Hükümetle Barış ve Demokrasi Partisi (BDP) temsilcilerinin görüşmesini değerlendiren Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkan Yardımcısı Haluk Koç, "Çözüm noktasında bulunan siyaset kurumunun sürece, terörün yönlendirmesi altında katkı yapması dikkatle izlenmeli" dedi.
Koç, bianet'e "PKK'nin zaman zaman eylemsizlik kararı alarak, kimi zaman eylemlerin yoğunluğunu artırarak dolaylı taleplerini siyaset kurumları aracılığıyla yansıtması ve terörü bir baskı aracı olarak kullanması kabul edilemez" şeklinde açıklama yaptı.
Görüşmeler, tüm siyasi aktörlerin katılımıyla gerçekleştirilmeli
"Terörün siyaseti yönlendirmesi, rehin alması süreci olumsuz etkiler. Ama iradenin, sabrın ve cesaretin de gösterilmesi gerekir. Demokratikleşme noktasında her türlü adımı atmak gerekir" diyen Koç, bütün siyasi aktörlerin katılacağı bir görüşme sürecine ihtiyaç duyulduğunu belirtti.
Koç, "Görüşmeler tek parti katılımıyla gerçekleştirilmemeli. Bütün siyasi aktörler sürece katılırken, o siyasi aktörlerin duyarlılıkları da dikkate alınmalı" diye de ekledi.
Hükümetin ve BDP temsilcilerinin kendilerine görüşmenin içeriği hakkında bilgilendirmediğine dikkat çeken Koç, "Önümüzdeki süreçte böyle bir ihtiyaç hissedip görüşmelere toplumsal bir boyut katmak isterlerse sanırım bizi de bilgilendirirler" diye konuştu.
CHP'nin sürece katkısı "Kürt raporu" olacak
bianet'in sorularını yanıtlayan Koç, CHP'nin sürece nasıl bir katkı sunacağına ilişkin sorumuzu ise, "bir Kürt raporu hazırlamakta olduklarını" söyleyerek yanıtladı:
"Bir Kürt raporu hazırlamak için çalışmalarımız sürüyor. Bölgeyi dolaşıp bölge insanını dinliyoruz. Altı ilde toplantılar gerçekleştirdik, kalan 14 ile de gidip rapor üzerindeki çalışmalarımızı sürdüreceğiz."
Koç, toplantılarda edindikleri izlenimleri ise toplantıların kapalı görüşmeler şeklinde gerçekleştirildiği gerekçesiyle açıklamak istemedi.
"Kürt sorunu Türkiye sorunudur" demişti
Koç, dün partisinin Merkez Yönetim Kurulu (MYK) toplantısının ardından gazetecilere yaptığı açıklamada, Kürt sorununun ulaştığı boyutlar bakımından bir "Türkiye sorunu" olduğunu belirtmiş, "Terörle şiddetin rehin aldığı bir siyasetle karşı karşıya kalırsak da o sürecin önünü arkasını Türkiye içinde, dışında çok iyi değerlendirmemiz gerekiyor" demişti. (BB/EÖ)