Şule Yüksel Şenler, Recep Tayyip Erdoğan'a "Bak, Tayyip istikbalin çok parlak görünüyor. Yarın başlardan biri olacaksın; ben öyle hissediyorum. Hürmetim sonsuzdur çarşaflı hanımlara ama senin yanında çarşaflı bir hanım olmaz. Hangi zamanda yaşıyoruz," diyor... Nasıl bir öngörü, ne müthiş bir sezgi!
Olay Emine hanımla Erdoğan'ın evlenmek istedikleri günlerde geçiyor; anne Erdoğan oğlunu çarşaflı biriyle evlendirmek istiyor, Şenler, ileride "baş" olacağını düşündüğü genç erkeği uyarıyor, "çarşafla sen hiçbir yere varamazsın," diyor. Anne pek ikna olmuyor ama nişanlanıyorlar.
Şenler, "bende Emine ile nişanlılık resimleri var, Tayyip beyi tanıyamazsınız. Annesini iknaya uğraşırken çok kilo kaybetti," sözleriyle "tatlılıkla" denemeyecek sonu aktarıyor.
Bu hikaye, gazeteci Fehmi Çalmuk'un "kamuoyunda tartışılan kızların dünyasına hep birlikte girelim dedik, " diyerek sunduğu "Merak edilen kızlar" kitabında geçiyor.
Ya kızı başını örtsün, ya istifa
1968 yılında, Ankara İlahiyat Fakültesi öğrencisi Hatice Babacan'ın başörtüsüyle başlayan kitap "başörtüsü"nün serüvenini günümüze kadar izliyor ve aşkını Milli Görüş Teşkilatı Genel Başkanlığına yeğleyen Ali Yüksel ve aşkının kahramanı üçüncü eşi Dilber Yavuz'la yapılan söyleşiyle bitiyor.
Bugün eşinin başörtüsü ve iktidara geldiğinde başörtüsünü serbest bırakacağına dair kitlesine verdiği söz nedeniyle sıkıntılardan bir türlü kurtulamayan Başbakan Erdoğan'ın Refah Partisi İstanbul İl Başkanıyken Genel Başkanı Necmettin Erbakan'ı sıktığını öğreniyoruz.
O sıra Erbakan'ın büyük kızı Orta Doğu Teknik Üniversitesi'nde "başı açık" okuyor. İl başkanı genel başkana bir heyetle mesajını iletiyor: "Müslümanların lideri olduğunu belirtiyorsa ilk önce kızının başını örttürsün. Yapamıyorsa istifa etsin!"
65 Başörtülüden görüşler
Gazetelerde yayımlanan haber ve söyleşilerden alıntılarla "Başörtü"nün "sivil", "Askeri", iç ve dış kamuoyu ve platformlardaki macerasının aktarıldığı birinci bölümde, başlıktaki "Türkiye'nin zihin kodları değişiyor mu" sorusuna yanıt aranıyor.
Kitabın ana gövdesini 65 başı bağlı öğrenciyle üç bölümü kapsayan aşk, flört, kadınlar, erkekler, şıklık, özgürlük, üniversiteli olmak, günah, ağlamak, gülmek, konser, bale, politika gibi başlıklarla bağlantılı 79 soru üzerinden yapılan anket ve değerlendirmesi oluşturuyor.
Görüşlerine başvurulan 65 öğrenci Ankara, Gazi, Hacettepe, Pamukkale ve Afyon Kocatepe üniversitelerinin çeşitli ölümlerinde okuyorlar, yaşları 18-23 arasında değişiyor ve içlerinden 23'ü İmam Hatip kökenli. ..
Mesela; çoğunluk flörtü kötü buluyor da, erkeklerle arkadaşlığa "iyi" bakıyor; şıklığı seviyor, yüzde 69 kuaföre gitmeyi "iyi" buluyor. Özgürlükleri çok önemsiyor, çalışma hayatında yer almak istiyor, dans etmeyi seviyor ve neredeyse hepsi dünyayı gezmek istiyor.
Hangi ülkeye gitmek isterler? Yüzde 84 Amerika Birleşik Devletleri ve Avrupa Birliği ülkeleri.
"Korku ve kıskançlık"
Dilber Yavuz, Almanya Dortmund Üniversitesi'nde Bilgisayar İşletmeciliği okumuş, 11 yaşında, o sıra bir camide imamlık yapan Ali Yüksel'e aşık oluyor. Aradan geçen yıllarda, Milli Görüş Teşkilatı genel başkanı olan Yüksel iki de evlilik yapıyor.
"Bayanların tepkisinin 'benim de başıma böyle bir şey gelebilir' korkusundan kaynaklandığını düşünüyorum. Erkeklerinki kıskançlıktan olabilir. Ben yapamıyorum o yapıyor. "
Dilber Yavuz, kendini Şeyhülislam olarak da tanıtan Ali Yüksel'in kızı yaşında biriyle üçüncü evliliği yapmasına tepkileri böyle değerlendirirken, eşinin "adaletini de şöyle aktarıyor: "Her gün birimizde. Sırayla gidiyor. Günü üçe bölmüyor. Hanımlar yanında olduğu müddetçe sıra atlanmıyor. "
"Dördüncü eş onun hakkı"
Üçüncü eş olarak dördüncü eşle ilgili, "öyle bir şey yapmaması tercihimdir. Karşı çıkamam, o onun hakkıdır," diyor.
Ali Yüksel ise kıskançlıkla başa çıkmanın yolunu gösteriyor: Gerçekten olgun insanlar ise dini inançları kuvvetli ise bu fıtratlarında olan kıskançlık duygularını belirli ölçüde frenleyebilir."
Merdiven Yayınları'ndan çıkan 126 sayfalık bu küçük kitap "Avrupa'da İslamcı Kadının Serüveni" başlıklı son bölümdeki Ali Yüksel ve Dilber Yavuz söyleşisi, başı bağlı öğrencilerle yapılan anket ve değerlendirmesi ve tarihe kısaca bakışıyla yararlı olabilecek bir toparlama; bir de onca gramer ve dizgi hatası olmasaydı...
Fehmi Çalmuk kimdir?
1969'da Ankara'da doğdu, gazeteciliğe Milli Gazete'de başladı; Beklenen Vakit ve Akşam gazetelerinde parlamento muhabirliği, Güneş gazetesinde köşe yazarlığı yaptı, halen Show TV'de siyaset muhabiri.
Çalmuk, uzun bir süre Ankara İmam Hatip Liseleri Mezunları Derneği (ANİMDER) başkanlığı yaptı.
Kitapları: RP'nin Gülen Yüzü (Karakoç Yayınları), Selamünaleyküm Komutanım (Kim yayınları), Bir Kampanya Yaptık Anasını Satayım (Alan Yayınları), Erbakan'ın Kürtleri (Metis Yayınları), CHP ve Anadolu Solu (Kim Yayınları), Kod Adı İHL (Merdiven Yayınları)
Ayrıca, Ruşen Çakır'la birlikte Metis Yayınları'ndan çıkan Recep Tayyip Erdoğan'ı yazdı. (BA)
* Merak Edilen Kızlar, Fehmi Çalmuk, Merdiven Yayın, 126 sayfa, Haziran 2004.