Barınma krizinin özellikle LGBTİ+’lar için git gide derinleştiği bu dönemde, hukuki sistem ve bu sistemde yaşanan sistemik ayrımcılıklar, bireysel bir hukuki arayışında da LGBTİ+’ları yıpratan bir sürece dönüşüyor.
Barınma krizi dahil birçok soruna çözüm olabilmek için birçok LGBTİ+ ve insan hakları dernekleri tarafından yapılan çalışmalar olmakla birlikte, yapılması gereken birçok yardım da mevcut.
BAKAD Genel Koordinatörü Atalay Göçer, 17 Mayıs Derneği sosyal hizmet uzmanı Elif Topçu, trans aktivist Gök Akyel ve LGBTİ+ hakları savunucusu İris Mozalar ile yaptığımız konuşmalar sonrasında, yapılanları ve yapılması gerekenleri sizler için bianet’te derledik.
Neler Yapılıyor?
*BAKAD’ın barınma sorunu ve özellikle deprem sonrası artan sıkıntılara karşı Diyarbakır ve çevre illerdeki LGBTİ+’ların kullanabileceği Danışma Hattı mevcut. Hem gönüllülerin hem de yönlendirme yapılan avukatların hizmet verdiği bu hat, LGBTİ+’lara psikolojik ve hukuki destek sağlıyor.
*17 Mayıs Derneği de Psiko-Sosyal ve Hukuki Destek Programı ile yardım sağlıyor. Barınma sorunları sebebiyle derneğe başvuran kişiler için ise dayanışma çağrıları ile birlikte danışanları güvenli bir alana yönlendirmek için çalışmaları da mevcut.
*Bayram Sokak 12 Platformu ise, hukuka aykırı olarak evleri mühürlenip yaşadıkları apartmanlardan ve mahalleden çıkarılan trans kadınlarca kurulmuş bir hareket olup trans kadınların barınma haklarını savunuyor.
*Pembe Hayat Derneği’nce yürütülen Dilek İnce Giysi Bankası, ihtiyaç sahibi ve mahpus LGBTİ+’lara giysi desteği sunuyor.
*Bunlar dışında, Pembe Hayat Derneği, SPoD gibi birçok derneğin daha sosyal hizmet, hukuki danışma ve psikolojik danışma hatları da mevcut.
Neler yapılmalı?
*Atalay Göçer, hak temelli çalışma yürüten sivil toplum örgütlerinin LGBTİ+’ların barınma sorunlarına dair çözüm odaklı yaklaşabilecek stratejiler geliştirmelerinin ve destek mekanizmalarının oluşturulmasının hayati önem taşıdığını belirtti. LGBTİ+ hareketinin pek çok hizmeti sunabilecek sürdürülebilir bir toplum merkezi oluşturmayı acilen gündemine alması gerektiğinin de altını çizdi.
*Göçer aynı zamanda savaş ve afet sonrasında özellikle kırılgan grupların gözden çıkarılabilir olduğu gerçeğinden yola çıkarak ve bu alanda kamu hizmetlerinin de olmadığını göz önünde bulundurarak hak temelli çalışma yürüten sivil toplum örgütlerinin bu alanları zorlaması ve özgün çözümler bulmasının zaruri olduğunu belirtti.
*İris Mozalar ise SPoD’un LGBTİ+'lara Yönelik Sığınak Modelleme Rehberi’ni hatırlatarak, bu kriterler esasında yerel yönetimler, LGBTI+ dernekleri ve kadın derneklerinin de desteğiyle bir LGBTİ+ sığınağının tekrar kurulmasının önemli olduğunu söyledi.
*Gök Akyel de hayatta kalmaya çalışan kişiler ve gruplar olarak, hukuki süreçlerin uzaması, çözümsüzlük ve cezasızlık gibi politikalar nedeni ile çoğunlukla yasal yollara başvuramadıklarını belirtti. Derneklerin bu noktada hukuki süreçlerin yürütülmesinde yer almalarının yasal yollara erişimi kolaylaştırdığı ve teşvik ettiğini belirtirken, yargı mekanizmasının hızlı ve doğru işlemesinde de önemli rol oynadığını söyledi. Derneklerin özellikle barınma alanında LGBTİ+’lara sunabilecekleri hukuki desteğin ve bunun yaygınlaştırılmasının öneminin altını çizdi.
Barınma krizinde translar: Ayrımcılık, yoksulluk ve evsizlik
(TKY/EMK)