CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, partisinin TBMM Grup Toplantısı'nda konuştu.
Kılıçdaroğlu, "Vatandaşlarımın zor durumda olduğunu biliyorum. Neden sesiniz daha gür çıkmıyor diye sitem ettiklerini de biliyorum. Biz sesimizi çıkaracağız ama 25 milyonu artırmak şartıyla" diyerek sözlerine başladı.
"Tarihin bize yüklediği bir sorumluluk var" diyen Kılıçdaroğlu, vatandaşların, "Biz size çok güzel bir Türkiye armağan edeceğiz" diye yola çıkıp 'soykırım ekonomisi' uygulayan siyasal iktidara ders vermesi gerektiğini ifade etti.
"Cezaevlerimiz tıka basa dolu"
Kılıçdaroğlu sözlerini şöyle sürdürdü:
"Biz, partimizin geleneği, kim dara düşerse onun kimliğini, inancını, görüşünü sorgulamadan onların yanında oluruz. CHP'nin asla ötekileştirme diye kavramı yok.
Cezaevlerimiz tıka basa dolu. Siyasi gücü olanlar adamını bulup çıkıyorlar. Gazeteci yazdıktan sonra yeniden cezaevine koyuyorlar.
Milletvekili Can Atalay hala içeride. Merdan Yanardağ içeride. Mahkûmiyet kararı yok hakkında ama içeride. RTÜK, TELE1'e ceza yağdırdı.
Bunlar, antidemokratik ülkede karşılaştığımız olaylardır. Bizi yıldırmayacak. Bu ülkeye demokrasiyi getirmek için mücadelemizi sürdüreceğiz."
"Erdoğan birdenbire 180 derece döndü"
Türkiye'nin İsveç'in NATO'ya üyeliğine yeşil ışık yakmasına değinen Kılıçdaroğlu, AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın sözlerinin aksine hareket ettiğini belirtti:
"İsveç, terör örgütü mensuplarını koruduğu, ülkesinde tuttuğu için 'Biz NATO'ya üyeliğini kabul etmiyoruz' dediler. 'Asla üye olamazlar' diye açık ve net ifadeler kullanıldı.
İsveç, geri adım atmadı. Bizim kutsal kitabımız Kuran'ı yaktılar. Ona da iktidar kanadı yeterince tepki göstermedi.
[ABD Başkanı] Biden telefon etti Erdoğan'a. Erdoğan birden bire 180 derece döndü, 'İsveç'in NATO'ya girişine evet diyeceğiz, Meclis'e getireceğiz' dedi. Bir devlet böyle yönetilir mi?
Kardeşim, bunlar teröristleri serbest bıraktı mı? Senin dediklerini yaptılar mı? Teröristleri hala koruyorlar mı? Dün hayır diyordun bugün neden evet dedin?
'Bize AB'de destek verecek' diyor. Dünyadan haberi yok. Orası NATO kardeşim, AB değil. AB ayrı NATO ayrı. AB'deki toplantıya seni davet ediyorlar mı? Yalan üzerine politika... Bu kabul edilemez."
"AB'nin yolu Kavala'dan, Demirtaş'tan geçiyor"
"AB'nin demokratik standartlarını yerine getirmezseniz sizi AB'ye almazlar" diyen Kılıçdaroğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Kendi ülkene demokrasiyi getiriyor musun? Demokrasinin, AB'nin yolu, Can Atalay, Osman Kavala, Merdan Yanardağ, Hakan Altınay, Mücella Yapıcı, bunlardan geçiyor. Bunları serbest bırakacak mısın?
Yine AB'nin yolu Demirtaş'tan, Emine Şenyaşar'dan geçiyor. Bunları yapacağına söz verdin mi?
AB'nin yolu Diyarbakır'da tutuklu gazetecilerden, Cumartesi Anneleri'nden geçiyor. Diyarbakır Anneleri neyse, Cumartesi Anneleri de odur. Bütün annelerin başımın üstünde yeri vardır.
Memleketi cehenneme döndürüyorsun, telefon geliyor koşa koşa gidiyorsun. Nass diyorsun, bütün söylediklerini inkâr ediyorsun. Sonra İsveç'in NATO üyeliğini kabul ediyorsun. Meclis'te ne diyecekler merak ediyorum."
"Devlet gırtlağına kadar borçlu"
Kılıçdaroğlu, devletin 'gırtlağına kadar' borçlu olduğunu belirterek, "Dünyanın parasını alıyorsunuz, Türkiye'yi borç batağına sürüklüyorsunuz, Düyûn-ı Umûmiye kabinesi kuruyorsunuz sonra. Şimdi satacak bir şey kalmadı. THY var, Turkcell var, bunları pazarlamaya çalışıyorlar" dedi.
"Erdoğan uluslararası tefecilere teslim oldu ve faizi artırdı. Arkası gelecek" diyen Kılıçdaroğlu, yerel seçimlerden sonra faizlerin pik yapacağını söyledi.
Kılıçdaroğlu şunları kaydetti:
"85 milyonu bir avuç çeteye hizmet eder hale getirdiler. Zamlar her yerden yağmaya başladı. Her şeye zam geldi. Vatandaşlar neden sesiniz çıkmıyor diye bağırıyor. Asıl sizin sesinizin çıkması lazım.
Bu programın bir başka özelliği, yağmur gibi vergiler de gelecek. Bir yerden zam bir yerden vergi geldi. Vergilerin anayasaya uygun ve aykırı olmasına artık bakmıyorlar.
Nasılsa benim parlamentoda kurşun askerlerim var, biz Cumhur İttifakıyız, milleti atın bir köşeye, biz artık uluslararası sermayeye çalışacağız diyorlar.
Deprem dolayısıyla bu vergileri alıyoruz diyorlar. Sen 'Türkiye Tek Yürek' kampanyasını açıp para topladın mı? Niye parayı vermeyenlerin adını açıklamıyorsun? Ondan niye vergisini almıyorsun? Devlet neden gereğini yapmıyor?"
"Soykırım ekonomisinin hamisi Erdoğan'dır"
"Döviz kurundaki 1 liralık artışın devlete yükü 145,5 milyar lira. O yüzden Türkiye ekonomik olarak teslim alınmış vaziyette. Bu parayı 85 milyon ödüyor, bir avuç kişi hariç" diyen Kılıçdaroğlu, Erdoğan'ı 'soykırım ekonomisinin baş aktörü ve hamisi' olarak nitelendirdi.
Kılıçdaroğu, "Ekonomik soykırım programı kimin işine yarıyor?" diye sordu ve şunları sıraladı:
- Erdoğan'dan dolarla ihale alanlar, biz bunlara beşli çete diyoruz. Hepsi kâr ediyor.
- Dolarla gelir garantisi verilenler.
- Dolarla devlete borç para verenler. Biz buna ilk günah diyorduk. Kendi ülkesinin parasını göz ardı edip başka ülke parasıyla borç almak...
- KKM sahipleri... Bunlara ayrıca vergi avantajı da sağlamış durumda.
- Yurt dışından borç alıp, borca devlet hazinesini garanti gösterenler.
(VC)