* Fotoğraf: americansecurityproject.org
Enerji Ekonomisi ve Mali Analiz Enstitüsü (Energy Economics and Financial Analysis, IEEFA) eylül ayı raporunda karbon yakalama teknolojilerinin, iklim krizinin çözümü konusunda düşük performans gösterdiğini ama buna rağmen sanayi ve enerji kuruluşlarının karbon yakalama projelerini terk etmediğinin altını çizdi.
Raporda öne çıkan bulgular şöyle:
- Başarısız olan ve düşük performans gösteren projelerin sayısı başarılı olanlardan çok daha fazla.
- Başarılı karbon yakalama, kullanma ve depolama (CCUS) projeleri, esas olarak fosil yakıt endüstrisine hizmet eden ve daha fazla emisyona yol açan doğal gaz işleme sektöründe yer alıyor.
- Yakalanan karbon, çoğunlukla gelişmiş petrol geri kazanımı için kullanılıyor; petrol basıncını artırmak ve daha fazla yer altından petrol çıkarmaya izin vermek için karbondioksit yeraltına pompalanıyor. Bu süreç petrol üretiminin artırılmasına neden oluyor ve daha fazla emisyon üretiyor.
- Fosil yakıtlı enerji santrallerinin ömrünü uzatmak için karbon yakalamayı kullanmak önemli bir finansal ve teknik risk barındırıyor: Gorgon ve Great Plains gibi mevcut projelerin düşük performans göstermesi bunu doğruluyor.
Bruce Robertson'ın kaleme aldığı "Karbon Yakalama Meselesi" isimli raporda doğalgaz, sanayi ve enerji sektörlerindeki 13 büyük ölçekli karbon yakalama ve depolama (CSS); karbon yakalama, kullanma ve depolama (CCUS) projelerinin yedisinin düşük performans gösterdiği, ikisinin başarısız ve birinin de güvensiz olduğu belirtiliyor.
Aynı raporda Robertson, karbon yakalama teknolojisinin 50 yıldır kullanılmasına karşın birçok projeyle başarısızlığının kanıtlandığını da vurguluyor. Robertson belli sektörlerin karbon yakalama teknolojilerindeki ısrarını şu sözlerle açıklıyor:
"Çimento, gübre ve çelik gibi emisyon azaltımının zor olduğu sektörlerde bir rolü olabileceğine dair bazı göstergeler olsa da genel sonuçlar, finansal, teknik ve azaltım konularında abartılı ve düşük performans gösteren bir çerçevenin devam ettiğini gösteriyor."
"Hedefe pratikte ulaşılamadı"
Raporun devamında yer alan bilgilere göre Norveç'teki Sleipner ve Snøhvit isimli iki projenin bu konudaki başarısı, ülkenin gaz ve petrol şirketleri üzerinde tam denetim kuran yasal mevzuatından kaynaklanıyor.
Robertson, bu bilgiler ışığında karbon yakalama teknolojisinin bir iklim çözümü olmadığını da belirtiyor.
Tarihsel süreç boyunca karbon yakalama projeleri çeşitli tehlikeleri ve riskleri bünyesinde barındırırken, Amerika'daki öncü merkezler de dahil olmak üzere, enerji sektöründe planlanan karbon yakalama projeleri kapasitesinin yüzde 90'ı uygulama aşamasında başarısız oldu. Endüstri tarafından iddia edilen emisyonların yüzde 90 azaltılması hedefine de pratikte ulaşılamadı.
Raporda, iklim krizinde emisyon azaltımı için alternatif bir çözüm bulunamaması durumunda geçici olarak karbon yakalama projelerinin kurulabileceği belirtilse de bu teknolojilerin tehlikeleri konusunda uyarılar da yapıldı.
Bu uyarılardan bazıları şöyle: Güvenli depolama yerleri belirlenmesi, uzun vadeli bir izleme planı ve tazminat mekanizması geliştirilmesine önem verilmesi.
Karbon yakalama nedir?Karbon Yakalama, Kullanma ve Depolama (Carbon Capture, Usage and Storage, CCUS), büyük fabrikalar ve enerji santralleri tarafından üretilen karbondioksitin atmosfere ulaşmasını ve küresel ısıtmaya katkı sağlamasını engelleyebilen farklı teknolojiler zincirini ifade ediyor. Bu teknikteki ilk adım ise fabrika bacalarına karbon yayılımı olmadan önce hapseden çözücü filtreler takmak. Eğer tutulan karbonun son durağı bir depo alanı değil de, bir diğer ürüne dönüştürüp kullanmak ise, bu yönteme Karbon Yakalama ve Yararlanma (Carbon Capture and Utilization, CCU) deniyor. |
(ED/TY)