Avrupa Birliği (AB) Komisyonu’nun 2013 Türkiye İlerleme Raporu’nun insan hakları ve azınlıklar başlığı altındaki beş sayfalık değerlendirmesinde, Gezi direnişi ve demokratikleşme paketi öne çıktı.
Raporun insan haklarıyla ilgili satırbaşları şöyle:
* Türkiye insan hakları mekanizmaları konusunda önemli yol katetti. Ancak bunlar halen geliştirilmeye ve etkili hale getirilmeye muhtaç. İnsan hakları savunucuları üzerinedeki baskılar devam ediyor.
Toplantı ve gösteri hakkı
* Mayıs ve Haziran aylarındaki eylemlerdeki aşırı güç kullanımı endişe verici bir durum olarak varlığını sürdürüyor. Gezi direnişindeki gösteriler şiddet kullanan küçük gruplar dışında barışçıldı. Polis orantısız güç kullandı.
* Newroz ve Kürtlerle ilgili başka birçok kutlama barış içerisinde gerçekleştirildi. Ancak yine de toplantı ve gösteri yürüyüşleri ile ilgili yasanın revize edilmeye ihtiyacı var. Gezi direnişindeki polisin orantısız güç kullanımı da düşünüldüğünde, bu yasaların demokratik biçimde değiştirilmesine ihtiyaç var.
* 1990’larda işlenen suçlarla ilgili, polisin karşı davalar açması, işkence iddialarıyla ilgili bağımsız ve tarafsız soruşturmalar ve yargısız infazlarla ilgili davalarla ilgili daha fazla çaba gösterilmesi gerekiyor.
Cezaevi koşulları
* Hapishane sisteminde reformlar devam ediyor. Özellikle cezaevi koşullarının iyileştirilmesinde ve kalabalıkla ilgili bulunan çözümlerde. Fakat sorunların çözülmesi için reformların sürmesi gerekiyor.
Azınlıklar
* Azınlıklarla diyaloğun arttırılması yönünde bazı çabalar olduğu görülüyor. Ancak çoğunluğun paylaştığı inanca sahip olmayanlar ya da hiçbir inancı olmayanlar halen ayrımcılığa uğruyor.
Kürt sorunu
* Hükümetin barış süreci bir dönüm noktası oldu ve Kürtler tarafından da güçlü bir destek buldu. Kürt sorunu ve çözüm yolları nın tartışılması için zemin yaratıldı. Bu da Tütkiye’nin Güneydoğusunda ekonomik ve sosyal gelişme adına bir umut yarattı. Ocak ayındaki yasa değişikliğiyle anadilde savunmanın yolu açıldı.
* Koruculuğun kaldırılması için hiçbir adım atılmadı. 50 binden fazla korucudan bazıları barış sürecine destek verirken, kendi gelecekleri konusunda da endişeliler.
Yargı sistemi
* Birçok gazeteci, akademisyen, siyasetçi, öğrenci, Türk Ceza Kanunu’nun örgüt üyelğini düzenleyen 314. Maddesi gerekçe gösterilerek halen hapiste tutuluyor. Dördüncü yargı paketinde de bu maddeyle ilgili bir düzenleme yapılmadı.
* Dördüncü yargı paketinde, 1990’lardaki yargısız infazlar ve gözaltında kayıplarla ilgili davaların önündeki engellerin kaldırılmasıyla ilgili de bir iyileştirme yapılmadı.
* Ceza adaleti sisteminde adil yargılamayla ilgili sorunlar devam ediyor. Ergenekon davası bu yıl içerisinde sonuçlanırken birçok farklı KCK davası görülmeye devam ediyor. Yargılama sürecinde silahların eşitliği ilkesine uyulmuyor, bu da yargıçların tarafsızlığı konusunda soru işaretlerine yol açıyor. (AS)