Rapor bugün resmen açıklandı. Raporun basına sızan taslağında, Türkiye'nin Kopenhag siyasi kriterlerini tam olarak yerine getirmediği gerekçesiyle müzakere tarihi öngörülmedi.
"Dananın kuyruğu 12-13 Aralık'ta kopacak"
"Türkiye'de siyasi eksiklik ve aksaklık daha bir çok. Ancak, 3 Ağustos kararları da bu ülkenin birikimi ve mirası göz önünde bulundurulduğunda devrim niteliğinde. Raporda 3 Ağustos kararları yeterince değerlendirilmemiş."
"Avrupa Hareketi 2002" girişimi kurucularından, Galatasaray Üniversitesi öğretim görevlisi Cengiz Aktar, AB Komisyonu'nun Türkiye ile ilgili ilerleme raporunu bu sözlerle değerlendirdi.
Komisyon raporunun AB Konseyi'nin kararlarını yüzde yüz etkilemeyeceğine ve bu yılki raporun da beş yıldır düzenli olarak yayımlanan diğer raporlardan farklı olmadığına dikkat çeken Aktar, Kopenhag Zirvesi'ne kısa bir süre kaldığına dikkat çekti:
"Türkiye ile müzakereleri başlatma kararını alacak olan komisyon değil, konsey. Yani, 15 üye devletin hükümet ve devlet başkanları. Konsey komisyonun tavsiyelerini yüzde yüz uygular diye bir şey yok. Dananın kuyruğu 12-13 Aralık'ta Kopenhag'da kopacak."
"AB yandaşlarının işi çok"
AB üyelik sürecinin olumsuz etkilenmemesi için AB yandaşlarına önemli görevler düştüğünü vurgulayan Aktar'a göre, "yapılması gereken en önemli şey, Avrupa ülkelerindeki lobi faaliyetlerini yaygınlaştırmak ve AB adaylığını seçim kampanyası boyunca gündemde tutmak".
"Rapor, yeni bir şey söylemiyor"
Aktar'ın İlerleme Raporu, Türkiye'nin AB üyeliği ve 3 Kasım Genel Seçimleri süreciyle ilgili değerlendirmeleri şöyle:
* Bu, Türkiye ile ilgili beşinci rapor. 1988'den beri her yıl Türkiye için yayımlanıyor. Ve bir yıl boyunca Türkiye'nin diğer adaylar için de aynı şey geçerli adaylık vecibelerini ne kadar yerine getirdiği ve üyeliğe ne kadar yaklaştığının fotoğrafını çekiyor.
* Bu yılki rapor aslında diğer raporlardan pek farklı değil. Zira en can alıcı konuda yani Türkiye'nin adaylığının bir sonraki evresine ilişkin müspet bir tavsiyede bulunmuyor. Türkiye'nin Kopenhag siyasi kriterinde yetersiz olduğunu ve dolaylı olarak bu ülkeyle katılım müzakerelerinin başlamasının olanak dahilinde olmadığını söylüyor.
"12-13 Aralık önemli"
* Bu veriler ışığında, komisyonun bu değerlendirmesi hem doğru hem değil. Doğru, çünkü Türkiye'de siyasi eksiklik ve aksaklık daha bir çok. Ancak, 3 Ağustos kararları da bu ülkenin birikimi ve mirası göz önünde bulundurulduğunda devrim niteliğinde.
* Raporda 3 Ağustos kararları yeterince değerlendirilmemiş. İkincisi, Türkiye ile müzakereleri başlatma kararını alacak olan komisyon değil, konsey. Yani, 15 üye devletin hükümet ve devlet başkanları. Konsey komisyonun tavsiyelerini yüzde yüz uygular diye bir şey yok.
* Danimarka dönem başkanlığını bitirecek olan 12-13 Aralık'taki Kopenhag Zirvesi'nde dananın kuyruğu gerçekten kopacak.
Avrupa'da lobi faaliyetleri artmalı
* Bütün bunlar göz önünde bulundurulduğunda ve talebimizin haklı olduğunu var sayarsak, ivedilikle yapmamız gereken bir çok şey var.
* Birincisi dışarıda Avrupalı siyasilere ve özellikle Fransa, Almanya gibi ağırlıklı ülkelerin siyasilerine 3 Ağustos kararlarının önemini ve bunun çok güçlü bir siyasi irade ifadesi olduğunu anlatmak gerekiyor. Bunun karşılığında, Türkiye'nin hakkının diğer 12 aday gibi hazırlık süreciyle yani üyeliğe hazırlık süreciyle müzakere sürecini bir arada götürmesi olduğunu söylemeliyiz.
* Avrupa ülkelerindeki lobi faaliyetleri çok zayıf. Türk Sanayicileri ve İşadamları Derneği (TÜSİAD) ve İktisadi Kalkınma Vakfı (İKV) birtakım girişimlerde bulunuyor. "Avrupa Hareketi 2002"nin de bazı girişimleri var. Ayrıca, Kürt grupların da baskısı var. Onlar da Avrupa'ya 3 Ağustos'un önemini anlatmaya çalışıyorlar. Ancak, bütün bunlar yeterli değil. Daha aktif olmak gerekir.
* Ayrıca, içeride de geçen sonbahardan beri çıkan yasaların, anayasa değişikliklerinin ve uyum yasalarının uygulamasının harfiyen sürdüğünü denetlememiz ve bu ilerleme raporu sayesinde tekrar gündeme gelmiş bulunan Avrupa Birliği adaylığımızı mümkün olduğu kadar seçim kampanyası boyunca gündemde tutmamız gerekiyor.
* Ve üçüncüsü, ülkenin Avrupa Birliği (AB) istikbaline inanmış olanların üç kasımda oylarını ona göre atmaları gerekiyor. Bu rapor, AB karşıtlarının çok işine yaradı. Seçim, Avrupa karşıtları lehine şimdiden etkilendi. (BB)