2001 yılında Porto Allegre'de başlayan çalışmalar 2002 ve 2003'de yine Porto Allegre'de devam etmiş, 2004 yılında da Hindistan'da Mumbai'de gerçekleştirilmiştir.
Mumbai'deki forumda 1200 etkinlik gerçekleştirilmiştir. Bu etkinlikler "Toprak, Su ve Gıdaların Bağımsızlığından "Medya, Kültür ve Bilgi"ye, "Kadın ve Küreselleşme"den "Turizmde Uluslararası Diyalog"a kadar çeşitli konulardaki konferanslar, toplantılar ve atölye çalışmalarından oluşmuştur. Forumda yapılan çalışmalardan biri de, "Küreselleşen Dünyada Çocuk Haklan Grubu" (CR4WSF) tarafından çocuklara ilişkin kaygıların ortaya konması olmuştur.
CR4WSF, Hindistan ve diğer bölgelerde çalışmalarını yürüten, çocuk örgütleri ile çocuk haklan için çalışan birliklerinden oluşmuştur. Dünyadaki tüm gelişim projelerinin "çocuk merkezli" yapılması gerekliliğini vurgulayan grup, alternatif bir dünyanın ancak çocukları temel alarak ve onları bu sürece katarak mümkün olacağının anlaşılmasını hedeflemektedir.
Bu amaçla "Küreselleşen Bir Dünyada Çocuk Hakları" paneli gerçekleştirilmiştir. CR4WSF, 50 değişik ülkeden çok sayıda çocuğu bir araya getirmiş, panele çocukların katılımının sağlanması amacıyla panelde konuşmacı olacak çocuklar çocuklarla birlikte belirlenmiştir. Bu amaçla iki günlük bir çalışma yapılmış ve çalışma çocukların ne kadar demokratik ve eşitlikçi olduğunu da ortaya koymuştur. Bu çalışmalara engelli çocukların da tam katılımı sağlanmıştır.
Çocukların katılımı
Çocuk Hakları Grubu'nun hazırlamış olduğu çalışma raporunda grup üyeleri çocukların yaptıkları çalışmaları ve panel gününü şöyle anlatıyor:
"Çocuklar öncelikle kendi köy, kent, bölge ya da ülkelerindeki çocuk haklarıyla ilgili sunumlar yaptılar. Grup, panelde sunulacak konulara uygun temsilci konuşmacılar seçti. Birçok çocuğun, kendisiyle ilgili konuşmak istediği konularda - örneğin çocuk katılımı, çocuk işgücü, eğitim, sokak çocukları ve cinsel ayrımcılık - seçim yapması oldukça güç oldu.
Çocuklar grup içinde geliştirdikleri çeşitli yöntemlerle kimin hangi konuda konuşma yapacağını belirlediler... Örneğin grup, çocuk katılımıyla ilgili konuşmalarda çok az sayıda kız çocuk olduğunu fark edince, bütün erkek çocuklar seçimden çekildi; böylece kız çocuklarından birinin seçilmesi için destek verildi. Bir başka olayda, grup daha önce hiç konuşma yapmamış bir çocuğa söz hakkı tanınması adına, o çocuğu temsilci seçti.
Çocuklar kendi ülkelerinin dışındaki ülkelerin durumlarına çok duyarlılık gösterdiler. Örneğin; bir Afgan çocuğu Bangladeşli bir çocuğa '23 yıldır devam eden savaşın ülkenizi böldüğünü biliyorum ama Bangladeş'teki durumun bu kadar kötü olmasının nedeni nedir?' sorusunu sordu.
Panel gününde çoğunluğunu çocukların oluşturduğu 4 bini aşkın kişi, seçilmiş olan temsilcinin konuşmasını dinlemek üzere salonu doldurdu. En büyük etkiyi konuşan çocuklar yarattı. İlk konuşmacı çocuk olan Hindistanlı Manjula Muninarasimha, temsilcileri seçmek için yürütülen çalışmalardan söz etti ve programdaki her sunumla ilgili bilgi verdi.
Fiziksel engeli bulunan Urvi Patel, engelliler okulundan alınıp engellilerin de bulunduğu normal bir okula geçeceği için ne kadar mutlu olduğunu anlattı. Bir gün 'önemli bir bilim adamı olmak istediğini ve Stepken Hawking'den esinlendiğini' söylediğinde birçok kişinin gözleri yaşardı. Kolombiya'dan Brian, terk edilmiş çocukların uyuşturucu satıcıları tarafından kaçırılma tehlikesi altında olduklarını belirtti. Vittorio Agneletto (AIDS savaşçısı), HIV taşıyan çocukların yüzde 95'inin tedavi olanakları olmadığını vurguladı.
UNICEF New York'dan ve "Global Movement for Children" komite üyesi Çecilio Adorna da kapanış konuşmasında, sivil toplumla işbirliği yaparak umut ve eylem isteminde bulundu. Çocuk haklarının önümüzdeki yılda Dünya Sosyal Forumu çalışmaları içinde yer almasının önemini vurguladı. Panel konuşmalarından sonra çocuklar ve yetişkinler toplanıp forumun yapıldığı binanın çevresinde bir yürüyüş düzenlediler".
Dördüncü Dünya Sosyal Forumunda çocuklara ve çocuk haklarına ilişkin eğitim seminerleri de düzenlendi. Bu eğitini seminerlerinde, "Yasayla Problemleri Olan Çocuklar", "Silahlı Çatışma Altındaki Çocuklar", "Şiddet ve Kavga", "Küçük Çocuk Bakımı ve Eğitimi", "Evsizlik", "Zorunlu Göç", "Küreselleşme, Özelleştirme ve Çocuk İşgücü", "Çocuk Katılımı", "Eğitimde Reform", "Küreselleşme ve Çocuk Ticareti", "Engelli Çocuklar", "Çocuklara Yönelik Cinsel Taciz" konulan da Çocuk Hakları Grubu'nun değişik örgütleri tarafından ele alındı. Bu çalışmaların sonunda bir durum raporu hazırlandı.
Küreselleşen Dünyanın Çocuk Hakları Grubu Raporu
Son yıllarda birçok ülke, var olan ekonomik yapılarının yerine serbest pazar, özelleştirme ve küreselleşme modellerine geçiş yaptı. Bu geçiş insanlar için ne kadar yararlı oldu?
Küreselleşmenin, söz verdiği gelişim ve refah ortamını yaratamamış olmasına ilişkin kanıtlar, gün geçtikçe artmakta. Küreselleşme sürecinden sadece bazı devletler yarar sağladı ve bunların sayısı oldukça az. Bu şekilde insanlar ve ülkeler arasındaki gelir dağılımında dengesizlik giderek arttı. Küreselleşmenin kazanımlarından pay alamayan milyonlarca yoksul insan var. Bu bilinen bir gerçek ama daha az bilinen bir şey var ki; dünya nüfusunun yüzde 40'ını çocuklar oluşturuyor. Bu dengesiz durumdan en çok çocuklar etkileniyor.
Küreselleşmenin çocuklar üzerindeki olumsuz etkisi hemen göze çarpıyor. Bu alanda çalışan örgütler; küreselleşmenin bedelini en çok yoksul, ayakta kalmaya çalışan ve sosyal güvencesi olmayan ailelerin çocuklarının ödediğini ortaya koyuyor. Bunun nedeni sosyal sektör tarafından yapılan kesintiler ve sağlık, beslenme ve barınak eksikliğinin giderilemiyor olmasından kaynaklanıyor.
Küreselleşmenin olumsuz etkilerinin belirtileri çok açık: Ekonomik göç nedeniyle sosyal hizmetlerden yoksun çocuklar; sokak çocukları fuhuş sektöründe çalışan kız çocukla-n, çocuk ticareti ve çalışmak zorunda bırakılan çocukların gittikçe çoğalması...
Artan Eşitsizlik, Artan Yoksullaşma
Üçüncü Dünya Birleşik örgütü temsilcisi Martin Khor 1960'da dünyanın en zengin kesiminin, en yoksul kesimden 30 kat daha fazla kazancı oluğunu belirtiyor. 1996 yılında ise; en zengin kesiminin en yoksul kesimden 60 kat daha fazla kazanmaya başladığını söylüyor. Küresel ticaret ve yatırımların, hızlı büyüme yanında adaletsizliği iki katına çıkardığı çok açık. Bunun sonucu olarak, gelişmekte olan dünya ülkelerinin 80'ninde yaşam standartları 15 yıl önceki yaşam standartlarına göre daha düşük. Küreselleşmenin bir diğer yüzü de; borçlanma üzerine kurulmuş bir yaşam biçimi oluşturması. Kredilerin alınma ve ödenme koşullan yoksulları daha da yoksullaştırıyor.
Yapılan araştırmaya göre, IMF'nin 12 ülkeye verdiği kredinin koşulları arasında suyun özelleştirilmesi gibi maddeler de yer alıyor. Suyun özelleştirilmesi, az gelirli ailelerin su alamamasına ve bunun yerine temiz olup olmadığı belirsiz kaynaklardan su kullanmaları anlamına geliyor. Bu da her yıl kirli sulardan kaynaklanan hastalıklar yüzünden 2 milyon çocuğun ölümüne göz yummak anlamına geliyor.
Sosyal Sektör Harcamaları
Kürselleşmenin bir başka yüzü de, sosyal sektör harcamalarında ve yatırımlarda yapılan kesintilerde ortaya çıkıyor. Güney Asya İnsani Gelişim Raporu'na (HDRSA) göre Güney Asya'daki devletler sosyal sektör için kaynak bulmakta güçlük çekiyorlar. Sosyal sektördeki kesintiler doğrudan çocukların sağlık, eğitim ve beslenme güvencelerini ortadan kaldırıyor.
Sağlık: 2001 yılı gelişim raporuna göre; sağlık sektöründe, son 30 yılda sağlık için gerekli harcamalar iyice kısıtlandı. Azalan sağlık bütçesi nedeniyle Hindistan'ın yüzde 65'i özel hastaneler ve kliniklere gitmek zorunda. Hatta köylerde yaşayan insanların borçlanma nedenlerinin başında sağlık harcamaları geliyor. Dünyanın birçok yerinde çocuklar hâlâ ishal vb tedavi edilebilen hastalıklardan ölüyorlar. Kırsal alanda yaşayan nüfus sayısı hiç de az olmamasına karşın, buralara ulaşan sağlık hizmetleri çok az.
Eğitim: 2001 yılı gelişim raporuna göre; küreselleşme sonrasında birçok Güney Asya ülkesi, zaten az olan eğitim harcamalarım daha da azalttıysa da hiç artırmadı. İlköğretim döneminde okulu bırakan çocukların sayısının da arttığı rapor edildi.
Barınma: Küreselleşme ev ve arsa fiyatlarının yükselmesine neden oldu. Bu da yoksul insanların barınacak bir ev sahibi olamamasına ve yaşama koşullarının kötüleşmesine neden oldu.
Küreselleşme nedeniyle çocuklar ayrıca; ırkçılık, sınıflar arası karşıtlık, aşın dini politikalar, dünyanın değişik yerlerindeki savaş ve çatışmalar, tek kültürlülük (çeşitli yerel özellikler yerine tek bir tek MTV Kültürü vb), değişen beslenme alışkanlıkları fast-food yemek kültürü, dondurulmuş yiyecekler, içecekler, süt tozu vb) gibi durumlarla da karşı karşıya kalmaktadırlar". (EK/EÜ)