Mahkemelerin kadrosunda olması gereken psikolog, pedagog gibi uzmanların ataması yapılmadığı için çiftler özel muayenehanelere yönlendiriliyor. Masrafı davayı açan yüklendiği için parası olmayanlar boşanmaktan vazgeçiyor.
Kurulur kurulmaz aşırı iş yüküyle karşı karşıya kalan mahkemelerde dava süresi ortalama üç ay. Boşanma sayısındaki artışın her yıl katlandığını gösteren istatistikler gelecekte tablonun daha vahim hale geleceğinin habercisi.
2003'ün Ocak ayında yürürlüğe giren "Aile Mahkemeleri Yasası"yla birlikte boşanmanın usulü değişirken, boşanma davalarına "uzman bir mahkemenin" bakacak olması olumlu bir adım olarak değerlendirildi. Ancak bu beklenen olumlu gelişmeler adalet bürokrasisinin yavaş işleyen çarklarına takıldı. Sıkıntının en önemli nedenlerinden biri mahkeme sayısının yetersizliği. Yasa çıkarken 157 aile mahkemesi kurulması öngörülüyordu. Kurulan mahkeme sayısı ise 114.
Yük geçmişten devretti
İstanbul'un en geniş görev alanına sahip Eminönü ilçesinde iki aile mahkemesi var. Daha önce 11 asliye hukuk mahkemesinde görülen yüzlerce dava, "görevsizlik kararıyla" bu iki mahkemeye gönderildi. Dosya sayıları bini aşmış durumda.
Bakırköy'de ise dört aile mahkemesi kuruldu. Yüzlerce dosyanın bulunduğu mahkemenin kendisine ait duruşma salonu yok, davalar hâkim odasında görülüyor. Mahkemelerin kaleminde çalışanlar, "Eski davalara yenileri eklenince dava sayısı çok arttı. Yükün altından kalkamıyoruz" diyor.
Yasanın 7. maddesinde hâkimlere tanınan, "barışa teşvik" yetkisi ise kimi zaman anlaşmalı boşanmalarda da kullanılıyor.
Bu durumda yaptıkları protokolle hâkimin önüne gelen çiftler, hâkimin "bir daha düşünün" demesiyle mahkemeden boşanmadan çıkıyor. Hukukçular mahkemelerin bu tür kararlar verebildiğini belirterek, "Bu da hâkimin uzman olmamasından kaynaklanıyor. Yasa yanlış yorumlanabiliyor. Hâkimlerin hizmet içi eğitiminden geçirilmesi gerekir" diyor.
"Yenilere bakmalıydı"
İstanbul Barosu Kadın Komisyonu Başkanı Nazan Moroğlu, yasanın 9 Ocak 2003'te hazırlanıp, dokuz gün sonra yürürlüğe girdiğini belirterek, yaşanan sorunları şöyle sıraladı: "Bu mahkemelerin yeni açılan davalara bakması gerekiyordu. Ancak asliye hukuk mahkemelerinde devam eden davalar da devredilince iş yükü altında ezildiler. Davalarda karışıklık oldu. Ayrıca yasanın 7. maddesinde hâkimin çiftleri önce 'sulhe teşvik edeceği' yazılı.
Çekişmeli davalar önceden de zordu. Ancak şimdi kimi hâkimler bu yetkilerini her davada kullanınca 'anlaşmalı boşanmalar' da zorlaştı. Örneğin, bir aile mahkemesinde hâkim 'anlaşarak boşanmak isteyen' bir çifte, 'Siz pek boşanmak istiyor gibi görünmüyorsunuz, bir yıl ayrı yaşayıp, öyle gelin' dedi. Oysa anlaşmalı boşanmanın uzamaması gerekir."
Bir başka sorun da yasaya göre her mahkemenin bünyesinde olması gereken psikolog, pedagog, sosyal hizmet uzmanı gibi uzman kadroların atanmamış olması. Böyle olunca da hâkim uzman raporu istediğinde, çiftler özel uzmanlara yönlendiriliyor. Danışmanlık ücretini ise davacının ödemesi gerekiyor. Parayı ödemeyecek durumda olanlar bazen davayı geri çekmek zorunda kalıyor.
Para yok diye ayrılamadı
İstanbul Barosu Kadın Hakları Uygulama Merkezi avukatlarından Ayten Ağırdemir yaşadığı bir olaydan örnek vererek şöyle konuştu:
"Ekonomik durumu iyi olmayan bir müvekkilim boşanma davası açtı. Bir çocukları vardı. Hâkim dosyanın psikologa gönderilmesine karar verdi. Tarafların birbiriyle ve babanın çocukla ilişkilerinin araştırılmasını istedi. Ancak 150 milyon liralık uzman parasını müvekkilimin ödemesi gerekiyordu. Ödeyemedi. Adli yardım talebimiz de kabul edilmedi. Hâkimler dosyayı incelemeden çiftleri sulha davet ediyor. Aile içi şiddet varsa sulha teşvik yoluna gidilmemesi lazım. Ama kimi zaman hâkimler dosyaya bakmadan, taraflara sulh tebliği gönderiyor."
"Tek celsede bitmiyor"
İstanbul'da olduğu gibi başka illerde de benzer sıkıntılar yaşanıyor. Kocaeli'nde bir aile mahkemesi bulunuyor ve buradaki dava sayısı 2 bini aşmış durumda.
Kocaeli Barosu Kadın Hakları Komisyonu Başkanı Serpil Özok da boşanmaların zorlaştığını belirterek şu bilgileri verdi:
"Kocaeli'ndeki dört asliye hukuk mahkemesinde görülen davalar tek bir mahkemede birleşti. Bu da mahkemeyi tıkadı. Bu nedenle davalar uzuyor. Anlaşmalı boşanmalar bile tek celsede bitmiyor.
İki duruşma arasındaki zaman iki ya da üç aya çıkıyor. Bugün dava açanlar ekim ayına duruşma günü alabiliyor. Bu, mağduriyetin devam etmesi anlamına geliyor."
"Ankara'da kuyruk var"
Ankara'daki altı aile mahkemesinde de benzer sorunlar yaşanıyor. Ankara Barosu Başkanı Semih Güner, "Aile mahkemeleri düşünüleni yapamadı. Mahkemelerin oluşmasında yaşanan sıkıntılar ve yapılan yanlışlıklar sürüp gidiyor. İki duruşma arası altı ay sürüyor. Şimdi boşanma davası açan kişi altı ay sonra duruşmaya giriyor.
Ankara'daki aile mahkemesi sayısı yetersiz. Yargıçlar bu mahkemelere atanırken uzmanlıklarına bakılmadı. Bu nedenle hâkimin tavırlarına göre dava uzayabiliyor. Ankara'da aile mahkemeleri kilitlendi. Boşanmak isteyenler kuyruğa girmiş durumda" diye konuştu. (DB/BB)