Üç hafta içinde Meclis'ten çıkması planlanan yasa onaylanırsa, 1 Ocak 2002'den itibaren uygulamaya konacak.
İstanbul Barosu avukatlarından İnci İşbulur, "Mal Rejimi" ile ilgili maddelerin kadınlara yönelik eşitsizliği derinleştireceği savunuyor ve şu noktayı da özellikle vurguluyor:
"Yasa yürürlüğe konduğu sırada evli olanlar, hangi mal rejimini seçerlerse seçsinler, yasanın yürürlüğe konduğu tarihten önce edinilmiş mallar için 'mal ayrılığı rejimi' uygulanacak."
Avukat İnci İşbulur'un yasa tasarısını bianet için şöyle değerlendirdi:
* Değişiklikler genelinde olumlu. Evin reisi ortadan kaldırılıyor. Erkeğin evdeki üstünlüğü bitiyor.
* Yeni yasayla, eşler nerede oturacaklarına birlikte karar verecekler. Daha önce erkeklerde 17 kadınlarda 15 olan evlilik yaşı her ikisi için de 17 yaşını doldurma ve 18 yaşından gün alma olarak değiştiriliyor.
* Yasa uluslararası standartlara biraz daha uygun hale getiriliyor.
Mal rejimi büyük sorun
* Ancak, bu tasarının olumlu bir yasa tasarısı olduğunu söylemek yine de imkansız.
* Adalet Komisyonu'na gelmeden önceki tasarı olumluydu. Yeni yasa tasarısının en önemli maddesi, "mal rejimi"ni düzenleyen maddeydi.
Ev içinde üretilen değer karşılıksız kalıyor
* Yürürlükte olan Medeni Kanun, yasal mal rejimi olarak Mal Ayrılığı Rejimi"ni kabul ediyor. Bu rejim, kadınlar açısından büyük haksızlıklara yol açıyordu. Çünkü, kadınların ev içinde ürettiği değer karşılığını bulamıyordu. Boşanma ya da ölüm gibi bir gerekçeyle evlilik noktalandığında mallar kimin üstüneyse ona kalıyordu. Yani, malların eşit paylaşımı söz konusu değildi.
* Yeni Medeni Kanun tasarısı, bu anlamda daha adil olan "Edinilmiş Mallara Katılma Rejimi"ni yeni yasal düzenleme olarak kabul ediyordu. Edinilmiş Mallara Katılma Rejimi, evlilik süresince edinilmiş malların; evlilik, boşanma, evliliğin iptali ya da ölümle sona erdiği zaman eşit olarak paylaşılmasını ifade ediyor.
* Bu çok olumlu bir düzenlemeydi. Çünkü, kadınların ev içinde ürettiği emeğin değerlendirilmesi sağlanıyordu. Kadınların evde eşlerinin çamaşırını, bulaşığını yıkaması gibi emeği bu tasarı ile değerlendirilmiş olacaktı. Eskiden, kadın çalışıyorsa, eve getirdiği bir değeri varsa, bunu ispatlarsa mallar üzerindeki hakkını geri alabiliyordu. Ancak, kadın çalışmıyorsa, mallar üzerindeki hakkını hiçbir şekilde kanıtlayamıyordu.
Komisyonda işler karıştı
* Ancak, Komisyonda, yasanın uygulanmasını düzenleyen 10. madde getirildi. Bu madde, yürürlük tarihini erteledi, iki aşamalı karmaşık bir sistem getirdi:
* 10. madde, bu yasanın yürürlüğe girmesinden önce ve sonra diye ikili bir uygulama getiriyor.
* Yasanın yürürlüğe girmesinden sonra evlenenler, yeni mal rejimine tabi olacak.
* Yasanın yürürlüğe girdiği tarihte evli olanlara ise, bir yıl içinde herhangi bir seçimde bulunmazlarsa "Edinilmiş Mallara Katılma" rejimi uygulanacak.
* Yasa yürürlüğe konduğu sırada evli olanlar, hangi mal rejimini seçerlerse seçsinler, yasanın yürürlüğe konduğu tarihten önce edinilmiş mallar için "mal ayrılığı rejimi" uygulanacak.
İmza kampanyası gündemde
* Bu durum, evlilikleri sürenleri iki ayrı mal rejimine tabi kılıyor, var olan eşitsizlikleri devam ettiriyor.
* Şimdi durum eskisinden de beter. İki ayrı mal rejimi gündemde.
Ben ve benim gibi düşünen pek çok kadın, yasa yürürlüğe girdikten sonra, başka bir mal rejimi seçilmemiş ise, varolan ve olacak tüm evlilikler için geçmişe yönelik olarak da Edinilmiş Mallara Katılma Rejimi uygulanmasını istiyoruz. Bunun için bir de imza kampanyası başlattık.
Zina varsa, pay azalacak
* Boşanma, zina veya cana kast nedeniyle gerçekleşiyorsa, kusurlu eşin mallar üzerindeki payı hakim kararıyla düşürülebilecek.
* Edinilmiş mallara katılma rejimine tabi olsanız da, zina ya da hayata kast nedeniyle hakkınızda dava açılmış, hakim de sizi kusurlu görmüşse, mallar eşler arasında eşit olarak bölüştürülmeyecek.
* Hakim, kusurlu bulduğu tarafın payını azaltabilecek. Bu hem kadınlar hem de erkekler için geçerli bir madde.
* Kadınlar genellikle haklarını bilmedikleri için bu olanak erkek tarafından kolaylıkla kullanılabilecek. (BB/NU)