Gezi direnişi sırasında, ağır polis müdahalesinin yaşandığı 16 Haziran 2013’te Dolmabahçe’de bir kamyonda “yakalanan” Zileliler, haklarında açılan davadan beraat etti. Tokat’ın Zile ilçesinden İstanbul’a gelip polis müdahalesinin ortasında kalan ve gözaltına alınan 23 kişinin de içinde bulunduğu 39 kişiye, İstanbul 48. Asliye Ceza Mahkemesi’nde dava açılmıştı.
Cumhuriyet Savcısı Nazmi Okumuş’un hazırladığı iddianamede sanıklar, “silahlı direnişe katılmak ve halkı isyan için kışkırtmak” ile suçlanmıştı.
İddianamenin delilleri de diğer Gezi davalarından farksızdı: Gaz maskesi, eldiven, limon suyu, baret, deniz gözlüğü, puşi, bandana, kask, fular, tentürdiyot, gazlı bez, yara bandı, fener, yanık kremi, düdük…
Baretler de geri verilecek
Davanın yedinci duruşması bugün görüldü. Hakim Mustafa Yılmaz kararı açıkladı: “Sanıkların üzerlerine atılı suçu işlediklerinin sabit olmadığı anlaşıldığından Ceza Muhakemeleri Kanunu’nun (CMK) 223/2-e maddesi gereğince ayrı ayrı beraatlarına, emanette kayıtlı dört çuval içindeki materyallerin suçta kullanıldığı sabit olmadığından ve konusu suç teşkil etmediğinden hak sahiplerine iadesine karar verildi.” (AS)
Ne olmuştu? |
16 Haziran'da Beşiktaş ve Dolmabahçe'de 168 kişi gözaltına alındı, 129 kişi hakkında yeterli delil bulunamadığından kovuşturmaya yer olmadığı kararı verildi. 39 kişiye de "kanuna aykırı toplantı veya gösteri yürüyüşüne silahla veya 2911 Sayılı kanunun 23. maddesinde belirtilen aletlerle katılmak, halkı kanuna aykırı toplantı ve gösteri yürüyüşüne kışkırtmak" ve "dağılın uyarısına rağmen silahsız şekilde kanuna aykırı toplantı ve gösteri yürüyüşüne katılmak" suçlamalarıyla dava açıldı. Tokat'ın Zile nüfusuna kayıtlı 23 kişi de 16 Haziran'da kamyonun içinden taş attıkları ileri sürülerek gözaltına alınmıştı. İddianamede olay şöyle anlatıldı: "... plakalı Dodge marka bir kamyonla olay yerine gelen 30 kişilik bir gruptan görevlilere taş atıldı, sopalarla güvenlik kuvvetlerine saldırıldı, bunun üzerinde yapılan operasyonla önce sürücü Bektaş Üner sonra da kamyonun içindekiler gözaltına alındı." Üner olayı şöyle anlatmıştı: "İşteydim, mahsur kaldığını söyleyen bazı arkadaşlarım beni arayıp 'Bizi alabilir misin?' dediler. İş dönüşü oraya geçtim. Vardığımda aynı köyden olduğumuz başka insanların da orada olduğunu gördüm. Hepsini tanıyorum, onları da kamyonetin kasasına aldım. Bir arkadaşın eksik olduğunu fark ettik. Onu beklerken gözaltına alındık. Şimdi kendime kızıyorum, gitmez olaydım." |