Medyascope’da yayınlanan Gündem: Çocuk! programında bu hafta okullarda fiziksel güvenlik konuşuldu.
Programın kolaylaştırıcıları Mehmet Onur Yılmaz ve Işık Tüzün konuyla ilgili tespitler yaptı.
Üzerine lavabo düşmesiyle hayatını kaybeden 6 yaşındaki Efe Boz’u hatırlatan Yılmaz, konuyla ilgili açılan davayı ve önemini de vurguladı. Münferit bir olay olarak sunulmasına rağmen aslında yaşananların hiç de ana ve kişiye özel olmadığını, okullarda her yıl en az 20 çocuğun fiziksel güvenlik sorunları nedeniyle hayatını kaybettiğini, çok daha fazlasının yaralandığını söyledi.
2010’da, 9 yaşında, okulda açık bırakılan rögar kapağı nedeniyle ölen Umut Balık; 7 yaşında, okulda demir ızgaraya başı sıkışarak boğulan Fadime Yalçın; 17 yaşında, okulda otomatik demir kapıya sıkışarak ölen Anıl Erdem; üzerine demir okul kapısının düşmesi sonucu hayatını kaybeden 4 yaşındaki Mehmet Ali Yavuz; 2011’de, okulda bidondaki tinerin yanmasıyla hayatını kaybeden 16 yaşındaki Onur Akgün; 2012’de, okulda açıkta bırakılan elektrik kablosu nedeniyle kaçak akıma kapılarak ölen Yunus Eser...
Okul, servis, yurt...
Programda son dönem tartışılan okul servislerinde yaşanan çocuk hak ihlallerine de değinildi. Çocukların okula gitmek üzere evden çıktıklarından tekrar eve gelene kadar Milli Eğitim Bakanlığı’nın (MEB) sorumluluğunda olduğuna dikkat çekildi.
Tüzün MEB’in eğitim sürecinin bu sorumluluk alanına göre planlanması gerektiğini vurguladı. Konunun sadece eğitim hakkıyla değil aynı zamanda yaşama, gelişme hakkıyla da ilgili olduğunu belirtti. Çocukların bütün haklarının eğitim süreçlerinin her aşamasında ve her anında yaşama geçmesinin önemini ve zorunluluğunu ifade etti.
“Sorumluluklar sadece okul ortamıyla sınırlı değil” diyen Tüzün okula ulaşımdan çocukların kaldığı yurtlara kadar geniş bir sorumluluk alanının varlığını vurguladı.
Çocukların önerileri
Gündem Çocuk Derneği’nin, dernek KHK ile kapatıldığı için, okullarda fiziksel güvenlikle ilgili yarım kalan projesini anlatan konuklardan Emrah Kırımsoy, çalışma sonrası çocukların konuyla ilgili algılarında görülen değişikliği de dile getirdi, kendi mekanlarını benimsemekten önlem almak için harekete geçmelerine, öneri geliştirmelerine kadar gösterdikleri tavırla çalışmalara nasıl katıldıklarını anlattı.
“Okullarda fiziksel güvenlik deyince en önemli nokta, mekanı kullanan onlar olduğu için, çocukların görüşlerini ve önerilerini almak.”
Kırımsoy projenin çıktılarından söz ederken kapıların açılma yönünden pencere yüksekliğine kadar basit konularda çok önemli öneriler geliştirildiğini, kontrol listelerinin kitapçık haline getirildiğini, ancak derneğin kapatılması sonucu kitaplaştırma sürecinin tamamlanamadığını belirtti.
Mevzuat çocuk odaklı olmalı
Programın diğer konuğu Can Doğan da mevzuatla ilgili bilgi verdi.
Doğan “Milli eğitim sistemi çocukların okulda fiziksel güvenliğini garantiye alacak bir mevzuat zorlamasına sahip mi; iş güvenliği kuralları çocuklar için okullarda ne ifade ediyor” sorusuna, “böyle bir mevzuat yok” diye cevap verdi.
Yılmaz’ın “500 öğrencinin ve 40 çalışanın olduğu okulda sadece 40 kişilik personelin güvenliğine odaklanan bir mevzuat; bu bir körlük mü, tercih mi” çıkışına Doğan, “bu durumun görülmemesinin mümkün olmadığını, bir ‘tercih’ olduğunu” söyledi.
“Bu bir kasıt bence. Nedeni de biraz maliyet unsurunda. Önemli bir altyapısı olması, mimari projeden itibaren bunu önplanda tutmak ve buna göre tasarım yapmak gerekli.”
Cezasızlık
Yılmaz ve Tüzün eğitim sisteminde yaşanan çocuk hakkı ihlallerinde, birçok alanda olduğu gibi cezasızlık olgusunun görüldüğüne de değindi.
Yılmaz bir çocuğun başına bir şey geldiğinde ve sorumluyu aramaya başlandıklarında kimsenin sorumluluğu almadığını, bir sorumluluk zincirine rağmen kimseyi karşılarında bulamadıklarını söyledi. Dahası, sonuçta cezasızlıkla karşılaşıldığının altını çizdi.
Tüzün de sistemin çocuğu anlamadığını, görmediğini, tanımadığını; en önemli eksiklerinden birinin bu olduğunu belirtti. Çocuğun hak sahibi birey olarak değil, kimi zaman müşteri kimi zaman hizmet verilen bir kesim olarak görüldüğünü, bu yaklaşımın da bugünkü sonuçlara yol açtığını ifade etti.
Devletin sorumluluğu
Programda insan haklarına göre devletin sorumluluklarına da dikkat çekildi. Tüzün zamanında bu konuda MEB’in Gündem Çocuk Derneği’yle imzaladığı protokolün, derneğin kapatılmasıyla yarım kalmış olmasına rağmen, sorunun görülmüş olması bakımından değerli olduğunu söylerken bakanlığı teşvik etmeye ihtiyaç olduğundan bahsetti.
Programda bu çerçevede bakanlığın harekete geçeceği bir mekanizma ihtiyacı da vurgulandı. (YY)
* Programın tamamını medyascope’dan ya da buradan izleyebilirsiniz.
* Gündem: Çocuk! programı her hafta cuma günleri saat 11.00’de medyascope’da yayınlanıyor.