Gazeteci-yazar Merdan Yanardağ, 3 Kasım seçimlerinde Elazığ'dan bağımsız milletvekili seçilerek Meclis'e giren Mehmet Ağar'ın, geçtiğimiz hafta sonu yapılan Genel Kurul toplantısında Doğru Yol Partisi'nin (DYP) genel başkanlığına seçilmesini böyle değerlendirdi.
Bianet'in sorularını yanıtlayan Yanardağ, Mehmet Ağar'ın genel başkanlık görevine getirilmesiyle DYP'nin "Merkez Sağ'ın birleştirici partisi" olma şansını yitirdiğini söyledi.
Yanardağ'ın Ağar'ın genel başkan seçilmesinin Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP) ile Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) üzerindeki etkisini, dokunulmazlık tartışmalarını ve DYP ile ilgili beklentilerini açıkladı.
Kirli savaş kadrolarının direniş partisi
Mehmet Ağar'ın genel başkanlığa seçilmesiyle açığa çıkan DYP'deki dönüşüm neyin sembolü? Ağar neyi simgeliyor, DYP'nin başına gelmesi nasıl yorumlanabilir?
Ağar'ın DYP'nin Genel Başkanı olmasının anlamı, DYP'nin Türkiye'de "92 konsepti" olarak bilinen ve Türkiye'deki kirli savaşı örgütleyip yürüten kadroların bir direniş hattı haline gelmesidir.
DYP'nin, Kürt sorunun silahlı çatışma boyutunun ortadan kalması üzerine 1998'den itibaren devletten, polis örgütünden ve ordudan tasfiye edilen kirli savaş kadrolarının direniş partisi haline geldiği görülüyor.
Bütün Olağanüstü Hal (OHAL) Bölge valileri, dönemin emniyet genel müdürleri, asayiş bölge komutanları DYP yönetiminde, Mehmet Ağar'ın ekibindeler.
AKP'nin şansı arttı
Mehmet Ağar'ın DYP Genel Başkanlığı'na seçilmesi, Merkez Sağ tartışmalarını nasıl etkileyecek? DYP Merkez Sağ'ı birleştirebilecek mi?
DYP kongresi, DYP'nin merkez sağın birleşik partisi olma ihtimalini ortadan kaldırdı. DYP, merkez sağda birliğin sağlanabileceği parti olma şansını kaybetti.
Ağar'ın DYP genel başkanı olmasıyla birlikte, Adalet ve Kalkınma Partisi'nin (AKP) merkez sağda oluşan boşluğu doldurma olasılığı güçlendi.
Anavatan Partisi (ANAP) ise zaten giderek bir yolsuzluk partisine dönüşüyordu. Bir önceki dönemdeki yolsuzluk ekonomisinin simgesi, sembolü, taşıyıcı gücü olarak görülen ANAP'ta merkez sağın birleşme ihtimali yok gibi.
Son tahlilde, " Ağar'ın DYP yönetimine gelmesi, AKP'nin şansını artırdı" diye düşünülebilir.
Ağar, savaş suçlularının, yer altı ekonomisinin, kara para ekonomisinin temsilcisidir. DYP de giderek böyle bir parti hüviyeti kazanmıştır. Zaten 1992'den itibaren bu eğilim DYP'de güçlenerek gelişmişti. Ağar'la birlikte zirveye ulaştı; DYP, mafya ve savaş suçlularının partisi haline geldi.
MHP tabanı değil, kriminal ülkücülük
Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) 3 Kasım seçimlerinden yenilgiyle çıktı. Seçim öncesi süreçte, Genç Parti (GP) MHP tabanını olumsuz etkiledi. DYP'de Ağar'ın liderliği MHP'yi nasıl etkiler?
Temel olarak zorlamaz. Ancak, kriminal ülkücülük diyebileceğimiz ülkücü mafya çetelerinin, suça eğilimli çeşitli ülkücü grup ve çevrelerin DYP'ye kayması beklenebilir. Ağar'ın liderliği MHP tabanını ancak bir ölçüde etkileyebilir.
"Ağar bir kanun kaçağı"
Mehmet Ağar'ın DYP genel başkanlığına gelmesi ve dokunulmazlık tartışmaları DYP'yi sistemle çatışır hale getirebilir mi?
Ağar zaten bir kanun kaçağı, savcılık tarafından aranan ancak dokunulmazlığı nedeniyle yargılanamayan bir isim. Hukuki statüsü bu. Ağar'la birlikte yargılanan suç ortakları altışar yıl hapis cezasına mahkum oldu.
Dokunulmazlık tartışmaları yükselse de, DYP'nin Cumhuriyetin kurucu ilkeleriyle çatışacağını, sistem dışına çekileceğini sanmıyorum.
DYP'nin yeni yönetimine baktığımızda, bir önceki dönemin miadı dolmuş kadrolarından oluştuğunu görüyoruz.
Bu isimler, kendilerini bir dönem devletle özdeşleştirmiş, kendisini paralel bir hukuka tabi gören, paralel devletin iç savaş aygıtının kadroları olarak tanımlanabilir.
Sistemin artık ihtiyaç duymadığı bu isimler, devleti koruyup kolladıkları halde kendilerine haksızlık edildiğine inanıyor, devlet mağduru olduklarını düşünüyor.
Bu kişiler sistemle bazı uyumsuzluklar yaşayabilir ancak bunu doğrudan bir çatışma ya da sistem dışına çekilme yerine "doku uyuşmazlığı" ile tanımlamak daha doğru olur.
"İstanbul eliti ve burjuvazi itibar etmez"
DYP ve merkez sağ tabanı bu oluşumu nasıl değerlendirecek?
Ağar'ın listesine baktığımızda, bu profili değiştirmeye çalıştığını görüyoruz. Listeye aldığı isimlere bakıldığında, geniş bir profili gözetmek istediği görülüyor. İlhan Kesici'nin, Mehmet Ali Bayar'ın listelerinden isimlere yer vermiş. Bir Alevi, bir Kürt kökenli politikacıyı da listesine almış. Bütün bunlar bu kaygının işareti olarak yorumlanabilir.
Ancak, listedeki isimler değil, Ağar'ın kişiliğinde temsil edilen anlayış esas alınmalıdır. Bu anlayış, devlet mağdurları olduğunu düşünen savaş kadrosudur, yer altı ekonomisinin temsilcileridir. Mafya ile iç içe geçmiş bir ekiptir. Ağar'ın uyuşturucu kaçakçılarına yeşil pasaport verdiği, bu kişileri emniyette uzman olarak gösteren belgelere imza attığı kanıtlandı.
Türkiye elitinin ve İstanbul burjuvazisinin DYP'ye yatırım yapacağını zannetmiyorum. Merkez sağdaki arayış devam edecektir.(BB/NK)