Haberin İngilizcesi / Kürtçesi için tıklayın
İnsan Hakları Derneği (İHD) Eş Genel Başkanı, avukat Eren Keskin, bianet’e “Yargı Reformu Stratejisi”ni değerlendirdi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın açıkladığı belgeyi ilk duyduğunda, “kendisini harikalar diyarında hissettiğini” söyleyen Keskin, açıklanan uygulamaların zaten halihazırda Türkiye’nin imzaladığı uluslararası sözleşmeler uyarınca yapılmış olması gerektiğini ifade etti, “Umarım olumlu değişiklikler olur” dedi.
TIKLAYIN - 2 Perspektif, 9 Maddede "Yargı Reformu Stratejisi"
“Devletin bir kanadı tarafından servis ediliyor”
Keskin, Erdoğan’ın “Sistematik işkence veya kötü muamele iddiaları ifadeleri artık geride kalmıştır” sözlerini de şöyle yorumladı:
“İşkenceye sıfır tolerans sözünü yıllar önce söylediler ama bugün işkence uygulamalarıyla karşı karşıyayız. Daha bugün, 5 aylık hamileyken çırılçıplak otur-kalk işkencesine tabi tutulmuş olan tutuklu bir kadınla görüştük.
Sosyal medyada işkenceyle ilgili paylaşım yapan sayfalar olduğunu belirten Keskin,
“Açıkça işkence anlarını fotoğraflarını, video görüntülerini yayınlıyorlar. Bu görüntüler belli ki devletin bir kanadı tarafından servis ediliyor. Şiddetin bu kadar meşrulaştırıldığı bir dönem yaşamadım.
Eren Keskin, Mardin’in Derik ilçesinde 13 köylünün öldürülmesinden yargılanıp beraat eden Ankara Jandarma Bölge Komutanı Tümgeneral Musa Çitil’in hakkındaki 90’lı yıllardan kadınlara cinsel işkence iddialarını hatırlatarak, aynı kişinin Diyarbakır, Sur’daki operasyonda komutan olarak görev aldığını hatırlattı.
“Söyledikleri, yaşananların tam tersi”
Erdoğan’ın ifade özgürlüğü ve adil yargılanma hakkı üzerine açıklamalarıyla ilgili de konuştuğumuz Keskin, “İfade özgürlüğü ve tutuklama konusunda söyledikleri, yaşananların tam tersi.
“90’larda da ifade özgürlüğümüz çok fazla ihlal edilmişti ama tutuklamaların böyle fütursuzca yaşandığı başka bir süreç olmadı. İnsanlar daha ifade vermeye giderken tutuklanıyor…
“30 yıldır insan hakları mücadelesi içerisindeyim, insanların hiçbir öngörüde bulunamadıkları, kendilerini bu kadar özgürlüğü kısıtlanmış hissettikleri başka bir dönem daha yaşamadık.”
“Hapse 6 ay sonra değil 1 yıl sonra gireceğiz”
Belgede ayrıca, cezası beş yılın altında olanlarla ilgili Yargıtay yolunun açılacağını söyleyen Erdoğan, “ifade özgürlüğüne ilişkin kararların istinaf aşamasından sonra bir de Yargıtay tarafından incelenmesini sağlayacağız” dedi.
Bunun Özgür Gündem yargılamaları, Barış Akademisyenleri ve Cumhuriyet davaları gibi süreçlere etkisi olup olmayacağını sorduğumuz Keskin ise bunun süreci uzatmaktan başka bir şey olmadığını ifade etti:
“Türkiye, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinde sürekli ifade özgürlüğü davalarından mahkum oluyor. Demek ki TMK’daki yasalardaki terör tanımlarında sorun var. Yasaları değiştirerek bu tanımları Avrupa’yla uyumlu hale getirmek yerine sürece bir ekleme yaparak zamanı uzatmış oluyorlar. Hapse 6 ay sonra değil 1 yıl sonra gireceğiz…”
Wikipedia gibi internet sitelerinin tamamen engellenmesine dair düzenlemeye ilişkin de “Muhalif düşüncelerin yayılmasını engellemek Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesine göre ihlaldir. Türkiye’nin iç hukukunu buna göre düzenlemesi gerekir” diye konuştu.
“Hakimin, savcının kapısı avukatlara kilitli”
Eren Keskin, yargı mensuplarının performans değerlendirmesine tabi tutulmasını da şöyle değerlendirdi:
“Performansın değerlendirilmesi için hakim veya savcının özgür bağımsız olması gerekiyor. Büyük baskı altındalar, her an görevden alınma tehlikesi ile karşı karşıyalar. Kendi performanslarını gösteremiyorlar ki zaten…”
Keskin ayrıca, savunma hakkını kullanamadıklarını da hatırlatarak, “Biz avukatlar, yargının bir tarafı olarak artık hakimin, savcının odasına bilgi almak için giremiyoruz. Kapıları kilitli” dedi. (AS)