* Kürt siyaset dünyasının çok farklı kesimleri bir araya gelmişti. Türk solunun bazı önemli temsilcileri de vardı. İnsan Hakları örgütleri de en üst düzeyde temsil edilmişti. Uygar ve olgun bir atmosfer egemendi. Şahsen Diyarbakır, Batman, Hakkariden bir çok dostumu ve arkadaşımı görüp konuştuğum, onlarla hasret giderdiğim için memnunum.
* Birinci günkü tartışmaların sadece sonunu izleyebildim. Pazar günü ise çağrılı çoğu siyasi parti temsilcisinin gelmeyişi, hem organizatörler hem de dinleyiciler açısından eksiklikti. Katılmayan parti temsilcileri açısından ise en hafif deyimle, siyasi bir ayıp!
* Bir ilk adım, bir başlangıç hatta belki de bir deneme olarak nitelense bile, Konferans için yeteri kadar hazırlık yapılmamış olduğu belli oluyordu. Mesela bir arkadaş, Bizim 1995de Diyarbakır Demokrasi Platformunun yaptığı toplantı daha iyi idi dedi.
* Farklı kesimlerin geniş olarak kabul edilebilecek katılımına rağmen, ön hazırlık belgeleri, raporları bulunmadığı için, ayrıca 2 gün boyunca herkesin aynı salonda, nispeten genel konuları biraz da yüzeysel bir şekilde işlemesi sonucu etkiledi. Halbuki Kürt sorunu gibi çok boyutlu devasa bir mesele, alt konulara bölünse, komisyonlarda atelye çalışmaları düzenlense, daha derine gitmek mümkün olacaktı.
* Kürt meselesinin iki önemli muhatabı olan devlet ve PKK/KADEK temsilcilerinin neredeyse mecburi ve kaçınılmaz eksikliği de tartışmaların hangi aks üzerinde gelişmesi gerektiği konusunda bir eksiklik yarattı. AKP hükümetinin milletvekilleri aracılığıyla, devletin de görevliler aracılığıyla Konferansı izlemesi yine de olumlu olsa gerek.
* Toplantı teknolojisiyle ilgili son nokta: Bu tür buluşmalarda kulisler ve yemek ve kahve molaları tartışmak için en verimli alanlar. Yeteri kadar değerlendirilmedi.
* Siyasi içerik konusunda ise Kürt hareketinin bugün ulaştığı seviye her oturumda çok net olarak ortaya çıkmadı. Organizatörler haklı olarak ÇÖZÜM üzerinde durulmasını, bu alanda fikir üretilmesini talep etmiş olmalarına rağmen, konuşmacıların önemli bir kısmı, yeteri kadar hazırlık yapmamış oldukları için ya da Kürt meselesinin içinde bulunduğu sorunları yeterince bilemedikleri için Konferans çok tatmin edici fikir ve bilgilerin mecrası olamadı.
* Benzeri bir toplantının Eylül ayında İstanbulda yapılması muhtemel. Kanlı dönemin sonunda, bu tür fikir üretim ve tartışmaları konuyla ilgilenen (ilgilenmesi gereken) diğer mecralara da yayılabilirse ortak bir bilgilendirme-eleştiri-değerlendirme-düşünce süreci Kürt meselesinin çözümüne önemli katkılar sağlayabilir. Sağlamalıdır da...(SON/RD)