İnsan Hakları Derneği (İHD) Mardin Şubesi Başkanı Av. Hüseyin Cangir, 21 Kasım günü Kızıltepe, Turgut Özal Mahallesinde, "yasadışı örgüt üyelerine operasyon" gerekçesiyle, 12 yaşındaki Uğur Kaymaz ve babası Ahmet Kaymaz'ın güvenlik güçlerinin açtığı ateş sonucunda öldürülmesinin ardından ilçe halkının duygularını böyle anlattı.
Olaydan sonra İHD'nin yürüttüğü inceleme sonucunda, olayda yargısız infaz izlenimi edinildiğini açıklamıştı.
"İnsanların suçu ne olursa olsun, adil yargılanma ve savunma hakları vardır. Bu hakkı tanımak yerine ölüm cezasını sokakta, fiilen uygulamak bir insanlık suçudur" diyen İHD'nin bu görüşünü paylaşan Kızıldere halkından bir grup dün (Pazar) oturma eylemiyle olayı protesto etmek istedi.
Çoğunluğunu 5. sınıf öğrencisi Uğur Kaymaz'ın arkadaşları ile onların yakınlarının oluşturduğu yaklaşık 300 - 350 gösterici, önce Demokratik Halk Partisi (DEHAP) İl Başkanlığı önünde toplandı; sonra Hükümet Konağı önüne giderek oturma eylemini sürdürmek istedi; ancak göstericilere polis müdahale etti; çocuklar bu kez de coplandı.
Çocuklar da coplardan nasibini aldı
İHD Mardin Şubesi Başkanı Cangir, "Uğur Kaymaz ilköğretim çağında olduğu için, okul arkadaşları ve aileleri oturma eylemi yapmak istediler. Fakat eylemin başlaması ile bitmesi bir oldu. 11 - 12 yaşındaki çocuklar da polis coplarından nasiplerini aldılar" diyor.
Dünkü protesto eylemi nedeniyle çok büyük çapta güvenlik önlemleri alındığını anlatan Cangir, "İki dakika oturma eylemi ya oldu ya olmadı; polis müdahale etti" diyor ve olayı şöyle aktarıyor:
"Dokuz kişi gözaltına alındı. Bunlardan bir tanesi emniyette serbest bırakıldı, yaşı küçük olduğu için. İki kişi savcılık aşamasında serbest bırakıldı. 6 kişi tutuklanma talebiyle sorgu hakimine sevk edildi. Polise mukavemetten 3 kişi tutuklandı; 3 kişi serbest bırakıldı."
2911 sayılı Toplantı ve Gösteri Yasası'na aykırı hareket ettikleri gerekçesiyle gözaltına alınan ve tutuklananların, yalnızca demokratik haklarını kullandıklarını belirten Cangir, Uğur Kaymaz'ın öldürülmesi konusunda "Olayın Felluce'den farkı yok. Orada nasıl çocuklar öldürülüyorsa, bu da aynı" diyor.
Vali ve yetkililerden açıklama bekleniyor
Kızıltepe'de insanların "infial" içinde olduklarını söyleyen Cangir, "Özellikle Vali bir açıklama yapmadıkça eylemler devam edecek. Ölen insanlar sivil. İlçede 'yarın, bir gün güvenlik güçleri bizleri de öldürebilir ve bir gecede bizi de terörist ilan edebilir' duygusu hakim" diyor.
"Mardin Valisinin açıklamaları toplum vicdanını yaralamıştır" diyen Cangir, Vali Temel Koçaklar'ın açıklamalarının çelişkili olduğuna dikkat çekiyor:
"Vali birinci açıklamasında Uğur ve Ahmet Kaymaz'ın karşılıklı çatışma sonucu öldürüldüğünü, ikinci açıklamasında da 'dur' ihtarına uymadıkları için ateş açılarak öldürüldüklerini iddia etti. Dosya üzerinde 'gizlilik' kararı olduğu için operasyonun kimin tarafından yapıldığı tam açık değil. Ancak Jandarma ile polisin birlikte yürüttükleri anlaşılıyor."
Yaşam hakkının ihlali
21 Kasım 2004 günü saat 17.00 dolaylarında İHD Mardin Şubesine başvuruldu. Başvuruda Mardin'in Kızıltepe İlçesinin Turgut Özal Mahallesinde meydana gelen olayda 30 yaşındaki Ahmet Kaymaz ile 12 yaşındaki oğlu Uğur Kaymaz'ın güvenlik güçlerinin açtığı ateş sonucunda yaşamlarını yitirdiği, bunun yaşam hakkının ihlali olduğu belirtilerek yardım talebinde bulunuldu.
İHD olayı incelemek üzere bir heyet oluşturarak 23 Kasımda Kızıltepe'ye gitti ve incelemelerini rapor haline getirdi.
İHD Doğu-Güneydoğu Bölge Temsilcisi Mihdi Perinçek, İHD Mardin Şube Başkanı Av.Hüseyin Cangir, İHD Diyarbakır Şube Başkanı Av.Selahattin Demirtaş, İHD Diyarbakır Şube Yönetim Kurulu Üyesi Av.İrfan Eser ve İHD Mardin Şube Sekreteri Av.Erdal Kuzu'dan oluşan heyet adına, İHD Genel Merkezi, Kızıltepe'ye gitmeden bir gün önce; Mardin Valisi Temel Koçaklar, Kızıltepe Kaymakamı Engin Durmaz ve Kızıltepe Cumhuriyet Savcısı Özlem Pınar Haktanır Akkoç'tan randevu talep etti.
İHD, yalnızca Cumhuriyet Savcısı Özlem Pınar Haktanır Akkoç'tan olumlu cevap alabildi. Mardin Valisi Temel Koçaklar iş yoğunluğu nedeniyle heyete randevu vermezken, Kızıltepe Kaymakamı Engin Durmaz'ın ise Kızıltepe'de olmadığı belirtildi, heyetin tüm ısrarlarına karşın kendisine ulaşılamadı.
Heyet, ayrıca olayda yaşamını yitiren Ahmet Kaymaz'ın eşi ve Uğur'un annesi Makbule Kaymaz ve görgü tanıkları ile görüştü.
Makbule Kaymaz olayı anlattı
Öldürülen Ahmet Kaymaz'ın eşi ve Uğur'un annesi 30 yaşındaki Makbule Kaymaz, İHD heyetine olayı şöyle anlattı:
"Benim eşim Ahmet, kamyon şoförüdür. Kendimize ait kamyon(tanker) ile taşımacılık yapmaktadır. Oğlum Uğur ise 1992 doğumlu ve ilk okul 5. sınıf öğrencisidir. Zaman zaman babası ile birlikte seferlere gitmektedir. Olayın olduğu günün bir sonraki gününde eşim İskenderun'a yük almaya gidecekti. Bunun için sefer hazırlıkları yapıyordu. Olayın olduğu akşam saat 16.30 sularında yemek yemek için sofrayı sermiş yemekleri de sofraya bırakmıştık. Eşim de kamyona yerleştirmek üzere evde bulunan battaniye, yatak vb. eşyalarını oğlum Uğur ile birlikte alarak sokağa çıktı. Her ikisinin ayağında da terlik vardı. Eşyaları kamyona bırakıp gelecek ve yemek yiyeceklerdi. Kamyon, evimizin 40-45 metre kadar ilerisinde ana caddenin kenarında park halinde bulunmaktaydı.
Onlar sokağa çıktıktan bir müddet sonra silah sesleri duyduk. Bu sırada evde benim dışımda üç çocuğum ve kayın validem vardı. Silah sesleri üzerine biz korkarak aynı zamanda akrabamız olan yan komşunun avlusuna geçtik. Bu esnada ben oğlum Uğur'un kamyonun önünde diz çökertilmiş bir şekilde boynu yere eğik olarak oturtulduğunu gördüm (beyaz pantolonunu fark ettim). Daha sonra silah sesleri aralıklı olarak gelmeye devam etti. Bir müddet sonra polisler geldi ve evimize giderek arama yaptılar. Savcı gelerek bizi götürdü ve ifadelerimizi aldı. Daha sonra oğlum ve eşimin öldürülmüş olduğunu duydum."
13 kurşun
İHD'nin raporunda otopsi raporu özetlenerek, kurşunların çok yakın mesafeden atıldığına dikkat çekiliyor.
* Otopsi raporunun incelenmesinde; Uğur Kaymaz'ın sağ ve sol eline 4 adet, vücudunun sırt bölgesinden 9 adet olmak üzere toplam 13 adet merminin isabet ettiği, bunlardan dokuz tanesinin yakın mesafeden, (50 cm.'nin altında) yapılan atışlarla oluştuğu ve vücutta barut izlerinin olduğu; aynı şekilde Ahmet Kaymaz'ın uyluk ve sol eline 2 adet, göğüs kısmına 4 adet, sırt bölgesine 2 adet olmak üzere toplam 8 adet merminin isabet ettiği, bunlardan sekizinin de yakın mesafeden, (50 cm.'nin altında) yapılan atışlarla oluştuğu ve vücutta barut izlerinin olduğu tespit edilmiştir.
* Otopsi verilerine göre; atışların farklı yönlerden değil, maktullerin vücutlarına isabet eden ilk atışlar sonrasında, bedenlerinin aldığı yeni pozisyona göre aynı yönlü atış sonucu olma ihtimalinin yüksek olduğunu tespit etmiştir.
Talepler
İHD heyetinin raporunda olaya ilişkin bazı istemlerde bulunuldu:
* Olay sırasında daha fazla görgü tanığı olabileceği kuvvetle muhtemel olduğundan özellikle olayın geçtiği evlerde bulunan insanların can güvenlikleri sağlanarak ve bu temelde ikna edilerek tanıklık yapmaları sağlanmalıdır.
* Olayda silah kullanan ve operasyonu yöneten bütün güvenlik personeli zaman geçirilmeden açığa alınmalıdır.
* Söz konusu olayın tüm çıplaklığıyla ortaya çıkarılmasına fırsat tanımak ve sorumluların adil bir yargılanmaya tabi tutularak cezalandırılmalarını sağlamak açısından sorumlular hakkında mutlaka bir dava açılmalıdır.
* Yargılama süresince mağdur edilen ailenin can güvenliği sağlanmalı, mağduriyetleri tazmin edilmelidir.
Henüz resmi gelişme yok
İncelemeyi yapan İHD heyetinin başında olan Bölge Temsilcisi Mihdi Perinçek, Kızıldere Savcılığı'na yapılan suç duyurusunun ardından, Kızıldere Savcılığı'nın üç noktada soruşturma yaptığını söylüyor.
Resmi makamlar açısından olayda başka bir gelişme kaydedilmediğini söyleyen Perinçek, idari yetkililerin tutumunu şöyle özetliyor:
"Bugün bazı basın organlarında Vali'nin 'ilk açıklamaları arkadaşlar hazırladı ben de imzaladım, başka açıklama yapmayacağım' dediğine ilişkin haberler var."
Savcılığın, Ahmet Kaymaz'ın silahlı örgütle ilişkisinin araştırılması, eşi Makbule Kaymaz'ın ilişkisinin araştırılması ve bu olayda güvenlik güçlerinin silah kullanma yetkisinin aşılıp aşılmadığı konusunda soruşturma yaptığını anlatan Perinçek, "İnceleme sonucunda hazırlanacak fezleke Ağır Ceza Mahkemesi'ne, Kızıltepe'de olmadığı için büyük olasılıkla Mardin'e iletilecek. Fezleke olayla ilgili hukuki sürece ciddi anlamda yön vereceği için önemli" diyor.
Operasyonda Mardin ve Kızıltepe Emniyeti'nin koordineli şekilde çalıştığına ilişkin kendilerine imada bulunulduğunu aktaran Perinçek, Meclis'ten bir heyetin olayı inceleyeceği yolundaki haberler ilişkin "Bizim olaydan hemen sonra birçok olgu yerindeyken bir tespitimiz var. Bu açıdan bizim bilgimize başvurulmasında da fayda var. Ama şimdiye kadar Meclisten gelen heyetlerin bizimle görüşmesi çok nadirdir" diye konuşuyor.
Kamuoyu oluşmasını önlenme çabası
Perinçek, 12 yaşındaki bir çocuğun 13 kurşunla vurulmasının ardından, arkadaşları ve ailelerinin suçluların bulunması talebiyle oturma eylemi yapmak istedikleri sırada coplanmasını "Raporda da belirttiğimiz gibi, bu olay yaşam hakkının çok bariz ihlalidir ve tamamen hukuk dışıdır. Dünkü olay, bu hukuk dışı olaya karşı kamuoyu oluşmasını ve kamuoyu vicdanında faillerin mahkum olmasını önlemeye yönelik bir müdahaledir" diye değerlendiriyor.
Perinçek, "Bu çocukların göstermiş olduğu insani ve demokratik bir reflekstir, çok doğaldır; kendi arkadaşlarına sahip çıkmaya çalışmışlar" diyor ve ekliyor.
"İlk elden ulaştığım bilgilere göre göstericilerin yasaları ihlal ettiklerine dair bir bilgiye sahip değilim. Güvenlik güçleri ise gösterdiği yönelimle demokratik hakların kullanımını ihlal etmiştir." (YS/BB)