Yazar Vivet Kanetti "Öncelikle, Osman Durmuş da dahil olmak üzere Meclisteki bütün erkeklere bekaret kontrolü yapılması gerekir" diye tepkisini dile getiriyor:
"Toplum için gerekli asıl bekaret kontrolü Meclis'te yapılmalı. Durmuş'un gündeme getirdiği uygulama, birey haklarına tecavüzdür . Fikri bir konu değil, fiili bir suçtur. Bekaret kontrolünün bizzat kendisi tecavüzdür bence. Bireyleri hükümete karşı koruması gereken devlet organları, en kısa zamanda harekete geçmeli. Bu çocukları ve bireyleri korumak yargının sorumluluğudur. Savcılar, yargıçlar, örgütlü insanlar en kısa zamanda genelgeye müdahale etmeli. Ayrıca, ben hiçbir babanın kızına bekaret kontrolü yapılmasını hoş karşılayacağını sanmıyorum."
Toplumun değişik kesimlerinden yükselen tepkiler, iki farklı noktada yoğunlaşıyor:
* 4 yıllık sağlık meslek yüksek okullarının yerini, lise düzeyinde eğitim veren sağlık meslek liselerinin alması,
* Cinsel ilişkiye girdiği belirlenen öğrencilerin örgün eğitim kurumlarından uzaklaştırılması...
Öğrenci mi, potansiyel suçlu mu?
Türk Hemşireler Derneği Genel Başkanı Buyan Doğan , 13-17 yaş grubundaki gençlerin potansiyel suçlu olarak algılanmasına karşı çıkıyor:
"Sağlık meslek liselerinin yeniden açılmasıyla, 1997 yılında lisans düzeyine çıkarılan ebelik, hemşirelik ve sağlık memurluğu eğitimimiz, yeniden lise düzeyine indirilmiş oldu. Bu, hem uluslararası anlaşmalara, hem de çağın koşullara aykırı bir uygulamadır.
Ayrıca, sağlık meslek liselerindeki yapılan disiplin yönetmeliğinde yer alan, "fuhuş yapmak ya da cinsel ilişkiye girmiş olduğu tespit edilmiş olmak" şeklindeki hüküm, özellikle kız öğrencilerin bekaret kontrolüne yönelik kapıları açıyor.
Bu hükmün yaptırımı, öğrencinin okuldan tasdikname ile uzaklaştırılması , örgün eğitim dışına çıkarılması . Yani, öğrencinin örgün eğitim kurumları içinde hiçbir yerde eğitim görememesi , hükme bağlanmış durumda.
Üstelik, bu cezaya itiraz etme hakkı hem öğrencinin hem de öğrenci velisinin elinden alınmış.
Sağlık meslek liselerinde öğrenim görme yaşı 13-17. Öğrenciler, 18 yaşında mezun olup hayata atılıyor. Önümüzdeki dönem sağlık meslek liselerinde 30 binin üzerinde kız öğrenci okuyacak. Bu yaş grubundaki çocukların, bu konuda cezalandırılmalarını, potansiyel suçlu olarak algılanmalarını yanlış buluyorum."
İntiharlara yol açabilir
Bakırköy Sağlık Meslek Yüksek Okulu Müdürü Prof.Dr. Hacer Karamisoğlu'nun temel itirazı, bekaret kontrolüne yönelik girişimin gençler üstünde büyük baskı yaratacak olması ve 17 yaşındaki mezunların 24 saat hasta bakma sorumluluğu taşıyacak olması:
"Sağlık Meslek liselerinin açılmasını onaylamıyoruz. Sağlık meslek liselerinin açılması, meslekte belirli bir standardın yakalanmasını engelleyecek. Bizler dört yıllık eğitimle hemşire yetiştiriyoruz. Lise düzeyinde eğitim görmüş hemşireler de aynı uygulamaya tabi tutuluyor. Avrupa Birliği'ne girme düşüncemiz var. Hiçbir Avrupa ülkesinde ilköğretimin ardında sağlık meslek liseleri düzeyinde eğitim veren bir kurum yok.
Ayrıca, ergenlik döneminde yatılı okullarda okumaya başlayan 13-17 yaşları arasındaki öğrenciler, uygulanan koyu disiplin nedeniyle kişilik gelişimlerini sağlıklı tamamlayamıyor.
Burada eğitim gören öğrenciler, baskı altına giriyor.17-18 yaşlarında liseden mezun olan çocuklar, hastanelerde 24 saat süreyle hastaların sorumluluğunu alıyor. Kendi gelişimini tamamlamamış bir öğrenci, hastanın bakımını üstlenmekte zorlanabilir.
Biz, geleneksel aile yapısına sahip bir toplumuz. Bakanın bekaret kontrolüne yönelik girişimi aileler tarafından olumlu karşılanabilir. Ancak, bu gençler üzerinde büyük baskı oluşturacak. İleride intiharlara bile yol açabilir. İnsan haklarına ve çocuk haklarına aykırı bir uygulama."
Bilimsel eğitim engelleniyor
Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES) Basın Açıklaması'nda yapılmak istenen değişikliğin cinsiyet ayırımcı ve onur kırıcı olduğu vurgulandı:
"Birkaç yıl önce Milli Eğitim Bakanlığı'nca gündeme getirilen 'iffetsizliği tespit edilmiş olmak ' hükmünün yer aldığı yönetmelik; yoğun tartışmalar yaratırken, bugünlerde bu tartışmayı Sağlık Bakanı Osman Durmuş daha da ileriye götürmüştür.
Sağlık meslek liselerindeki ödül ve disiplin yönetmeliğinde yapılmak istenen değişiklikle, 'cinsel ilişkiye girdiği tespit edilen öğrencilerin okuldan uzaklaştırılması' şeklindeki cinsiyet ayrımcı ve onur kırıcı ifadelerin yer almasını istemektedir. Sağlık meslek liselerini tekrar açarak gerek 18 yaş ve altındakilere büyük sorumluluk yüklemekte, gerekse ihtisas gerektiren bir alanda bilimsel eğitim alamamış sağlık personeliyle sağlık hizmetini vermeyi amaçlamaktadır.
Her açıklaması olay haline gelen Durmuş'un sağlık meslek liselerinde öğrenim gören öğrencilere yönelik bu girişimi 13-14 yaşlarındaki çocuklarımızın hafızalarında ömür boyu tahribatlar yaratacak düzeydedir.
Bu uygulamalar sadece sağlık meslek liselerinde öğrenim gören öğrenciler üzerinde olumsuz etki göstermeyecek, sağlık hizmeti alan toplum kesimi üzerinde de olumsuz etki yaratacaktır.
Bakan değil, aşiret reisi sanki
Avukat Canan Arın bakan Durmuş'un aşiret reisi olmadığını hatırlatıyor:
Bu genelge anayasanın 10, 12, 20 ve 42. maddelerinin açıkça ihlali anlamına gelir. Türkiye Cumhuriyeti, imzalayarak resmi gazetede yayınlayarak kendi iç hukukuna geçirdiği uluslararası sözleşmelerle bağlıdır. Bu genelgeyle, Türkiye'yi uluslararası alanlarda da bağlayan bütün bu sözleşmeler ihlal edilmiş olur.
Ayrıca, Osman Durmuş aklına geleni, aklına geldiği yerde söyleyip gidebilecek bir aşiret reisi değildir. Kendisi Türkiye Cumhuriyeti'nin sağlık bakanıdır. Ne Taliban ne de İran sözcüsüdür. Ancak onlara yakışacak uygulamaları Türkiye'de yapması mümkün değildir. Bu arada, erkeklerin bekaret kontrolünü nasıl yapacaklarını da ayrıca merak ediyorum. Bir an önce mantığın galip geleceğini umuyorum.
Birey haklarına tecavüz
Prof. Dr. Necla Arat , mevcut girişimlerin genç kız ve kadınların kendi bedenlerine sahip olma özgürlüklerine tecavüz anlamına geldiği kanısında:
"Milli Eğitim Bakanlığı ile bağlantılı olarak, Kadının Statüsü Genel Müdürlüğü ile ilgili böyle bir tartışma daha önce de yaşanmıştı. Çok tatsız, çok yanlış, çok çirkin bir tartışma olduğunu düşünüyorum.
Sağlık Bakanlığı ve Talim Terbiye Kurulu'nun bu konudaki girişimlerini son derece zararlı ve yanlış bir yaklaşım olarak değerlendiriyorum. Türkiye'nin şu andaki gündemi bambaşka olmalı. Genelgede açıklanan denetim, genç kız ve kadınların kendi bedenlerine sahip olma özgürlüklerine tecavüz demektir. Bu tavrı kınıyorum."
Atatürk Türkiyesi'ne aykırı
Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği Kırsal Kesim Koordinatörü Doç. Dr. Ayşe Yüksel ise şöyle diyor:
"Çağdaş ve insancıl bulmuyorum. Atatürk Türkiye'sinde onun devrim ilkeleri doğrultusunda yaptığımız eğitimde böyle şeylerin yer alması mümkün değil."
Türkiye ayaklanır
Yazar Duygu Asena "inanamıyor":
"Kötü bir şaka gibi geliyor. Bu kadar çağdışı, ilkel, vahşi, faşist bir uygulamaya inanamıyorum. Bütün Türkiye'nin bu uygulamaya karşı ayaklanacağını düşünüyorum.