Gazetelerde yer alan, patlamaya "PKK/KADEK militanlarının yerleştirdiği mayının neden olduğu" yolundaki haberleri eleştiren Sezgin ve Tanrıkulu, olaydan hemen sonra bu bilgilere ulaşmanın imkansızlığını vurguladı.
Tehlike, köye dönüşlerle artacak
1988-1998 yılları arasında bölgede düşük yoğunluklu çatışma ortamı yaşandığını hatırlatan Andaç ve Tanrıkulu, sınır bölgesinin yanı sıra sınırın iç taraflarında güvenlik güçlerinin ve PKK/KADEK militanlarının yerleştirdiği patlayıcılar bulunduğunu söyledi.
Diyarbakır Barosu'na bağlı "Mayın ve Çatışma Artığıyla Mücadele Grubu"nun konuyla ilgili çalışma yürüttüklerini hatırlatan Tanrıkulu, bu gruba bağlı avukatların Çarşamba günü Andaç köyünde incelemelerde bulunacaklarını belirtti.
Tanrıkulu, bölgedeki patlayıcı ve mayın artıklarının yarattığı tehlikenin köye dönüşlerin yaygınlaşmasıyla büyüyeceğini söyledi, kamuoyunu duyarlı olmaya çağırdı.
Türkiye, Ottowa Anlaşması'nda taraf
Aydın da Türkiye'nin bir mayın haritasının bulunmamasını eleştirdi; mayınlar ve artık patlayıcılar nedeniyle bölgedeki verimli arazinin kullanılamadığını ve bölge ekonomisinin zarara girdiğine dikkat çekti..
Türkiye'nin kara mayınlarının sökülmesine ilişkin Ottowa Anlaşması'nı Eylül'de imzaladığını hatırlatan Aydın ve Tanrıkulu, hükümeti ve kamuoyunu duyarlı davranmaya çağırdı. Avukatlar Tanrıkulu ve Aydın'ın açıklamaları şöyle:
Tanrıkulu: Çocuklara yönelik çalışmalar yapılmalı
* Andaç sınıra çok yakın bir köy. Bölgede yaklaşık 10 yıl devam eden düşük yoğunluklu çatışma ortamı, sadece sınır bölgesinde değil, sınırın iç taraflarında da patlayıcı ve mayın tehlikesi yaratıyor.
* Sınır bölgelerindeki mayınlar biliniyor fakat, sınırın iç taraflarındaki mayınlar ve çatışma artığı patlayıcılar konusunda hiç kimsenin bilgisi yok. Bu nedenle temkinli davranılamıyor. Bu durumun mağduru da, genellikle çocuklar oluyor.
* Bu konuda bütün kamuoyunun bilinçlendirilmesi gerekiyor. Özellikle çocuklara yönelik ciddi çalışmalar yapılmalı.
Aydın: Havan mermisi tehlikesi
* Bölgede benzer patlamalar çok sık yaşanıyor. Genellikle, patlayıcıyı kimin bıraktığı, kimin düşürdüğü, kimin döşediği tespit edilemiyor.
* Patlamalara genellikle, devlet güçlerinin güvenliklerini sağlamak için karargahlarının, karakollarının ya da çöplüklerinin çevresine döşedikleri mayınlar neden oluyor.
* Son olay, ulusal gazetelere mayın patlaması olarak yansıdı. Oysa yerel basın, patlamaya bir havan topu mermisinin neden olduğunu yazdı. Bazen hava topu atışlarında mermi patlamıyor. Güvenlik güçlerinin patlamayan mermileri toplayıp imha etmesi gerekiyor ancak bu genellikle ihmal ediliyor. Sonra o mermileri çocuklar buluyor, hurdacıya satmak için yerinden alıyor, kurcalıyor ve ölüyorlar. (BB)