Hakkari, Çukurca’da 1994’te köyü boşaltılan Kerim İncin, bir yıl sonra köyüne geri döndüğünde öldürüldü. Geçimli Jandarma Karakolu komutanına açılan dava da “delil yetersizliğinden” beraatla sonuçlandı.
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) bugün açıkladığı kararıyla, İncin’in yaşam hakkının ihlal edildiğine karar verdi.
Türkiye, İncin’in ailesine toplam 20 bin Euro manevi tazminat ödeyecek.
Köyüne geri dönünce öldürüldü
İncin ailesi, 1994’te Çukurca’daki köylerini operasyonlar ve çatışmalar nedeniyle terk etmek zorunda bırakıldı. Aile, Irak, Musul’daki Mahmur Kampı’na yerleşti.
Kerim İncin, Haziran 1995’te köyde bıraktıkları bazı eşyalarını ve bir miktar paralarını almak üzere geri döndü. Muhtarın evinde akşam yemeği yerlerken, eve gelen korucular İncin’i alarak Geçimli Jandarma Karakolu’na götürdü. Burada işkenceye maruz kaldı.
Ailesinin savcılığa verdiği dilekçeye göre, bir hafta gözaltında kaldıktan sonra askerler İncin’i köye geri götürdü. Burada Kerim İncin’i vurarak öldürdüler ve köye gömdüler.
Kerim İncin’in annesi Halima İncin ve Türkiye’ye dönen oğlu Hazım İncin, 22 Mart 2005’te Hakkari Cumhuriyet Başsavcılığına başvurdu, İncin’in öldürülmesiyle ilgili şikayetçi oldular. Başvurularında şüpheli askerlerin isimleri de yer aldı.
Savcılıktan, soruşturma başlatmasını, şüphelilerin ve tanıkların ifadesini almasını ve Kerim İncin’in gömüldüğü yerden çıkarılarak öldürülmesinde sorumlu olanların tespit edilmesini talep ettiler.
Başvuru üzerine savcılık soruşturma başlattı, 2005-2006 yılları arasında başvurucular ile ailenin diğer üyelerinin ifadeleri alındı. Ayrıca bölgede çalışmış ya da yaşamını sürdüren askerler ile tanıkların da ifadesi alındı. Ancak savcılık, o dönem Çukurca’da görev yapmış askerlerin geçen sürede başka kentlere tayin edildiğinin tespitini yaptı.
Askerler ya “hatırlamadı” ya inkar etti
Tanıklar, savcılık ifadelerinde, Kerim İncin’in askerlerce götürüldüğünü, kısa süre sonra bölgede geniş çaplı bir operasyon başlatıldığını, İncin’in de operasyon yapıldığı sıralarda öldürüldüğünü anlattı.
İfade veren askerlerden bazıları o dönemi “hatırlamadığını” belirtirken, bazıları da o dönemde böyle bir olay yaşanmadığını iddia etti. Savcı, soruşturması sonucunda, Kerim İncin’in öldürülerek Taşbaşı köyü mezarlığına gömüldüğü sonucuna vardı.
Ancak savcı 26 Mayıs 2006’da Hakkari Jandarma Komutanlığından mezarlıkta keşif yapmanın güvenliğine dair yazdığı yazıya, “bunun iyi bir fikir olmadığı, bölgede önceden planlanmamış operasyonlar yapıldığı” cevabını aldı.
Savcılıktan jandarmaya üç yılda 20 talep
Savcı köye gidip keşif yapabilmek için komutanlığa üç yıl boyunca 20 ayrı yazı daha yazdı. Tüm yazılara, yazın operasyon yapılabileceği, kış aylarında da hava koşulları gerekçe gösterilerek güvenliğin sağlanamayacağı yanıtını aldı.
Sonunda savcı, 11 Haziran 2009 tarihli yazısıyla, bir hafta sonra bölgede keşif yapacağını bildirdi, gereken önlemlerin alınmasını istedi. Savcı, olay yeri inceleme ekibi ve diğer görevliler 18 Haziran 2009’da mezarlığa gitti, Kerim İncin’in cesedi gömüldüğü yerden çıkarıldı.
DNA testi yapılarak cesedin İncin’e ait olduğu doğrulandı.
Adli Tıp incelemesinde, kıyafetleriyle gömülen İncin’in kıyafetlerinde 10 kurşun deliği saptandı. Ölüm sebebi de başına ve vücudundaki kurşun yaralanmasıydı.
Karakol komutanı beraat etti
Savcılık o dönem Geçimli Jandarma Karakolu’nda görevli 10 asker hakkında takipsizlik kararı verirken, olay zamanı karakol komutanı olan Astsubay Yunus Karaca’ya İncin ve aynı köyden Recep Kurt’u “kasten öldürmek” suçlamasıyla dava açıldı.
Hakkari Ağır Ceza Mahkemesindeki dava 12 Nisan 2010’da başladı.
20 duruşmanın sonunda, 27 Kasım 2014’te Yunusu Karaca “delil eksikliğinden” beraat etti. İncin ailesi karara itiraz etti, dosya Yargıtay’da.
Türkiye manevi tazminata mahkum
Kerim İncin’in eşi Habibe İncin, annesi Halima İncin, çocukları Veysi, Saniye, Fevzi, Faruk, Hazım, Hatice İncin ile kardeşleri Hedice, Sabriye, Delila, Doğila, Reşit, Nuri ve Abdullah İncin, AİHM’e başvurdu.
Başvurularında, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 2. maddesinde düzenlenen yaşam hakkının ihlal edildiğini, etkin soruşturma yapılmadığını, açılan davanın yavaş ilerlediğini ifade ettiler.
AİHM bugün açıkladığı kararıyla, etkin soruşturma ve dava eksikliği ile yaşam hakkının ihlal edildiğine hükmetti, Türkiye’yi, Kerim İncin’in eşi ve çocuklarına toplam 16 bin 800 Euro, ailesinin diğer üyelerine toplam 3 bin 200 Euro manevi tazminat ödemeye mahkum etti.
Mahkemenin kararında, devletin yaşam hakkıyla tüm vatandaşların haklarını ve özgürlüklerini koruma yükümlüğü hatırlatıldı, bu yükümlülüğün etkin soruşturma ve davayı kapsadığı da ifade edildi, “Soruşturma bağımsız, dikkatli, ayrıntılı olmalı” dendi. (AS)