Halkların Demokratik Partisi (HDP) yöneticilerinin de aralarında bulunduğu 28’i tutuklu 108 siyasetçinin yargılandığı Kobanî Davası’nın 2’nci duruşması sürüyor.
TIKLAYIN- HDP: Kobanî protestolarında aslında ne oldu?
TIKLAYIN - Demirtaş neyle suçlandı, gerçekler neydi?
Mezopotamya Ajansı’nda yer alan habere göre, duruşmada, mahkeme heyetinin ilk tutukluluk incelemesinde Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) Büyük Daire tarafından 22 Aralık 2020’de HDP eski Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş hakkında verdiği “tahliye” kararını "yanlış" çevirdiği ortaya çıktı.
Gerekçe “yanlış çeviri”
Ankara 22. Ağır Ceza Mahkemesi, avukatların ve Demirtaş’ın tüm ısrarlarına rağmen AİHM Büyük Daire’nin “tahliye” kararının çevirisini “Bizi bağlamıyor” diyerek, dosyaya almamıştı.
Ancak mahkeme heyetinin Kobanî Davası’nda tutuklu bulunan kişiler hakkında yaptığı ilk tutukluluk incelemesinde, AİHM kararını yanlış çevirerek, tutukluluk halinin devamına gerekçe olarak sunmuştu.
Mahkeme, AİHM kararında geçen “Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı dosyasına atfen” denilen bölümü yanlış çevirerek, AİHM kararının “sadece Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı dosyasına ilişkin” olduğuna dair ibareyle tutukluk halinin devamına karar verdi. Mahkeme, AİHM kararını hangi kaynaktan çeviri yaptığına dair bilgi yer almazken, Demirtaş Kobanî Davası’nın 2’inci duruşmasında “Kaynak AKP-MHP” dedi.
Konuyu duruşmada gündeme getiren Demirtaş, mahkeme heyetinin AİHM kararının çevirisinde sahtecilik yaptığını belirtti ve “Mahkeme heyeti sadece korsan çeviri yapmakla yetinmemiş çeviride sahtecilik yapmış. AİHM kararını aleyhime kullanabilmek için hile yapmış, AİHM kararındaki en kritik cümle tutanağa yanlış geçmiş. Bu ağır bir suçtur ve belgelerle kesinleşmiştir” ifadelerini kullandı.
Detaylar
Ankara 22. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından 8 Şubat’ta yapılan tutukluluk incelemesinde, Demirtaş’ın bahsettiği “kasıtlı çeviri” şu şekilde yer almıştı:
“Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi Selahattin Demirtaş Türkiye Davası kararında 63. paragrafta Selahattin Demirtaş hakkında Diyarbakır Savcılığının 39 ayrı ceza soruşturmasını tek bir dosyada birleştirdiğini, hali hazır yerel mahkemeler önünde başvurucu hakkında yedi ayrı ceza davasının devam ettiğini, söz konusu soruşturmalar ve kovuşturmaların bu başvurunun konusunu oluşturmadığını belirterek verdiği kararın Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen soruşturma ile ilgili olacağını belirtmiştir. AİHM aynı kararda 4 Kasım 2016 tarihi sonrasında 12 HDP milletvekiline yapılan operasyon sonucunda sanığın yakalandığını, Diyarbakır 2. Sulh Ceza Mahkemesinin kararıyla tutuklandığını, itirazın 3. Sulh Ceza Hakimliği tarafından reddedildiğini belirtmiştir. AİHM başvurucu hakkında yukarıda belirtilen inceleme konusu tutukluluğu ile ilgili karardan sonra başvurucunun 20 Eylül 2019 tarihinde hükmedilen ve halen devam eden ikinci tutukluluğu (Mahkememiz dosyasındaki tutuklanması) değil 4 Kasım 2016'dan 7 Aralık 2018'e kadar devam eden tutukluluğunun inceleme konusu olmadığını, ilk tutukluluğunun inceleme konusu olduğunu belirtmiştir. Söz konusu mahkememizdeki tutuklulukla ilgili Anayasa Mahkemesine yapılan başvuru halen derdesttir. Dolayısıyla mahkememiz dosyasında mevcut olan tutuklulukla ilgili herhangi bir inceleme yapılmamış olduğundan ve bu durum da AİHM tarafından teyit edildiğinden bahsi geçen kararın mahkememiz yönünden bağlayıcılığı bulunmamaktadır.”
(EMK)