Urfa Göbeklitepe ve Karahantepe'de bulunan heykeller ve bu heykellerden insan figürü olana uygulanan sansür iddiası gündemdeki yerini koruyor.
12 bin yıllık geçmişiyle "tarihin sıfır noktası" olarak nitelendirilen Göbeklitepe'de ilk boyalı heykel, Karahantepe'de ise en gerçekçi insan heykellerinden biri 30 Eylül’de bulundu.
Gerçekçi bir yüz ifadesiyle tarih öncesi sanatın en etkileyici örneklerinden biri olmaya aday gösterilen 2,3 metre yüksekliğindeki insan heykeli, bir sekinin içerisinde zemine sabitlenmiş şekilde görüldü. Heykelin, iki eliyle de erekte haldeki penisini tuttuğu görüldü.
Bugüne kadar 250’ye yakın “T” şeklindeki dikili taşın gün ışığına çıkarıldığı bölgede rastlanan eserlerden biri olan insan heykeli, devlet kurumlarının ve iktidara yakın medyanın haberi verme şekliyle sansür tartışmalarını da beraberinde getirdi.
Tahrip iddiası
Biyolojik olarak erkek formunda görünen heykelin Anadolu Ajansı ve Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından paylaşılan ilk fotoğraflarında söz konusu fallus yer almadı. TRT Haber’de de fallusa yer verilmedi. Bu görüntüler sansür tartışması kadar heykelin “tahrip” edilebileceği ya da edildiği iddialarını da beraberinde getirdi.
Sansür ve tahribat tartışmalarına dair dün (2 Ekim) Cumhuriyet Gazetesi’ne konuşan Göbeklitepe Kazı Başkanı Prof. Dr. Necmi Karul, heykelde herhangi bir tahribat olmadığını, parçalar halinde bulunduğunu ve sonradan birleştirildiğini söyledi.
“Fallus yerinde yoktu”
Karul, açıklamasına şöyle devam etti:
“Bugüne kadar heykellerin bulunma anında fotoğraflandığı arşivlerde yer alan fotoğraflara bakarsanız, neolatik dönemde de tek parça halinde bulunan bir heykele rastlayamazsınız. Heykeller burunları yüzde 99 oranında kırık ve birkaç örnek dışında fallusu üzerinde olan kırılmamış heykel yok. Hemen hemen hepsinin uzuvları kırılmış durumda. Bu heykeller burun, çenesi ve fallusu olmayacak şekilde üç parça halinde bulundu. Daha sonra üç parça birleştirildi o zaman daha yerinden kaldırıldığında fallus yerinde yoktu. İkinci parça henüz yoktu, bulunmamıştı.
“[...] Bilimin özellikle arkeolojinin içerisinde bilim insanları tarafından sansürün yeri olamaz.”
Karahantepe hakkında
Urfa’nın 60 kilometre doğusunda yer alan arkeolojik sit alanı.
Bölge, tarih öncesi dönemlerden Roma İmparatorluğu'na kadar uzanan bir dizi tarihi kalıntıya ev sahipliği yapıyor. Karahantepe'nin en önemli özelliği, burada bulunan büyük ve etkileyici bir höyüğün varlığı.
Karahantepe höyüğü, ilk olarak 1932'de İngiltereli arkeolog David George Hogarth tarafından keşfedildi.
Höyük, çeşitli kazılarda ortaya çıkarılan kalıntılar sayesinde tarih öncesi dönemlerden itibaren farklı uygarlıkların izlerini taşıyor. Bu izler arasında en önemlileri şunlar:
Neolitik Dönem: Karahantepe höyüğünde yapılan kazılarda, Neolitik döneme ait kalıntılar bulundu. Bu döneme ait çömlek parçaları, arkeologlara bu bölgenin binlerce yıl önce yerleşik insanların yaşadığı bir yer olduğunu gösterdi.
Hitit Dönemi: Karahantepe, Hitit İmparatorluğu'nun bir parçasıydı ve bu döneme ait kalıntılar da bölgede bulundu.
Roma Dönemi: Roma İmparatorluğu döneminde önemli bir yerleşim yeri olarak varlığını sürdüren bölgede, Roma dönemine ait kalıntılar arasında mozaikler, tapınaklar ve surlar yer alıyor.
(TY)