Fotoğraf: Ceza İnfaz Kurumları ile Tutukevleri İşyurtları Kurumu
Cezaevlerindeki işyurtlarında verilen ücret çok düşük olmasına rağmen, günlük en yüksek ücret olan 37 liraya ihtiyacı olduğunu söyleyen mahpuslar, karınlarını doyurmada dahi zorlandıklarını yazdı.
Üzerine bir de elektrik faturası ödemek, içme suyunu satın almak zorundalar.
“Koronadan önce yaşlı ve hasta annem ziyaretime geliyordu, 3 ayda bir 100-150 lira yatırıyordu. Başka da benim ilgilenenim, maddi durumum, imkanım da yok. Cezaevinden tahliye olan arkadaşlarım senede bir, Ramazan’da toplanıp az da olsa maddi yardımda bulunuyor, seneyi öyle geçirmeye çalışıyorum. Geldiğim L Tipi cezaevinde sağolsun arkadaşlar giysi konusunda yardımcı oluyorlardı fakat S Tipi sisteminde hiçbir mahkumla alışveriş imkanımız da olmuyor.
“Ve bir de her ay elektrik parası ödememiz gerekiyor! Çay yapmak için kullandığım ketıl, idarenin verdiği televizyonun elektrik ücreti beni zorluyor, psikolojik olarak yıpratıyor. Diğer ihtiyaçlarım çay, şeker, temizlik malzemesi, çamaşır, giysi konusunda çaresiz kalıyorum.”
Antalya (Döşemealtı) S Tipi Yüksek Güvenlikli Kapalı Ceza İnfaz Kurumu’nda tutulan adli suçlamadan ağırlaştırılmış müebbet hapse mahkum bir mahpus, durumunu böyle anlattı.
Ceza İnfaz Sisteminde Sivil Toplum Derneği’ne (CİSST) yazan mahkum, yalnız değil.
“İyi halli bir mahkumum…”
Diyarbakır 2 Nolu Yüksek Güvenlikli Kapalı Ceza İnfaz Kurumu’ndan derneğe yazan başka bir mahkum da ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası kesinleşmeden önce cezaevindeki işyurtlarında çalışabildiğini, cezası kesinleşince çalışmasına izin verilmediğini aktardı:
“Haftada bir kitap okuyorum, eşim memur, 16, 12 ve 9 yaşlarında üç kızım var. Eşim her zaman maddi manevi destek olmuştur, her zaman görüşüme geliyor. Kaldığım kurumlarda çeşitli ödüller aldım, iyi halli bir mahkumum. Dosyamı Anayasa Mahkemesi reddetti, [Avrupa] İnsan Hakları Mahkemesine başvuracağım. Cezam kesinleşmeden önce kurumda ambar birimi, kantin, kütüphanede ücret karşılığında çalıştım. Ama cezam kesinleşince kurumun herhangi bir biriminde çalışamayacağımı anladım.”
CİSST Hapiste Ağırlaştırılmış Müebbet Tematik Alan Temsilcisi Zelal Avcı bianet’e yaptığı açıklamada, bu uygulamanın yasal dayanağının tartışmalı olduğunu anlattı:
“İnfaz rejiminin belirlendiği 25. maddede, ağırlaştırılmış müebbet hükümlüsü mahpusların kurum dışında çalıştırılamayacakları belirtiliyor, kurum bünyesindeki iş kollarında çalıştırılmaları konusu ise düzenlenmiyor. Ağırlaştırılmış müebbet hükümlülerinin kurum içinde çalıştırılmasına yönelik tespit edebildiğimiz tek düzenleme Gözlem ve Sınıflandırma Merkezleri Yönetmeliği’nde. Yönetmeliğin 13. maddesinde, gözlem süresince ağırlaştırılmış müebbet dışındaki mahpusların çalışabileceği ibaresi yer alıyor. Ancak hükümlülerin gözlemi 60 günlük bir süre ile sınırlıdır ve bu düzenleme de ağırlaştırılmış müebbet hükümlüsü mahpusların neden çalıştırılmadığını açıklamıyor.”
Mahpuslara ne kadar ücret ödeniyor?
“Usta” statüsündeki mahpusa günlük 37, kalfaya 33, çıraklara 30, stajyere de 25 lira ödeniyor. Fazla çalışma, yani mesai ücreti de 3 lira.
Son 12 yıllık ücret tablosunun büyük halini görmek için fotoğrafın üzerine tıklayabilirsiniz.
“İçerisi her zaman dışarıdan daha pahalı”
Sincan 2 Nolu Yüksek Güvenliikli Kapalı Ceza İnfaz Kurumunda bulunan siyasi suçtan ağırlaştırılmış müebbet hükümlüsü olan başka bir mahpus, elektrik faturalarına sürekli zam geldiğini, kantin fiyatlarının yüksek olduğunu ve sürekli zamlandığını, yemek porsiyonlarında küçülmeye gidildiğini, PTT ücretlerinin yüksek olduğunu, ailelerin gönderdiği eşya ve kargoların benzeri kantinde satıldığı için verilmediğini yazdı.
“Elektrik faturasında tarifeye her ay zam geliyor. Mahkumun geliri ne? Normalde ücretsiz olması gerekirken bir de en yüksek tarifeden fatura çıkıyor. Kantin fiyatları da her ay yukarı doğru ‘güncelleniyor’. Diş macunu 50 liraya dayandı, sabun 30’larda seyrediyor. Diş fırçası da hakeza. Zeytinyağı 70’lerde. 3-4 ay içinde hemen hemen her şey 2-3 kat arttı. 5 litrelik içme suyu 6 lira, çeşmedeki su sağlıklı değil. Temel ihtiyaçlarımız için talepler oldu ama değişen bir şey olmadı. Dışarıda da ciddi bir kriz var, gazeteler yazıyor. Ama bilin ki, içerisi her zaman dışarıdan daha pahalı. Kış bitti, bahar bitti hiç sebze-meyve alamadım. Alınacak gibi değil ki… Yemeklerde de sorun var, porsiyonlar çok küçük. Açlık sınırında yaşamaya çalışıyoruz. Bunun için de dilekçe verdik ama durum değişmedi. Aksine porsiyon daha da azaldı. Tabağın dibine 3-4 kaşık yemek konuyor desem abartmış olmam.”
Zelal Avcı, mahpuslara verilen iaşe bedelinin artırılması, ek gıda sağlanması ve porsiyonların düzeltilmesi gerektiğini ifade etti.
Elektrikli aletleri de kendileri satın alıyor |
Mahpuslar hücrelerdeki priz kullanımını, yani TV, buzdolabı, semaver ve kettle gibi aletlerin kullanım ücretlerini kendileri ödüyor. Sadece aydınlatma kuruma ait. Hapishanede ped, kağıt, kalem, bardak, sabun, şampuan, iç çamaşırı, temizlik malzemesi gibi kişisel ihtiyaçlarını ve günlük yemek dışında yemek istedikleri gıdaları da hapishane kantininden ücretiyle alabiliyorlar. Mektup yollamak için PTT ücreti veriyorlar. Kişisel hesaplarına dışarıdan (aile, yakınlar vs) yatırılan paraların karşılığı olarak kendilerine harcamalarda kullanılmak üzere hesap kartı veriliyor. Harcamalarını bu hesap kartıyla yapıyorlar. Hücrelerinde kullandıkları televizyon, buzdolabı, semaver, şifonyer, kettle, radyo gibi ihtiyaçlarını da yine ücretini ödeyerek satın alıyorlar. |
(AS)