*Fotoğraf: Evrensel
Tıpta Uzmanlık Sınavı (TUS) bahar dönemi kontenjanları 18 Nisan'da açıklandı.
TUS'ta son dört yılda ortalama 6 bin 100 kişilik kadro açılırken bu kez iki katına çıkarıldı ve 12 bin 294 kişilik kadro ilan edildi.
Bazı branşlarda kontenjanlar üç, dört, hatta beş katına çıkarılırken, kimi branşlarda ise düşüş yaşandı.
Örneğin; dermatoloji, plastik cerrahi ve radyoloji branşı kontenjanlarında büyük artışlar oldu. En çok kontenjan 1028 ile pediatriye verildi.
Peki, TUS kontenjanlarının artırılması sağlık sistemine nasıl etki edecek? Kontenjan sayısının artırılması uzmanlık eğitimine nasıl yansıyacak? ve Kontenjanların bu kadar artırılması bir ihtiyaç mı?
TTB Merkez Konseyi Başkanı Prof. Dr. Şebnem Korur- Fincancı bianet’e değerlendirdi.
TIKLAYIN-TTB'den imza kampanyası: Hekimlere kulak verin
"İhtiyaç değerledirmesi yapılmalı"
Korur- Fincancı kadroların artırılmasına yönelik ilk yorumu “Bu kadar kadronun açılmasının nedeni asistanların ucuz iş gücü görülmesinden kaynaklanıyor” oldu.
Kontenjanların branşlardaki uzman hekim ihtiyacına ve fakültelerdeki eğitim kadrosuna bakılarak bir planlama dahilinde yapılması gerektiğini belirten Korur Fincancı, eğitimci başına düşen asistan hekim sayısının hesaplanması ve bunun üzerinden bir kontenjan açıklanması gerektiğini söyledi.
TIKLAYIN-20 yılda 10 hekim sağlıkta şiddet sonucu yaşamını yitirdi
"Eğitimci kadrosu yetersiz kalacak"
Korur- Fincancı, uzman hekim ihtiyacının da göz önünde bulundurulması gerektiğine dikkat çekti:
"Uzmanlık eğitimi planlamasında eğitim kadroları değerlendirilmeden, eğitim ortamlarının yeterliliği yani teorik eğitim ve pratik eğitim açısından yeterliliği gözetilmeden bir kadro açıklamak doğru değil.
"Kontenjan sayıları ve Türkiye'deki eğitim kadrolarının ortalama sayısı karşılaştırıldığında çok ciddi bir eğitim kadrosu yetersizliğiyle karşı karşıya kalınacağı görülüyor. Aynı zamanda fiziki olarak da eğitim ortamlarında yetersizlikler ortaya çıkacak.
“Kontenjan açıklamadan önce uzman hekime ihtiyacınız var mı yok mu, ne kadar var tespit etmeniz gerekiyor. Bunu yapmak için de önce koruyucu sağlık hizmetlerinde bir plan yapmalısınız.
TIKLAYIN-TTB ve 56 dernekten sağlıkta şiddet yasası için çağrı
"Koruyucu sağlık sistemi planlanmalı"
"Koruyucu sağlık hizmetlerinden nasıl bir kadro planlaması yaptınız, ne kadar güçlendirdiğinizi tespit ederek uzmanlık eğitimini planlayabilirsiniz. Bunları yapmadığınız takdirde uzmanlık eğitimi planlamanız uygun değil.
"Koruyucu sağlık hizmetleri güçlendirildiğinde zaten insanlar hastalanmayacak. Hastalanmasının önündeki engeller kaldırılacak. Sadece bireye dönük koruyucu sağlık hizmeti değil, aynı zamanda çevre sorunlarıyla ilgili düzenleme yapılması, içme sularının kontrol edilmesi, hava kirliğinin giderilmesi gibi bütünlük bir koruyucu sağlık sistemi planlanmalı.
"Yani toplumun hastalanmasını etkileyecek koruyucu sağlık hizmetlerine öncelik verilmeli. O zaman zaten bu kadar uzman hekim gerekmeyecek."
TIKLAYIN-Hekimler konuşuyor: Neden Almanya'dalar?
"Uzman hekim ihtiyacı olduğu bir yanılgı"
Korur- Fincancı, "Türkiye'nin uzman hekim çok fazlaymış gibi tablo yaratıldığını ancak bunun gerçekçi olmadığını" söyledi:
"Çünkü kışkırtılmış bir sağlık sistemi var. Geçtiğimiz yıl içinde bir kişi 10 kez hastaneye başvurmuş neredeyse ayda bir kez. Bir insanın yılda 10 kez ya da 1 kez hastaneye başvurma gereksinimi olmaz.
"Muayene süreleri çok sınırlı, sürelerin sınırlı olmasından kaynaklı hekimler, yeterli zaman ayıramıyor. Böyle olunca hasta sorunlarına çözüm getirildiği duygusu yaşayamıyor ve hekim hekim dolaşıyor. Hastanelerdeki yük artınca uzman hekim ihtiyacı varmış gibi bir tablo ortaya çıkıyor ama bu gerçekçi değil."
"Büyük sorunlar yaşanacak"
“İktidarın asistan hekimler üzerinden sağlık sorunlarını çözmeyi amaçladığını ama bunun mümkün olmadığını” söyleyen Korur- Fincancı, şöyle devam etti:
“Bir asistan hekim ek ödemelerle 7 bin TL alıyor. Bu kadar kadronun açılması aslında asistanların ucuz iş gücü olarak görülmesinden kaynaklanıyor. Ve iktidar bu ucuz iş gücüyle sağlık sorunlarının çözülebileceği gibi bir yanılsamaya kapılmış durumda.
"Oysa sağlık sorunları bu şekilde çözülmez. Sağlık sorunları nitelikli eğitim almış hekimlerle çözülür. Asistanlar eğitimleri hâlâ devam eden hekimler ve nitelikli eğitim alamamış hekimler uzman hekim olacak. Bu durumda toplum sağlığı açısından büyük sorunlar yaratacak."
TUS kontenjanlarıRadyoloji bölümü için 127 iken, bu dönem kadro sayısı 761'e çıkarıldı. 253 kişilik genel cerrahi kontenjanı 545'e, 85 kişilik dermatoloji kadrosu ise 338'e çıkarıldı. Plastik cerrahi 70'ten 243'e, radyoloji 127'den 761'e çıktı. Nörolojide 98'den 544'e, kulak burun boğaz (KBB) ise 101'den 450'ye yükseldi. Nükleer tıp branşında 39 olan kontenjan 38'e, tıbbi genetikte 33'ten 25'e, hava ve uzay hekimliğinde ise 6'dan 1'e düşürüldü. Ruh sağlığı ve hastalıkları branşında kontenjan 151'den 341'e, ortopedi ve travmatoloji bölümünde 158'den 299'a, enfeksiyon hastalıkları ve klinik mikrobiyolojide ise 102'den 275'e yükseltildi. | |
Bakan Fahrettin Koca, 1 Ocak 2020'de Türkiye'de toplam doktor sayısını 164 bin 594 olarak açıkladı. Doktorların yüzde 61,4'ü Sağlık Bakanlığı'nda, yüzde 20,4'ü üniversitelerde ve yüzde 18,2'si özel sektörde çalışıyor.
Türkiye'de bir doktor başına düşen kişi sayısı ise; 498,2, OECD ülkelerinde bu sayı, ortalama 341,3. Öte yandan TTB verilerine göre son beş yılda 4 bin 583 doktor Türkiye'den ayrıldı.
(RT)