"Türkiye'nin Kıbrıs Cumhuriyeti'ni fiilen ve dolaylı olarak hukuken tanıması gündeme getiriliyor" diyen AB Genişleme Uzmanı Cengiz Aktar, taslak metinde yer alan ifadenin, "Rumların baskısı doğrultusunda" gündeme getirildiği görüşünde.
Ancak Aktar, bu kararın Meclis'ten çıkmadığını hatırlatıyor ve "bu koşulu bertaraf etmek için Türkiye'nin elinde önemli kozlar bulunduğunu" savunuyor.
Aktar, Fransa'da AB'nin Türkiye ile müzakerelere başlamasına yönelik itirazlarıyla gündeme gelen Nicolas Sarkozy'nin iktidardaki Halk Hareketi Birliği'nin (UMP) liderliğine seçilmesini ve Türkiye'ye karşı tutumunu yinelemesini de, "Sarkozy aslında Türkiye'ye değil, Avrupa'ya karşı" diye değerlendiriyor.
"İfade, Rum tarafının temennisi"
Aktar'ın sonuç bildirgesinin taslak metnine ve Sarkozy'nin Türkiye'ye ilişkin tutumuna dair görüşleri, şöyle:
* Hollanda Dönem Başkanlığı'nın dün basına sızdırdığı taslak metnin 19. paragrafında, adı verilmeden, "Kıbrıs Cumhuriyeti'nin fiilen ve dolaylı olarak hukuken tanınması" gündeme getiriliyor.
* Kıbrıs, AB üyesi olduğunda Ankara Anlaşması'nı ve dolayısıyla Gümrük Birliği'ni, topluluk müktesebatı olarak kabul etti. Ancak diğer akit taraf olan Türkiye Cumhuriyeti, Ankara Anlaşması çerçevesinde Kıbrıs'ı tanımadı.
* 19. paragrafta, parantez içinde "Türkiye'nin tanıma konusundaki kararı" yazıyor. Bu parantezin, Rum tarafının temennisi ve baskısı olduğunu düşünüyorum. Halbuki böyle bir karar Meclis'ten çıkmadı ve muhtemelen 17 Aralık'a dek de çıkmayacak.
* Annan Planı'na kuzeyde verilen "evet" oyu ve 259 milyon Euro'luk kuzeye destek paketinin Rumların girişimiyle 17 Aralık sonrasına bırakılması, bu koşulu bertaraf etmek için Türkiye'nin elindeki gerekçe ve kozlar.
* Diğer ülkelerden gelen mesajlar da, Türkiye'nin Kıbrıs'ı tanımasının müzakereleri başlatmak için koşul olmadığı yönünde. Ancak herşeye rağmen Türkiye'nin, bunun diğer koşullara eklenerek aşılmaz bir engele dönüşmesini önlemesi gerekiyor.
"Sarkozy, aslında Avrupa'ya karşı"
* Sarkozy, aslında Türkiye'ye değil, Avrupa'ya karşı bir adam. Sarkozy'nin Türkiye konusundaki tavrını, kendisine siyaseten çok yakın olan devlet bakanı, ASALA'nın eski avukatı Patrick Deveciyan belirliyor.
* Sarkozy, Türkiye'nin AB üyeliğine karşı olduğunu hep söylüyordu. Ama ilk defa iki gün evvel partinin başına geçmesi münasebetiyle yaptığı söylevde, açık açık Türkiye'yi AB ile bağlantılı, ama AB ile bütünleşmeyecek bir ülke olarak görmek istediğini söyledi.
* Bu manevra, Türkiye'nin AB üyeliğini destekleyen rakibi Chirac'ın elini hayli zayıflatabilir. O yüzden Frnasızlar, bugün, dün Hollanda Dönem Başkanlığı'nın sızdırdığı metnin 22. paragrafına "ayrıcalıklı ortaklık" formülünü sokuşturmaya çalışıyor. (CA/BB)