"Bu ülkede erkeklere sevişmek değil tecavüz öğretilir. Feministlerin dizinin 'tecavüze teşvik ediyor' denilerek yasaklanmasını istemelerini 68'li biri olarak anlamam mümkün değil. Dizi, zaten tecavüzü yargılayan bir ideolojiyi barındırıyor. Bu ülkede erkeklere sevişmek değil tecavüz öğretilir."
Boğaziçi Üniversitesi Kadın Araştırmaları Kulübü'nün (BÜKAK) 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele Haftası Etkinlikleri'nde düzenlediği "Hukukta ve Medyada Tecavüz Temsilleri" panelinde "Fatmagül'ün Suçu Ne?" dizisi tartışılırken dizinin oyuncularından feminist Deniz Türkali bu ifadeleri kullandı.
'Türk aile yapısı' denilen kavramın "yalan, ikiyüzlü, sıkıcı, şiddete meyilli" olduğunu söyleyen Türkali, "Bir erkeğin yumruğunu sıkarak elini masaya vurup hayır demesi de bir tecavüzdür" dedi.
"Medya, bu diziyle tecavüz promosyunu yaptı"
BÜKAK'tan İrem Az'ın moderatörlüğünde dün (30 Kasım) Demir Demirgil Salonu'ndaki toplantının ikinci konuşmacısı Tiyatro Boğaziçi ve Feminist Kadın Çevresi üyesi oyuncu Pınar Gümüş'tü.
Gümüş, dizideki tecavüz sahnesiyle ilgili; "Dizide tecavüzü yargılama hedefi, hiç de ciddi olmayan bir sonuca evrildi. Bu sahne internette tıklanma rekorları kırdı" diye konuştu.
Dizinin Radyo ve Televizyon Üst Kurulu'na (RTÜK) en çok şikayet edilen dizi haline geldiğini belirten Gümüş, şöyle konuştu:
"Ama bu şikayetler, tecavüz sahnesinin genel ahlaka aykırılık taşıdığı gerekçesiyle yapıldı, kadına yönelik şiddete karşı değil... Medya, bu diziyle tecavüz promosyonu yaptı. Dizi çekilirken feministlere, tecavüz mağdurlarına danışılmalıydı."
Keskin'den 'cinsel şiddeti anlatmak için diziler, fitbol maçları kullanılsın' önerisi
Gözaltında Cinsel Taciz ve Tecavüze Karşı Hukuki Yardım Bürosu'ndan avukat Eren Keskin ise "İnsanlar gazete okumuyor ama dizi izliyorlar. Bu nedenle bizim yıllardır anlatmak istediklerimizi bir diziler, futbol maçları çok daha kısa sürede çok etkili bir şekilde anlatabiliyor" diyerek sözlerini başladı.
Keskin, cezaevinde kaldığı sürede işkence sırasında tecavüze uğrayan kadınların durumuna ilişkin şu bilgiyi paylaştı:
"Dışarıda müvekkilim olan kadınlardan tecavüze uğrayanlar da vardı. Bu kadınların suskunluklarının bir nedeni de yaşadıklarını anlatmak için örgüt liderlerinden izin alamamalarıydı. Örgüt liderleriyle kadınların yaşadığı bu tramvayı konuştuğumda bana 'Bu burjuva bir yaklaşımdır. Hepimiz işkence görüyoruz. Tecavüz de bu işkencenin bir parçasıdır' dediler."
Keskin, ayrıca bianet'in Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu'ndaki (KESK) taciz iddialarıyla ilgili sorusuna da "Bu kurumda böyle şeyler yaşanmaz' diye düşünmeden her kurum kendi içinde çalışan erkekleri bu anlamda sorgulamalı. Çünkü ne yazık ki bu her kurumda yaşanıyor ve bu tür tacizde bulunan erkekler teşhir edilmeli" yanıtını verdi. (BT)