Hollanda Parlamentosu'ndan bir heyet beş gün süren Türkiye ziyaretinde Türkiye'nin AB üyeliğine hazırlıklarındaki ilerlemeler, son toplumsal ve siyasal gelişmeler konularında da bilgi edindi. 21 Ekim günü başlayan ziyarette parlamenterlerden oluşan heyetin başkanlığını Hristiyan Demokrat Parti’den (CDA) Raymond Knops yaptı.
Heyette Özgürlük ve Demokrasi için Halk Partisi’nden (VVD) Mark Verheijen, CDA’dan Pieter Omtzigt ve Sybrand Van Haersma Buma, İşçi Partisi’nden (PvdA) Marit Maij, Demokrat Parti’den (D66) Alexander Pechtold ve Sosyalist Parti’den (SP) Sharon Gesthuizen bulunuyordu.
Ziyaretlerin ilk günü olan 21 Ekim’de Ankara'da Hollanda Büyükelçisi Ron Keller'den bir brifing alan heyet daha sonra Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde Adalet, Anayasa ve Avrupa Birliği Uyum komisyonları üyeleri ile çeşitli görüşmeler gerçekleştirdi; ziyaretin son gunu olan 25 Ekim'de ise habercilerle bir araya gelerek izlenimlerini aktardı.
Suriye sınırı ziyareti
Heyet 21 Ekim, Salı günü Avrupa Komisyonu Türkiye Delegasyonu'ndan da bir brifing aldı; ardından Avrupa Birliği Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış, Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu ve Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez ile görüştü.
23-24 Ekim Çarşamba ve Perşembe günleri Diyarbakır ve Gaziantep'e düzenlenen ziyaretin odağında ise bölgesel gelişmeler ve azınlıkların durumu bulunuyordu. Heyet, yerel yönetimler ve sivil toplum temsilcileri ile çeşitli görüşmeler gerçekleştirdi. Kürt, Ermeni ve Süryani-Ortodoks toplumlarının temsilcileri ile buluştu,Türkiye - Suriye sınırını ziyaret etti.
Knops: AB sadece ekonomik değil siyasi kriz de yaşıyor
25 Ekim, Cuma günü İstanbul'a gelen heyet Gezi Parkı protestoları bağlamında hem belediye hem de sivil toplum kuruluşlarının temsilcileri ile kentsel dönüşüm ve sosyal etkisi üzerine görüştü. Hollanda'nın İstanbul Başkonsolosluğu'nda düzenlenen basın toplantısının ardından ziyaret programı sona erdi.
Basın toplantısının giriş konuşmasında Avrupa Birliği’nin sadece ekonomik değil aynı zamanda siyasi bir kriz içinde olduğunu belirten Heyet Başkanı Raymond Knops, ziyaretin amacının Türkiye`de neler olup bittiğini kendi gözleriyle görmek ve kulağa hoş gelen hikayeleri değil gerçekleri dinlemek olduğunu ifade etti. VVD’den Mark Verheijen ise Türkiye’yi herhangi bir konuda yargılamak gibi bir niyetle burada bulunmadıklarını söyledi.
Verheijen: Bazı sorularımız sıcak karşılanmadı
Farklı siyasi partilerin temsilcilerinden oluşan heyet üyeleri Türkiye’nin AB’ye entegrasyonu konusunda da birbirinden farklı fikirler edinmiş olduklarını ama ortak bir izlenim olarak buluştukları grup ve kişilere istedikleri soruları yöneltebildiklerini belirtti. Verheijen ise “Ancak bazı sorularımız kimi görüşmecilerce çok sıcak karşılanmadı, örneğin Egemen Bağış bunlardan biriydi. Özellikle Basın özgürlüğü, AB İlerleme Raporu, Gezi Parkı ve İnsan Hakları alanındaki sorular karşısında böyle bir tutumu olduğunu gözlemledik” şeklinde konuştu.
Knops: Katılım gerçekleşmese de ilişkiler güçlenir
Heyet üyeleri Türkiye’nin ekonomik büyümesi karşısında şaşırdıklarını ve Suriye`den gelen sığınmacılara desteğini çok önemli bulduklarını dile getirdi. Bir gazetecinin sorusunu cevaplayan Alexander Pechtold (D66) tüm kriterlerin hayata geçirilmesi durumunda Türkiye’yi AB`de görmekten memnuniyet duyacağını öte yandan İlerleme Raporu’nda belirtilen eksikliklerin ancak uygulamalara yansıtıldığında işe yarayabileceğini; Knops ise Türkiye’nin AB ile ilişkilerinin katılım gerçekleşmese de güçleneceğini söyledi.
Buma: Basın özgürlüğü ve yargı bağımsızlığı alanları sorunlu
Heyet üyelerinden Marit Maij (PvdA) kimi görüşmecilerin AB kriterlerinin muğlaklığına değinmesine karşın standartların oldukça net ve temel sorunun ulusal düzeyde hukuki dönüşümleri gerçekleştirmek olduğunu, örneğin basın özgürlüğü standartlarının AB kriterlerinin oldukça gerisinde kaldığını belirtti. Sybrand Van Haersma Buma (CDA) ise Türkiye’de yargının henüz tümüyle bağımsız bir yapıya kavuşmamasını demokratikleşme ve AB yolunda önemli bir sorun olarak gördüğünü söyledi.
Gesthuizen: Türkiye’nin dış yatırıma ihtiyacı var
Türkiye’nin AB ile ekonomik ilişkilerine değinen Sharon Gesthuizen (SP) Türkiye'nin ekonomik büyüme için dış yatırıma gereksinim duyduğunu, şu an için dış yatırımın Türkiye ekonomik hacminin gerisinde kaldığını belirterek AB odaklı kanuni düzenlemelerin dış yatırımcıları Türkiye`ye yönelteceğini vurguladı.
Verheijen ise ekonomik büyümenin her durumda demokratikleşme ve insan hakları odaklı taleplerle birebir bağlantılı bir süreç olduğunu, yeni orta sınıfın geçmişe bakarak “ekonomik büyümede ne kadar önemli bir mesafe kaydettik” demek yerine; geleceğe bakarak “daha fazla ilerleme kaydedilmeli; daha fazla demokratikleşmeliyiz” diyeceğini ifade etti.
Pechtold: Gerçek bir muhalefet talep ediliyor
Son olarak Pechtold, Türkiye’nin çok dinli bir toplum oluşunun altını çizerek Türkiye’nin üyeliğinin AB için çok önemli bir dinamik ve özellikle Müslüman toplumlarla olan ilişkisini geliştirmeye dönük tarihi bir adım olacağını hatırlattı. Bir gazetecinin “Görüştüğünüz insanların daha fazla demokrasi isteyip istemediklerine dair izlenimleriniz nedir?” sorusuna cevaben, görüştüğü Türkiyelilerden sıklıkla “Gerçek bir muhalefete ihtiyacımız var” cümlesini duyduğunu, bunun kendisi için bir sürpriz olduğunu ekledi. (EG/EKN)