1980 öncesi gazeteciliğe başlayan üstelik döneme oranla nispeten olumlu/verimli bir ekol sayılması gereken Cumhuriyet gazetesinin rahle-i tedrisatından geçen Otan, bir süre iletişim fakültesinde ders verdi, ardından bir belediyede basın/halkla ilişkiler görevlisi olarak çalıştı, yazılarını da 4. Kuvvet Medya, Sansürsüz ve Önce Ekmek gibi İnternet sitelerinde sürdürüyor. Şimdilerde "aktif bir inzivaya" çekilmiş durumda.
Her biri 2-4 sayfa uzunluktaki yazıları (Tür olarak fıkra, makale, deneme, değini, not-izlenim karışımı) gazeteci üslubuyla kıvrak, kolay okunur türde. Otan mesleğini seven ama mesleğin bugünkü durumundan hüzün duyanlardan. Tanıklıklarını, duyup okuduklarını eleştirel bir süzgeçten geçirip bir yandan okura aktarıyor bir yandan da yorumluyor.
Kırgınlığına ve kızgınlığına rağmen bir Egeli meltem havası var kaleminde. Çok saldırgan değil ama bugünkü egemen medyanın yumuşak karnına, Aşil topuğuna değen yazılar. (Sendika, eskiyi diriltmekle sorun çözemese bile herhalde hâlâ en önemli konulardan biri, iş takipçiliği de medya-siyaset-ticaret piramidinin önemli bir taşı, iki yüzlülükler işin cabası).
Gazeteciliğin yozlaştırılmasının, haberciliğin habercilik dışı amaçlara alet edilmesinin onlarca örneğini veriyor kıdemli gazeteci. Medya alanına girince, bu gayri memnun ve sorgulayıcı yaklaşım, kaçınılmaz olarak bir medya eleştirmenini sahneye çıkarıyor.
Otan, egemen medyanın olumsuzluklarını ve aksaklıklarını teşhir etmekle yetinmeyip Birgün gazetesi ile Cumhuriyet'i de merceğin altına alıyor. Egemen medyanın mağdurlarının çıkmazdaki durumunu da, kimseyi aşağılamadan, ama apaçık kınayarak sergiliyor.
Otan belli ki sıkı bir gazete okuru.(Ne sabır!). Mesleki birikimin verdiği perspektifle, galiba çoğu zaman sıcağı sıcağına, okuduğunu değerlendirmiş, olayı tahlil etmiş, tepkisini vermiş. Yazı ya da görüşleriyle Umur Talu'dan Hıncal Uluç'a, Fatih Altaylı'dan Zeynep Oral'a, Dinç Bilgin'den Engin Ardıç'a, Uğur Dündar'dan M.Ali Erbil'e, Nihat Genç'ten Murat Belge'ye çok sayıda medyatik şahsiyet geçit yapıyor yazılarda. İliştirilmiş gazetecilik (Embedded) meselesinden mesleki örgütlenmeye, Cumhuriyet'ten muhabirliğe yüzbir konuya değiyor Otan. Daha önce yayınlanmış Komedya ve Babıtelli kitaplarındaki formatı muhafaza etmiş.
Otan'ın kitabı da gösteriyor ki, Türkiye nüfusunun büyük bir kısmı artık bu egemen medyadan, bu apoletli medyadan, bu şarlatan üstelik de beceriksiz, kalitesiz medyadan gayrı memnun. Okulda, işte, kahvede sokakta medyadan yakınan insanların sayısı her geçen gün artıyor. Otan, bir medya profesyoneli olarak, bu şikayetlerin altyapısını, gerekçelerini, öyle derin, akademik bir inceleme şeklinde değil ama, popüler bir tarzda üstelik somut örneklerle sıralıyor.
Popüler bir medya eleştiri yaklaşımı benimsemiş.
Otan'ın bundan sonraki çalışmalarında, kırgınlığı ve kızgınlığı pozitif bir güce dönüştürmek amacıyla, yıkılması gereken yapı ve anlayışları artık yeteri derecede deştiğini tahmin ettiğim için bir kenara bırakmasını, geleceğin medyası, alternatifler ve mümkün olan başka bir medya üzerinde durmasını beklerim. Mücadeleciliği de zaten bunu gerektirir...(RD/KÖ)