek de şaşırtıcı değil.
Geçtiğimiz pazar günkü ilk ulusa seslenişindeki askere geçiş dönemindeki emeklerinden dolayı teşekkürlerini iletti. Bunu takiben Yüksek Askeri Konsey'in başı Hüseyin Tantawi salı günü Mursi ile görüşmesinde askerin cumhurbaşkanın yanında olduğunu söyledi. Bir nevi karşılıklı uyum paslaşmalarının olduğu bu dönem aslında yukarıda sözünü ettiğim Mursi'nin zaferine daha itinalı yaklaşan grubun kaygılarını doğrular nitelikte.
Müslüman Kardeşler kökenli yeni cumhurbaşkanının iktidarından İsrail'le ilişkiler dahil, Mısır'ın dış politikası nasıl etkilenir?
Sözünü ettiğim sebeplerden dolayı mevcut iktidar değişikliğinin dış politika açısından ciddi bir değişiklik yaratacağını düşünmüyorum.
Mısır bu seçimden sonra giderek İslami bir cumhuriyet görünümüne bürünür mü?
Bu konuda kesin bir şey söylemek oldukça güç. Bu ancak uzun vadede daha net olarak değerlendirebileceğimiz bir süreç.
Din faktörü Mısır'da hem devlet toplum ilişkilerinin hem de gündelik yaşamın önemli bir parçası. Her ne kadar belli bir birarada yaşama kültürü mevcut olsa da din toplumun önemli bir kesiminin aidiyet ve kimlik olgusunu oluşturan önemli bir unsur.
Üstelik bu sınıf farkı göz etmeksizin geçerli olan bir durum. Bu da dinin devlet-toplum ilişkilerinin şekillenişinde nerede durduğu ile ilgili. Anayasanın meşhur 2. maddesine göre devletin dini İslam'dır ve İslam hukuku ilkeleri yasamanın ana kaynağıdır.
Ancak bu şeriat kanunlarının birebir uygulanırlığı anlamına gelmiyor. Aslında sadece Al-kanun-al-şahsiyye olarak da bilinen evlilik, boşanma, miras gibi aile kurumunun sürekliliğini ve sürdürülebilirliğini düzenleyen yasalar dini kurallara tabi işliyor.
Takdir edersiniz ki böyle bir yapı da dini bireyler arasında önemli bir ayrıştırıcı faktör haline getiriyor. Önümüzdeki dönemde İslam hukukunun aile kurumunu ilgilendiren alanlar dışında da etkili olacak şekilde genişlemesi söz konusu olur mu, pek sanmıyorum.
Keza, bu duruma tepki gösterecek Kıptiler başta olmak üzere ciddi bir muhalefet var. Ancak aynı şekilde 2. maddenin daha "seküler" bir çizgide değiştirileceği yönünde bir hareketlenme olacağını beklemek de zor. Mübarek'in istifasının akabindeki süreçte bu konuda bir tartışma başlar gibi olduysa da kısa zamanda kapandı.
Mursi'nin basın sözcüsü Semih El Esevi Guardian'a, Mursi'nin bir kadını ve bir Kıpti Hıristiyan'ı yardımcıları olarak atayacağını söyledi. Bu hamleyi nasıl okumak gerekir?
Seçim sonuçlarının açıklanmasından bu yana Mursi ulusal birlik mesajları yollamakta. Tabii ulusal birlik söz konusu olduğunda da akla ilk olarak mevcut sistemin en fazla marjinalize ettiği Kıptiler ve kadınlar geliyor. Dolayısıyla bu açıklamayı simgesel olarak okumak gerek. (YY)