Brezilya Devlet Başkanı Luiz Inacio Lula da Silva, IMF'ye olan borçlarını ödediklerini belirterek, "IMF direktörü, 'Bizim artık IMF'ye ihtiyacımız yok' dediğimde nasıl şaşırdı. IMF'ye borç vermek istediğimizi söyleyince de kızdı. IMF bugün bize ve size uygulayacağımız politikaların ne olması gerektiğini dikte ediyor. Hükümetler akıllı davranmalı ki, ekonomi tekrar ayağa kalksın" dedi.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ve Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'le görüşmeden önce Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu (DEİK) ve Türk Brezilya İş Konseyi'nin dün düzenlediği "Türkiye-Brezilya İş Forumu'nda konuşan Lula da Silva, 134 yıldır Brezilya'dan Türkiye'ye yönetici gelmediğini söyledi.
"Kendimi sosyalist olarak tanımlıyorum"
"Gelin bizi ziyaret edin, Brezilyalı iş insanlarının gelmesi için onları ikna edin" diyen Lula da Silva, TPAO ile Karadeniz'de ortaklık yapan Petrobras'ın 2012'ye kadar 148 milyar dolar yatırım yapacağını hatırlatarak, Türkiye'yi altyapı yatırımlarına davet etti.
Radikal gazetesine göre, kendisini sosyalist olarak tanımlayan Silva, "Bir Cumhuriyetin başkanının alnında etiket olamaz. Ben bütün Brezilyalılar için Brezilya'yı yönetiyorum ve bu bağlamda da bir bütün olarak toplumun lehine politikalar geliştirmek zorundayım. Ama benim ideolojik profilimi sorarsanız, kendimi sosyalist olarak tanımlıyorum. Biz tamamıyla Brezilya işçi sınıfının inşa ettiği bir model kurduk" dedi.
"Bankalar spekülasyonla para kazandı"
ABD kaynaklı küresel finans krizinin nasıl çıktığını hatırlatan Lula, bankacılık sektörünü eleştirdi:
"Finansal sistem düzenlemeye tabii olmayan, bir bardak, bir papuç, bir gömlek üretmeden para kazanıyordu. Sırf spekülasyona dayanarak para kazanıyordu. Tek bir bono bankaları zengin ediyordu. Şimdi maske düştü. Petrol ve emtia fiyatı artarken Çin'i ve bizi suçladılar. Ama bunlar yalandı, kendileri de biliyorlardı. Artık finansal sistemin sadece sanayi sektörüne yeni gelir üretmesi için kullanılması gerek. Bankacının parası tarıma, imalat sanayisine ve ticarete akmalı."
"Önyargıyı, insan beyninin en sapıkça hastalığıdır"
"BirGün" gazetesi ve LGBTT dergisi "KAOS GL" için Kürşad Kahramanoğlu'nun sorduğu soruları cevaplandıran Lula, "Neden? Nasıl oluyor da işçi sınıfı kökenli, Katolik bir Başkan, LGBTT hakları dahil olmak üzere, insan hakları konularına, bu kadar öncelik veriyor?" sorusuna şu yanıtı verdi:
"...Ben ayrımcılığı, her zaman ta içimde hissettim. Benim şahsi ve politik tarihçem, hep önyargılarla boğuşarak gelişti. Ben, Brezilya'nın Kuzeydoğu bölgesindenim, çok mütevazı bir geçmişim var ve hayatımı her zaman büyük zorluklarla kazanabildim. Ailemdeki sekiz çocuk arasında, kontratla iş bulabilmiş ilk çocuk benim. Diktatörlük altında, bir metal işçisi ve sendikacı olarak, yanlış anlaşılmalara ve şiddete maruz kaldım. Önyargı hakkında bilinebilecek her şeyi anlıyorum ve önyargıyı, insan beyninin sahip olabileceği en sapıkça hastalık olarak görüyorum."
Kimdir?
6 Ekim 1945'de Pernambouc Eyaleti'ne bağlı Caetes Köyü'nde doğan Lula, 1960'lı yıllarda yaşanan ancak işçi sınıfını yararlanmadığı büyük ekonomik atılım sırasında sendikalaşma faaliyetlerini yoğunlaştırdı. 1975'te metalürji sendikası başkanlığına getirilen Lula, beş yıl sonra siyasete de atılarak İşçi Partisi'ni kurdu.
Yerel ölçekte çeşitli önemli sorumlulukları üstlenen Lula, 1989'da Fernando Collor Mello'ya karşı, 1994'te de Fernando Henrique Cardoso'ya karşı giriştiği Cumhurbaşkanlık seçimlerini kaybetti. Lula, üçüncü seçim yenilgisini de 1998 yılında yaşadı. Lula, 27 Ekim 2002'de Cumhurbaşkanı seçildi. (EÖ)