Şiddetli ve ani değişimleri tetiklediği düşünülen Atlantik’in ılımanlaştırıcı körfez akıntısının kuvveti 1600 yılın en düşük seviyesinde. Yeni bulgular, felakete yol açabilecek körfez akıntısının yok olmasının sanıldığının aksine yüzyıllar almayacağını ortaya koyuyor.
Akıntının durması, Avrupa’nın kış mevsimini çok daha sert geçirmesi, ABD’nin doğu kıyılarında su seviyelerinin hızlı bir yükselişi ve hayati öneme sahip tropikal yağmur düzenlerinin bozulması anlamına geliyor. Yeni araştırmalara göre akıntının kuvveti M.Ö 400’le karşılaştırıldığında yüzde 15 daha düşük. Bu sıradışı sapmanın sebebi ise büyük oranda insan kaynaklı küresel ısınma.
Atlantik Meridyonel Devinim Dolaşımı (AMOC), sıcak suyu Kuzey Kutbu’na doğru taşıyor. Kutup’ta soğuyan ve yoğunlaşarak derine inen su tekrar Güney’e doğru hareketine başlıyor. Fakat küresel ısınma suyun soğumasını engelliyor, Grönland ve Kuzey Kutbu’ndaki buzları eriterek bölgeyi düşük yoğunluklu tatlı suyla doldurarak akıntıyı güçsüzleştiriyor.
Atlantik Okyanusu'nda dolaşım sıcak yüzey akıntılarının soğuk dip akıntısı olarak dönüşüyle oluşuyor. |
Bilim insanları AMOC’un 2004’ten beri yavaşladığını zaten kaydediyorlardı. Fakat iki yeni araştırma, okyanuslardan alınan verilere göre bu düşüşün 1600 yıldır görülmemiş bir seviyede olduğunu ortaya koydu.
University College London’da araştırmayı yöneten Dr. David Thornalley: “AMOC akıntısının Dünya’nın iklim sisteminde çok etkili olduğunu ve önceki ani iklim değişikliklerinde önemli rol oynadığını” kaydetti. “Mevcut iklim modellerinin gözlemledikleri yavaşlamayı yansıtmadığını ve AMOC’un sanılandan daha az istikrarlı olduğunu” söyledi.
Son Buz Çağı'nda yaşananlar
Son Buz Çağı’nda akıntıdaki değişim kış mevsiminde, 3 yıl gibi kısa bir sürede, 5-10C derecelik bir değişime ve Atlantik Okyanusu kıyılarında büyük etkilere sebep oldu.
“Mevcut iklim modellerinin akıntının durmasını öngörmediklerini ancak bu öngörülerin kesinliğinin sorgulanması gerektiğini” söyleyen Dr. Thornalley “Akıntının durmasının nispeten düşük bir ihtimal olsa da çok büyük etkiye sahip olacağı için dikkat edilmesi gerektiğini” ekliyor.
Akıntının tarihi tortu taneleriyle ölçülüyor
Nature dergisinde yayımlanan araştırmaya göre, ABD’nin Kuzey Carolina'daki Cape Hatteras'ın önemli bir bölgesinden gelen tortuları, son 1600 yıl boyunca akıntıyı incelemek için kullandı. Daha büyük tortu taneleri daha hızlı AMOC akımlarını ve küçük tortu taneleri daha yavaş AMOC akımlarını yansıtıyor.
Araştırmacılar ayrıca AMOC akımının gücünü ölçme amacıyla Atlantik Okyanusu kıyıları boyunca derece değişimlerindeki bağlantıyı görmek için küçük deniz canlılarının kabuklarını da inceledi. Akım yavaşladığında İzlanda etrafında okyanusta büyük bir alan soğuyor ve böylece daha az sıcak su kuzeye taşınmış oluyor. Bunun bir sonucu olarak da ABD’nin doğu kıyılarındaki sular ısınıyor.
Küresel ısınmanın katkısı
Nature dergisindeki bir diğer araştırma ise termometreyle okyanusta 120 yıl içerisindeki derece değişimini incelemiş. Her iki araştırma da akıntının kuvvetinin 1600 yıl öncesine göre yüzde 15 civarında düştüğünü kabul ediyor fakat bu duruma getirdikleri açıklamalar farklı. İlk araştırma Buz Çağı’nın sonu olan 1850’ler civarından beri akıntının kuvvetinin azaldığını, küresel ısınmanın da buna katkı yaptığını iddia ediyor.
İkinci araştırma ise akıntının azalmasının daha geç tarihlerde başladığını savunuyor ve fosil yakıt kullanımının buna sebep olduğu sonucuna varıyor. İki açıklama arasındaki farkın sebebinin anlaşılabilmesi için araştırmalar devam ediyor.
Robinson: "Sonuçları yıkıcı olabilir"
Açık olan şu, insan kaynaklı iklim değişikliği okyanustaki akımın yavaşlamasına ve buna bağlantılı olarak ciddi sonuçlara neden olmaya devam edecek. University of Madrid’den Alexander Robinson ve ikinci araştırmayı yürüten ekibe göre hızlı bir şekilde küresel ısınma durdurulmazsa akıntının daha da yavaşlaması bekleniyor. Robinson: “Daha önce bu seviyede görülmemiş bir değişimi yeni anlıyoruz ve bunun sonuçları çok yıkıcı olabilir” dedi.
The Day After Tomorrow
2004 yapımı bir felaket filmi olan “Yarından Sonra” (The Day After Tomorrow), akıntının hızlı bir şekilde durması ve yıkıcı bir donmayı öngörüyordu. Dr. Thornalley filmin temelde bilimsel gerçekliğe dayandığını söylese de abartının da bolca olduğunu ve değişimin filmdeki gibi birkaç günde ya da haftada olmayacağını söylüyor ve ekliyor: “Doğru olan şu ki, geçmişte AMOC akıntısının hızının azalması çok hızlı oldu ve büyük değişimlere yol açtı.” (YT/HK)
Çevre editörü Damian Carrington'un makalesi The Guardian'da 11 Nisan 2018 günü yayınlandı.
Çeviri: Yağız Tanrıverdi