Click here to read the article in English / Haberin İngilizcesi için buraya tıklayın
Şişli’de gözaltına alındıktan sonra darp edilerek gözaltına alınan beşi çocuk 24 kişinin “zor kullanmada sınırın aşılması” ve “kasten yaralama” şikayetleriyle yaptığı suç duyurusuna takipsizlik kararı verildi.
Savcı İsa Dalgıç dün verdiği takipsizlik kararında, karakol kameralarının kaydının “bulunamadığını” ifade etti:
“Yapılan soruşturmada, olay tarihi itibarıyla 20 gün kayıt yapması nedeniyle Şişli Polis Merkezi güvenlik kamera kayıtlarının bulunamadığı tespit olunmuştur.”
Oysa 20 Aralık 2015’te meydana gelen olay üzerinden savcılığın karar verdiği güne dek 19 gün geçtiğinden, karakolun kayıtları 20 gün boyunca tutmadığı anlaşılıyor.
TIKLAYIN - ÇEVİK KUVVET OTOBÜSÜNDE "MARŞLI İŞKENCE”
Rapora değil polis tutanağına göre karar
Kovuşturmaya yer olmadığının belirtildiği kararda, İstanbul Adli Tıp Şube Müdürlüğü raporlarına göre, şikayetçilerin basit tıbbi müdahale gerektirecek şekilde yaralandığı da belirtiliyor.
Şikayetçilerin Umut Hukuk Bürosundan avukatları da darp izlerini fotoğraflamış ve savcılığa sunmuştu.
Savcı Dalgıç, takipsizlik kararını verirken polisin tuttuğu olay yeri tutanaklarını dikkate aldığı, şikayetçilerin ifadesini ise “soyut iddialar” olarak değerlendirdiğini belirtti.
Gözaltındaki çocuk beyin cerrahisine sevk edildi
Şişli'de Yürüyüş dergisi dağıtmak isterken gözaltına alınan 24 kişi, “polislerin başlarını yere vurup üstüne bastığını, otobüste ve karakolda kendilerine marş dinletildiğini ve saatlerce dövüldüklerini” anlatmıştı.
“Yaşı 18’den küçük olan M.M.D. başına aldığı darbeler sonucu beyin cerrahi servisine sevk edildi. Tomografisi çekildi ancak çıkan sonuç doktora gösterilmeden Şişli Çocuk Büro Amirliğine götürüldü. Burada saatlerce kaldıktan sonra doktora götürüldü.”
“İmkan olsa kafanıza sıkarız”
Suç duyurusunda, “göz ve ağızları bantlanarak saatlerce dövüldükleri” şikayeti vardı.
Şikayette ayrıca gözaltına alınan kadınların taciz, küfür ve hakarete maruz kaldığı da yer aldı. Sürekli başlarına vurulduğunu, yere yatırılınca başlarına basıldığını, tekmelendiklerini de anlattılar.
Gözaltına alınanlardan İleri Kızılaltun, başlarına aldığı darbeler nedeniyle kustuklarını ifade etmişti: “Kafamı yere bastırıp üstüne de bastılar. Yerde yatar vaziyetteyken kafamı kaldırıp yüzüme tekmeyle vurdular. Başımı her kaldırdığımda vuruyorlardı. Çenemden yaralandım, gözaltına alındıktan sonra götürüldüğümüz Haseki Hastanesinde dört dikiş atıldı. O kadar yoğun işkence yaptılar ki, bir süre sonra hepimiz kusmaya başladık.”
Ercan Güneş de polisin yaptıklarını “Otobüste yumruk attılar, hakaret ve küfür ettiler. Sürekli marş çalıyorlardı. ‘İmkan verseler hepimizin kafasına sıkarız’ dediler” diye anlattı.
Dilan Poyraz da yaşananları şöyle anlatmıştı: “Derginin dağıtımına yeni başlamıştık. Başlar başlamaz gözaltı da başladı. Darp edilince kötü oldum, yürüyemedim. Beni zorla kaldırdılar, kalkmayınca başıma copla vurdular, bayıldım.” (AS)